Mesajı Okuyun
Old 12-05-2006, 11:47   #2
ertanhukukprogramlari

 
Varsayılan

Syn. Mustafa YILDIZ
Aramış olduğunuz konuda birçok karar bulmama rağmen incelediklerimden 1 tanesini buraya koyuyorum. Umarım işinize yarar.




HG 00 Esas : 2001/11-370 Karar: 2001/000406 Tarih: 25.04.2001
* İTİRAZIN İPTALİ
* KASKO SİGORTASI
* İCRA İNKAR TAZMİNATI

İcra takibine konu yapılan alacak, kasko sigorta tazminatına ilişkindir. Kasko sigortası bir meblağ sigortası olmayıp, zarar sigortaları kapsamında bir mal sigortası olduğuna göre, sigorta ettiren sigorta poliçesinde belirlenen sigorta bedelini değil, gerçekten uğradığı zararı akidi olan sigortacıdan isteyebilir. Rizikonun gerçekleşmesinden sonra sigorta ettiren, zararını, sigortacısından tazminat ilkeleri çerçevesinde ve oluşan gerçek zarar kapsamında, talep edebilir. Bu itibarla, itirazın iptali halinde alacaklının icra inkar tazminatı isteyebilmesi için gerek uygulamada, gerekse öğretide öngörülen alacaktaki "likit" yani muayyenlik ve belirlenebilirlik niteliği ve koşulu mevcut bulunmamaktadır.
(2004 s. İİK. m. 67) (6762 s. TTK. m. 1282, 1292, 1299)
Taraflar arasındaki "itirazın iptali" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul Asliye 3. Ticaret Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 29/12/1999 gün ve 1999/411-1380 sayılı kararın incelenmesi davalı borçlu vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 16/5/2000 gün ve 3272-4336 sayılı ilamı ile; (...Davacı vekili, davalı şirkete sigortalı aracının çalınmasına rağmen hasarın karşılanmadığını aleyhine girişilen icra takibine davalının itirazı ettiğini ileri sürerek itirazın iptalini, inkar tazminatının tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili aracın teknik özellikleri nedeniyle anahtar kullanılmadan çalıştırılamayacağını, yedek anahtarın ibraz edilemeyip olayın kuşkulu olduğunu, inkar tazminatı istenemeyeceğini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, sigortalı aracın anahtar kullanılmadan da çalınabileceğinin benzer olaylarda karşılaşılan bir durum olduğu, tazminatın likit bir alacaktan kaynaklandığı gerekçeleriyle takibin 4.917.229.999 TL. üzerinden devamına, aslı alacağa %78 faiz oranı aşılmamak koşuluyla faiz uygulanmasına karar verilmiştir. . Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve davalı vekilinin aşağıdaki 2 ve 3 nolu bentlerin dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Ancak, dosyada mevcut satış sözleşmesinde ve poliçede sigortalı aracın tipi Vectra B GLSX20 olarak gösterilmiş bulunmaktadır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda aracın sigorta değeri Türkiye Sigorta Reasürans Şirketleri Birliği''''nce yayınlanan değer listesine göre belirlenmiş ve aracın tipi Vectra 20 CD olan rnodel üzerinden hesaplanmıştır. Davalı vekilince aracın değer listesinden esas alınan tip ve değerine itiraz edildiği halde bu itirafı karşılanmamıştır. Mahkemece bilirkişiden bu konuda ek rapor alınarak, davalı itirazları da karşılanmak suretiyle hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
3-Kabulü göre de, olay yargılamayı gerektirip, alacağın da likit olmadığı gözetilmeden, davacı yararına icra inkar tazminatına hükmolunması isabetli görülmemiştir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Davalı borçlu vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu''''nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, İİK.nun 67. maddesine dayalı itirazın iptali isteğine ilişkindir.
Uyuşmazlık sigorta sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, yanlar arasında enflasyona endeksli sigorta poliçesinin oluştuğu ve rizikonun poliçenin yürürlükte olduğu dönem içerisinde gerçekleştiği konularında her hangi bir çekişme bulmamaktadır. Çekişme oluşan riskin karşılanmasıyla ilgilidir.
Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık ise; dava konusu aracın özelliklerinin mahkemece yapılan bilirkişi incelemesinde doğru olarak ele alınıp alınmadığı ve icra inkar tazminatına hükmedilip hükmedilemeyeceği noktasında toplanmakladır.
Mahkemece hükme esas alınan 06.12.1999 "tarihli bilirkişi raporunda; Kasko sigortası genel şartlarının B/3.3.1.4, maddesi gereğince aracın çalınması halinde azami sorumluluk haddini geçmemek üzere aracın çalınma günündeki değerinin ödeneceği, davacıya ait 1996 model Opel Vectra B-GLS-x20 vasıtanın çalınma tarihindeki araç değeri liste fiyatının 4.713.000.000 T''''L olduğu, bu vasıtanın poliçe başlangıcında 4.300.000.000 TL değer üzerinden sigortası yapılmış ise de tanzim edilen poliçe enflasyona endeksli olduğundan çalınma tarihindeki değeri olan 4.713.000.000 TL den sigorta şirketinin sorumlu olması gerektiği belirtilmiştir.
Yerel Mahkeme; bilirkişi raporuna dayanarak "Aracın ulaştığı değerin bilirkişice 4.713.000.000 TL. olarak belirlendiğini, davalı şirkete gönderilen 12.1.1999 tarihli uyarının ulaştığı tarihten icra takibine tarihine geçen 20 günlük süre için istek dikkate alınarak %78 üzerinden 204.229.999 TL. direnim faizinin doğrudan hesaplandığını, yanlar arasında bağıtlanan sözleşmede aracın sigorta bedeli ve uygulanacak enflasyon endeksinin belli olduğunu, sigorta şirketlerinin dosyada örneği bulunan kasko değerleri listesinden rizikonun gerçekleştiği tarihlerde araçların değerini kolayca saptayabildikleri gibi, bu değerler baz alınarak bağıtladıkları sigorta sözleşmelerinin prim miktarlarını da belirlediklerini, ortada davalı şirketçe bilinen, belirlenebilir miktarda likit ve borç olmasına rağmen kendilerince ileri sürülen ve geçerli kabul edilmeyen nedenlerden takibe itiraz etmeleri ve bunun öncesinde yasal uyarıya rağmen sigorta bedelini ödememeleri dikkate alınarak, İİY.nin 67/2 maddesi uyarınca %40 oranında icra inkar ödencesi belirlenmesi gerektiğini" Gerekçe göstererek Davalının Şişli 1. İcra Müdürlüğünün 1999/600 esasına kayıtlı dosyasında takibe yaptığı itirazının İİY.nin 67. TTK.nun 1282, 1292 ve 1299. maddeleri uyarınca 4.917.229,999 TL. üzerinden iptali ile takibin devamına, takip tarihinden sonra asıl alacak 4.713.000.000 TL. ye %78 ile sınırlı olmak üzere 3095 S.Y.nın 2/3 maddesi uyarınca reeskont faizi uygulanmasına, İİY.nin 67/2. maddesi uyarınca %40 üzerinden belirlenen 1.966.891.960 TL. icra inkar ödencesinin davalı şirketten alınıp davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, karar vermiştir.
Özel Daire; sair hususlara ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak dosyada mevcut satış sözleşmesinde ve poliçede sigortalı aracın tipinin Vectra B GLSX20 olarak gösterilmiş olduğu, hükme esas alınan bilirkişi raporunda aracın sigorta değeri Türkiye Sigorta Reasürans Şirketleri Birliği''''nce yayınlanan değer listesine göre belirlenip ve aracın tipinin Vectra 20 CD olan model üzerinden hesaplandığı, davalı vekilince aracın değer listesinden esas alınan tip ve değerine itiraz edildiği halde bu itirazının karşılanmadığı, mahkemece bilirkişiden bu konuda ek rapor alınarak, davalı itirazları da karşılanmak suretiyle hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerektiği, diğer taraftan, olay yargılamayı gerektirip, alacağın da likit olmadığı gözetilmeden, davacı yararına icra inkar tazminatına hükmolunmasının da isabetli olmadığı gerekçesiyle hükmün bozulmasına, karar vermiştir.
Mahkemece önceki kararda direnilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara , mahkeme kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacı aracının modeli ve özelliklerinin yukarıda da açıklandığı gibi doğru olarak hesaplanmış olmasına, bilirkişi raporu ile delillerin değerlendiriimesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun bulunan direnme kararının bu yönüyle onanması gerekir.
2. Davalı vekilinin icra inkar tazminatına yönelik temyizine gelince; İcra takibine konu yapılan alacak, kasko sigorta tazminatına ilişkindir.
Kasko sigortası bir meblağ sigortası olmayıp, zarar sigortaları kapsamında bir mal sigortası olduğuna göre, sigorta ettiren sigorta poliçesinde belirlenen sigorta bedelini değil, gerçekten uğradığı zararı akidi olan sigortacıdan isteyebilir. Diğer bir deyişle, rizikonun gerçekleşmesinden sonra sigorta ettiren, zararını, sigortacısından tazminat ilkeleri çerçevesinde ve oluşan gerçek zarar kapsamında, talep edebilir. Bu itibarla, itirazın iptali halinde alacaklının İİK.nun 67/2 nci maddesinde öngörülen icra inkar tazminatı isteyebilmesi için gerek uygulamada, gerekse öğretide öngörülen alacaktaki "likit" yani muayyenlik ve belirlenebilirlik niteliği ve koşulu mevcut bulunmamaktadır.
Bu durum karşısında, Hukuk Genel Kurulu''''nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyularak davacı tarafın icra inkar tazminatına yönelik istemin reddine karar verilmesi gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırı görüldüğünden direnme kararının bu yönden bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: 1. (1). Maddede açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile direnme kararının ONANMASINA, ve aşağıda dökümü yazılı (159.500.000) lira bakiye temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına,
2. Davalı vekilinin icra inkar tazminatı yönünden temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarıda (2). Maddede açıklanan ve Özel Daire Bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK. nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, 25/04/2001 gününde oybirliği ile karar verildi.

Kaynak={Corpus Arşiv No: HG-634}
(C) 2000, Corpus, CD-Medya