Mesajı Okuyun
Old 17-01-2021, 16:47   #2
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

Sultanbeyli ilçesinin genel arazi kadastrosu 1980’li yıllarda tamamlanmış ve ilçenin tapulu arazilerinin tamamı Frans Filipson isimli Belçika uyruklu bir kişiye ait iken, mirasçıları tarafında paylı mülkiyet olarak muhtelif kişilere satıldığından ilçe arazisinin tamamı kadastro sonucu paylı mülkiyet olarak kişiler adına tespit ve tescil görmüştür. Sonradan çok az miktarda müstakil tapu oluşmuştur. Bu durumu Sultanbeyli ilçesinin davalarının görüldüğü Kartal Kadastro ve Asliye Hukuk Mahkemelerinde görev yaptığım için biliyorum.

Sonraki yıllarda , ilçe yoğun miktarda dışarıdan göç almış , hisseli tapulu parsellerin bölünerek köy senetleri satılması ,hazine arazilerinin işgal edilmesi ,2/b arazilerinin çokluğu ve buralara imar ruhsatsız yapıların yapılması sonucu ilçede mülkiyet durumu sorunlu hale gelmiştir. Bu duruma çare olarak 11.05.2018 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan 7143 sayılı Kanunun Geçici 1.md. ile , ilçedeki paylı mülkiyet durumundaki tamamı ile hazineye ait taşınmazlar Belediyenin mülkiyetine geçirilmiş ve bu taşınmazların 6292 sayılı 2/b arazilerinin satışı ile ilgili kanundaki yöntem ile hak sahiplerine satılması veya verilmesi sistemi öngörülmüştür.

Soruda sözü edilen kadastro, yukarıda 1.p.da yazılı 10 yıllık hak düşürücü süresi geçen genel arazi kadastrosu olmayıp, 2.p.da yazılı 7143 s.K.nun geçici 1.m. uygulaması için Kadastro K. Ek.Madde 4'e göre yapılan kullanım kadastrosudur. Kadastro tespit tutanaklarına karşı Kad.K.nun 11.maddesine göre 30 günlük askı süresi içinde Kadastro mahkemesinde dava açılabilir. 30 günlük süre kaçırılmış ise Kadastro.K.nun 12/3 maddesine göre 10 yıllık hak düşürücü süre içinde Asliye Hukuk Mahkemesinde zilyetliğin tespiti ile tapuya şerh edilmesi , başkası adına tespit yapılmışsa ona ait şerhin iptali davası açılabilir. Davanın kazanılması halinde alınacak ilam Belediyeye ibraz edilerek 7143 sayılı K.göre tapusu alınabilir. Dava sonuçlanıncaya kadar Belediye tarafından işlem yapılmaması hakkında ihtiyati tedbir istenerek bu arada bir başkasına tapu verilmesi önlenebilir. Parselin bir başkası adına tescil görmesi halinde ise, tapu kaydına karşı zilyetlik ileriye sürülemeyeceğinden tapu iptali ve tescil davası açılamaz. Diye düşünüyorum.