Mesajı Okuyun
Old 12-04-2007, 15:18   #2
Av. Bülent Sabri Akpunar

 
Varsayılan

Cuk


T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 2001/11-996
K. 2001/1026
T. 14.11.2001
• BANKA TEMİNAT MEKTUBUNU İBRAZINDA NAKDE ÇEVİRMEYEN BANKA ( Sonradan Teminat Mektubu Üzerine Konan İhtiyati Tedbir Nedeniyle Doğan Zarardan Sorumluluğu )
• İHTİYATİ TEDBİR NEDENİYLE DOĞAN ZARARDAN SORUMLULUK ( Banka Teminat Mektubunu İbrazında Nakde Çevirmeyen Bankanın )
• TEMİNAT MEKTUBUNUN GARANTİ SÖZLEŞMESİ NİTELİĞİ ( İbrazında Teminat Mektubunu Nakde Çevirmeyen Bankanın Konan İhtiyati Tedbir Nedeniyle Doğan Zarardan Sorumluluğu )
• GARANTİ SÖZLEŞMESİ NİTELİĞİNDEKİ BANKA TEMİNAT MEKTUBU ( İbrazında Nakde Çevirmeyerek İhtiyati Tedbir Konmasına Sebep Olan Bankanın Tazmin Yükümlülüğü )
818/m.41,110
ÖZET : Somut olayda, kesin banka teminat mektubu mahkemenin tedbir kararının bulunmadığı 26.8.1999 tarihinde bankaya usulüne uygun olarak ibraz edilmiş, banka başvurunun yapıldığı tarihte derhal ödeme yapması gerekirken hiçbir neden ileri sürmeden ödemeden kaçınmış, daha sonra da bir gün sonra verilen mahkeme tedbir kararının bu ödememeye gerekçe göstermiştir. Oysa sonradan ibraz edilen tedbir kararının bankanın tazmin zorunluluğunu ortadan kaldırmayacağı açıktır.

DAVA : Taraflar arasındaki "alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İskenderun 1. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 28.4.2000 gün ve 1999/1086-2000/351 sayılı kararın incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 4.12.2000 gün ve 2000/8242-9559 sayılı ilamı ile; ( ...Davacı vekili, dava dışı Gözcüler Dem.Tic.Nak.Kom.San.Ltd.Şti. ve Türkay İnş.Tic.Ltd.Şti. ile müvekkili arasında yapılan sözleşmeler gereği 5.2.1998 tarihli 8.600.000.000 liralık ve 22.6.1998 tarihli 2.238.375.000 liralık kesin teminat mektubu verildiğini, davalı bankanın garantörlüğünü üstlendiği işe ait 1998 yılı sözleşmesinin 8/9 maddesine aykırı davranılması nedeniyle 26.8.1999 tarihinde teminat mektuplarının nakte tahvilinin davalı bankadan istenildiğini, Dörtyol İş Mahkemesinin 27.8.1999 tarihli ihtiyati tedbir kararı üzerine davalı bankanın teminat mektubu bedellerini ödemediğini, taşeron firmalar adına taşeron işçilere ödenecek kıdem tazminatının ödemesine mani olan davalının zarara neden olduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin haklan saklı tutarak dava konusu teminat mektuplarının nakde tahvil edilmemesinden doğan alacak ve' tüm zarar-ziyanın 26.8.1999 tarihinden itibaren reeskont faiziyle tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, dava konusu teminat mektuplarının tahsil isteminin 26.8.1999 günü saat 16.000 da İskenderun şubesine ulaştığını, 27.8.1999 tarihinde ise Dörtyol İş Mahkemesinin verdiği tedbir kararının getirildiğini ve tazmin talebinin yerine getirilemediğini savunarak davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, davalı bankanın, mektup lehtarı ile davacı arasındaki ilişkiden kaynaklanan uyuşmazlıklar nedeniyle ödemeden kaçınamayacağı, teminat mektubunun ibraz edildiği gün itibari ile mahkemeden sadır bir ihtiyati tedbir kararı bulunmadığından, davalı bankanın teminat mektubu karşılığını ödemeden kaçınamayacağı gerekçesiyle, 500.000.000 liranın 26.8.1999 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiştir.

Kararı taraf vekilleri temyiz edilmiştir.

1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delilerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve dava konusu teminat mektuplarında alacağa yasal faiz yürütüleceğinin hüküm altına alınmış olmasına göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.

2-Davalı banka vekilinin temyiz itirazlarına gelince; Davaya konu teminat mektupları davalı bankaya 26.8.1999 tarihinde ibraz edilmiş, ancak bedeli 27.8.1999 tarihli ihtiyati tedbir kararı nedeniyle davacıya ödenmemiştir. Bankanın, tazmin talebini yerine getirmede gecikmesi ve bu arada ihtiyati tedbir kararı alınarak ödemenin durdurulması nedeniyle bankanın ihtiyati tedbir kararına kadar geçecek süre için gecikme faizi ödeyeceği

kuşkusuzdur. Ancak, tedbirin tebliği ile birlikte artık bankanın temerrüdünden söz etme imkanı bulunmamaktadır. Öte yandan, muhatabın, bankanın bu gecikmesi nedeniyle tazminat talep edebilmesinin ortada derhal ödemeyi sakıncalı gören bir mahkeme kararı bulunması nedeniyle hukuki bir dayanağı da bulunmamaktadır. Esasen muhatabın bir tazmin hakkına sahip olup olmayacağı da ancak ihtiyati tedbir kararı veren mahkemenin uyuşmazlığı çözen kararı ile ortaya çıkacaktır. Buraya kadar anlatılanlar davalı bankanın ancak iyiniyetle hareket etmesi halinde söz konusu olup, eğer davalı banka dolaylı bir biçimde de olsa söz konusu ihtiyati tedbir kararının alınmasına neden olmuşsa artık hukuken himaye göremez ve hem teminat mektubu bedelinden, hem de bunun tedbir süresince işleyen temerrüt faizinden sorumlu olur. Bu durumda mahkemece, davalı banka kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle davalı bankanın olayda kötü niyetli olup olmadığının saptanması ve ancak kötü niyetli olduğunun anlaşılması halinde davanın kabulü gerekirken, bu husus üzerinde durulmaksızın yazılı olduğu şekilde hüküm tesisi doğru olmamış ve kararın açıklanan nedenlerle davalı banka yararına bozulması gerekmiştir... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

TEMYİZ EDEN : Taraf vekilleri

Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

KARAR : Bozma kararından sonra dosyaya sunulan, yerel mahkemece verilen kabul kararlarının onanmasına ilişkin ilamlara dayanılarak direnme kararı verilmesinin HUMK.nun 429/3 uyarınca karar gerekçesinin genişletilmesi olduğu görüldüğünden yeni delil ibrazına ilişkin ön sorun kabul edilmeyerek işin esasına geçilmiştir.

2-Dava, davalı banka tarafından verilen teminat mektubunun paraya çevrilmesi nedeniyle alacak istemine ilişkindir.

Davanın kabulüne ilişkin yerel mahkeme kararı, Özel Dairece yukarıdaki gerekçeyle bozulmuştur.

Davacı vekili dava dışı bir şirket lehine teminat sağlamak amacıyla 8.12.1998 gün, 3146 no'lu 500.000.000 TL. bedelli kesin teminat mektubunun davalı banka tarafından müvekkiline verildiğini, anılan teminat mektubunun ihtiyati tedbir kararı bulunduğundan söz edilerek nakde çevrilmediğini oysa kesin teminat mektubunun nakde çevrilmesi için 26.8.1999 tarihinde bankaya ibraz edildiğini, davalı bankanın garanti sözleşmesi hükümlerine göre ibrazı anında nakde çevirmeyerek bir gün sonra ihtiyati tedbir kararı alınmasına sebebiyet verdiğini, mektubun ibrazı anında ihtiyati tedbir kararı bulunmadığını, davalı bankanın garanti sözleşmesi hükümlerine muhalefet etmesi nedeniyle sorumlu olduğunu iddia ederek teminat mektubu bedeli 500.000.000 TL. ile tüm zarar ve ziyanlarının davalılara ödetilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı banka teminat mektubunun 26.8.1999 tarihinde geç saatlerde bankaya ibraz edildiğini, banka tarafından ödemenin 27.8.1999 gününde yapılması gerektiğini, ancak anılan günde ödeme yapılmadan lehtar ( taşeron ) firma tarafından Dörtyol İş Mahkemesi'nin 1999/156 Es. sayılı dosyada verilen tedbir kararının getirildiğini, tedbir kararı nedeniyle ödemenin yapılamadığını, bankanın kusur ve sorumluluğunun bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, davalı bankanın teminat mektubu vermekle davacı ile lehine kesin teminat mektubu verilen kişi arasındaki iç ilişkiden bağımsız olarak; mektubun kendisinin verdiği mektup olduğunun belirlenmesi üzerine başkaca hiçbir hususu araştırmaksızın teminat mektubunun ibrası halinde nakde çevirmek borcu altına girdiği, davacının 26.8.1999 tarihinde bankaya başvurduğu, anılan günde teminat mektubunu paraya çevirmeyen davalı bankanın bir gün sonra verilen Dörtyol İş Mahkemesinin ihtiyati tedbir kararına dayanarak ödeme yapmamasının haklı bir neden olamayacağı, teminat mektubunun ibrasında ihtiyati tedbir kararı bulunmadığından ödemeden kaçınan bankanın sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne yönelik verdiği karar Özel Daire'ce, teminat mektubunun 26.8.1999 tarihinde ibraz edildiği, ancak bedelini 27.8.1999 tarihinde ihtiyati, tedbir kararı nedeniyle davacıya ödenmediği, tedbirin tebliği ile birlikte artık bankanın temerrüdünden söz etme imkanı bulunmadığı, ancak davalı bankanın kötüniyetli olup olmadığının araştırılması gereğine değinilerek hüküm bozulmuş, yerel mahkeme önceki kararında direnmiştir.

Öncelikle banka teminat mektuplarının hukuki tavsifleri ve özelliklerinin ne olduğu üzerinde durmak gerekir.

Türk mevzuatında, Garanti Akdine ilişkin bir düzenleme mevcut olmamakla birlikte, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Kurulu'nun 1.12.1967 gün 1966/16 esas, 1967/7 karar sayılı ve 11.6.1969 gün 1969/4-6 sayılı kararlarında açıklandığı ve öğretide baskın şekilde kabul edildiği gibi Banka Teminat Mektupları Garanti Akdi niteliğinde bulunduğu kabul edilmektedir. Bunun doğal sonucu olarak banka, teminat mektubu vermekle bir asli borç yüklenmiş olmaktadır. Teminat mektubunu öderken kendi borcunu ödemiş olmaktadır. Banka mücbir sebepleri, beklenmeyen halleri imkansızlığı, muhatap ile lehtar arasındaki aktin geçersizliğini, lehtarın ölümünü, iflasını ileri sürerek tazmin talebini reddedemez. Banka teminat mektubunun geçersiz olduğunu, zamanaşımına uğradığını mahkemece ödememe konusunda tedbir bulunduğu gibi sırf kendisine ait defileri ileri sürmek suretiyle mektup bedelini ödemekten kaçınabilir ( YHGK. E: 1979/11-1941 K:1981/560, aynı kurulun 19.4.1995 gün 5:1995/11-124 K:1995/408, Y. 11. H.D. 22.3.1985 gün E:1001/1619 aynı dairenin 2.11.1993 gün E:1992/5977 K:7001 ).

Somut olayda, kesin teminat mektubu mahkemenin tedbir kararının bulunmadığı 26.8.1999 tarihinde bankaya usulüne uygun olarak ibraz edilmiş, banka başvurunun yapıldığı tarihte derhal ödeme yapması gerekirken hiçbir neden ileri sürmeden ödemeden kaçınmış, daha sonra da bir gün sonra verilen mahkeme tedbir kararının bu ödememeye gerekçe göstermiştir. Oysa sonradan ibraz edilen tedbir kararının bankanın tazmin zorunluluğunu ortadan kaldırmayacağı açıktır.

Bu durumda yerel mahkemenin direnme kararı yerindedir. Ne var ki, esasa ilişkin temyiz itirazları dairesince incelenmediğinden bu konuda inceleme yapılmak üzere dosya Özel Dairesine gönderilmelidir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle yerel mahkemenin direnmesi yerinde görüldüğünden davalı vekilinin esasa ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 11. Hukuk DAİRESİ'ne gönderilmesine 14.11.2001 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

KAZANCI