Mesajı Okuyun
Old 21-10-2007, 02:04   #46
Av. Muzaffer ERDOĞAN

 
Varsayılan Zina Suç Değil Ancak Konut Dokunulmazlığının İhlali Var

Konu hala evli bir kadının cinsel ilşki amacı ile bir erkeği eve alması ile sınırlandırılarak tartışılmaya çalışılıyor. Ancak olay bu değil. Geçmişteki tartışmalarımda farklı örnekler vermiştim. Son açıklamamda çok net olarak anlattım. Benim sorunum yasa hükmünde taraflardan birinin muvaffakatının olması ve bunun da meşru amaca yönelik olması şeklindeki düzenleme.

Farklı bir açıdan yaklaşalım o zaman. Eşlerden birisi sadece diğerini gıcık etmek için eve davet ediyor. Cinsel ilişki güdüsü kesinlikle yok. Davet eden/edilen kadın da olabilir erkek de. Bu davet meşru mudur? Savunma da şöyle: Davet eden eş kavgalıydık. Çok sinirli idim. Bu arkadaşımla konuşunca rahatlıyorum. Zaten geldiğinde de salonda oturmuş karşılıklı kahve veya içki içiyorduk. İkimiz de giyiniktik. Diğer eş de benim bu kişinin eve girmesine muvaffakatım olmadığını biliyor. ve sırf beni sinirlendirmek için çağırdı diyor.

Bu davet meşru mudur? burada meşruiyetin tanımlamasını kim nasıl yapacaktır? Benim karşı çıkış noktam bu: Göreceli kavramlara dayanılarak bir ceza kuralı konulamaz.

Şimdi a savcısına göre davet meşru ise dava açılmasına gerek görülmeyecektir. B savcısına göre meşru değilse dava açılacaktır. Açılan dava a mahkemesinde açılıp yargıç bunu meşru görürse beraat kararı verilecektir. b mahkemesi hakimi ile meşru olmadığını düşünüp mahkumiyet kararı verebilecektir.

Çağrının meşru olup olmaması suçun objektif unsurlarından birisidir ve bu şekilde düzenlenen unsur da objektif değil, tamamen takdiri, subjektif bir unsurdur. Bu subjekvite ise taraflara ait değil (kastın olması gidi) irdeleyen diğer sujelerce yerine getirilen bir subjektifliktir. Halbuki suçun subjektif unsurları faile ilişkindir. 3. kişilerin yorumuna ilişkin değil.

BURADA CEZALARIN KANUNİLİĞ İLKESİ NEREDE BANA BİRİSİ ANLATSIN. bU NASIL YASADA AÇIK VE SEÇİK TANIMLANMIŞ SUÇ?

Yargıtay'ın gerekçesi ise tam bir felaket. Kocanın muvaffakatının olduğu varsayılamayacağından. Yahıu hiç olmasa kocanın muvaffakatının olup olmadığı konusunun araştırılması açısından boz, sonra bu hükme var. Ceza hukukunda varsayılacağından/varsayılamayacağından gerekçe ile hüküm kurulması sizce ne kadar doğru. İnsana varsayımla ceza verilir mi?

Saygılar.