Mesajı Okuyun
Old 02-05-2004, 03:21   #53
Nusret

 
Varsayılan Gemici'ye gecikmiş bir cevap

Sayın gemici;

Dışarıda bir karış kar varken yazdığınız mesajınızı dışarıda güzel bir hava varken, bu güzel Mayıs gününde ancak cevaplayabildiğim için bağışlayın beni! Aslında benim açımdan bitmiş gözüyle baktığım bu tartışmayı epeydir izlemiyordum. Fakat bu sıralar bir vesileyle tekrar bakmak ihtiyacı duyduğumda sizin, bana oldukça garip gelen ve bu cevabı yazmama vesile olan mesajınızla karşılaştım.

Sayın gemici, mesajınızda "özellikle Sayın Adil Giray Çelik'in 'cübbe' konusundaki araştırmaya dayanan mesajları"nı ilgi çekici bulmuşsunuz. Ben ilgi çekici değil mi dedim?! Bence de ilgi çekiciydi. Ama bu başlıkta yürütülen tartışma, bu meslektaşımızın cübbe konusunda yaptığı "araştırma"nın ilgi çekici olup olmaması değildi ki!

Mesajınızın sonraki paragrafında benim mesajlarımı eleştirmeye, "ideolojik tartışmalar"a bakışınızı açıklamakla başlamışsınız. İdeolojik tartışmalara bakış açınızı kabul etmek mümkün değil sayın gemici. İdeolojik tartışmaları, hatta ideolojilerin kendisini doğru bulmayan, bundan kaçınılmasını öğütleyen bir yaklaşımınız var. Halbuki size bu sözleri söyleten de bir başka ideolojik tavır değil midir?

Mesajınızda

Alıntı:
Bu tartışmaların çoğunun belirli bir yapısı vardır, kendi ideolojilerinden olmayan herşeye ve herkese karşıdırlar; başkalarının da haklı olabilecekleri veya başka fikirlerin de doğru olabileceği olasılığını ideolojiler kabul etmez. Her ideolojinin belirli bir mantık çatısı vardır ve bu çatı ancak o ideolojinin mantığı ile ayakta durabilir. Çatının ayakta durabilmesi için dışarıdan gelebilecek her saldırıya karşı korunması gerekir. Korumanın da ötesinde, kendi çatılarını, tepeden inme ve zorla başka fikirlerin üzerine oturtmaya çalışırlar.


diye garip bir cümleler silsilesi sıralamışsınız. Şu yukarıda alıntıladığım mesaj parçasında yazdığınızın konumuzla doğrudan bir ilgisi bulunmamaktadır. Anlam kaymaları (İdeolojinin mantık çatısının onun mantığı ile ayakta durabilmesi gibi -bu da laf mı yani gemici bey) da taşıyan bu cümleleriniz, tamamen sizin ideoloji meselesine çarpık bakışınızın ürünüdür. Sanırım bir "sosyal danışman" olarak bu konuda bir iki laf etme ihtiyacı duymuşsunuz. Ama kusura bakmayın baltayı taşa vurduğunuzu söylemeden edemeyeceğim.

İdeoloji denilen şey, toplumsal sınıflardan, bir toplum içinde bulunup üretim ilişkilerindeki rollerine ve konumlanışlarına göre nitelendirilen bu sınıflardan bağımsız bir şey değil, tamamen onlara ait bir şeydir. Ve her bir ideoloji bu toplumsal sınıfların mevcut ve gelecekteki çıkarlarının stratejik bir ifadesinden başka bir şey değildir. İşçi sınıfının ideolojisi dediğimiz şey, sadece işçi sınıfını değil, tüm insanlığı kapitalist sömürü çarkından kurtarmayı ve sınıfsız bir topluma ulaştırmayı hedefler. İşte bana burada ve diğer tüm yerlerde bu lafları ettiren şey bu ideolojidir. Kapitalist bir toplumda bir küçük burjuva kimdir? O, maddi konumu itibariyle, proletarya ile büyük burjuvazi arasında sıkışıp kalmış, düşünce bazında da bir o yana bir bu yana yalpalayan bir kişidir; ortayolcudur; ideolojiye karşı olduğunu söyler, ama en ideolojik değerlendirmeleri yapmaktan geri durmaz.

Sayın gemici, ideoloji kaçınılması değil (siz de kaçınmamış, bol bol ideolojik değerlendirme yapmışsınız zaten) sahip olunması gereken bir şeydir.

Mesajınızdan yukarıya alıntıladığım kısımda bana atfettiğiniz tavırların benim mesajlarımın taşıdığı anlamla ne ilgisi olduğunu da anlayabilmiş değilim. Dediğim gibi, ideolojiyle ilgili içinizde birikmiş kızgınlığı telaffuz etmişsiniz sadece. Ben bu konuyla ilgili mesajlarımı gerekçelendirirken salt ideolojik bir kanıtlama yöntemini kullanmadım ki, bu konu ideolojimizin şu şu özellikleri nedeniyle doğrudur gibi. Lütfen bu konuyla ilgili yazdıklarımı bir daha okuyun! Okuyun ve böyle boş ithamlarda bulunmayın!

Benim mesajlarını eleştirdiğim diğer forumcu arkadaşları "muhatap" olarak görmemin de ne sakıncası olduğunu, evet bunu da anlayamadım. Sayın gemici'nin dilimizdeki kelimeleri dahi değiştirme gibi bir misyonu mu vardır?! Bu başlıktaki tartışmada benden farklı düşünen diğer forumcu arkadaşlar, bu tartışma süresince elbette ki benim muhatabımdırlar. Bu durum, aynen diğer tartışma başlıkları için de geçerlidir. Burada küçük burjuva kırılganlığına gerek yok sayın gemici. Keşke lafı bu kadar dolandırmadan doğrudan konuya girseydiniz!

Konumuzla ilgili olarak görebileceğim tek, pardon iki cümleniz

Alıntı:
Böyle olunca da isteyenin istediği anda cübbeyi sokağa taşıması, toplumda avukatlara karşı olan saygınlığı zedeler. Eğer hukukun, adaletin, demokrasi ve insan haklarının korunması, yani avukatların ortak değerleri söz konusu ise evet derim.


şeklindedir. Fakat bu alıntıdan da meramınızın ne olduğunu anlamam pek mümkün olmadı, özür dilerim. Yukarıdaki alıntının ilk cümlesinden cübbeli eyleme sanki karşıymışsınız gibi anlaşılıyor, ama "isteyenin istediği anda" kısmı tam da böyle anlamamızı engelliyor. İkinci cümlede ise "evet" dediğiniz şeyin ne olduğu o kadar açık değil. Acaba bunu "Hukukun, adaletin, demokrasi ve insan haklarının korunması" için cübbeli eylem yapılabileceği şeklinde mi anlamalıyız? Eğer sayın gemici burada bunu kastetmişse, yukarıdaki bütün o anti-ideloji tavırlarına ve bana haksız olarak giydirdiği diğer laflara ne gerek vardı? (Öte yandan, bu alıntıdaki son tümce de yanlış. Bu değerler sadece avukatların değil tüm insanlığın ortak değerleridir.)

Amaaan, off!!! Bu mesajı artık bitirmem lazım. Ama son bir şey daha yazacağım. Sayın gemici arkadaşımız neden benim "burjuva adalet mekanizması" nitelememe itiraz ediyor? Gemici'nin eleştirdiğim bu mesajında en son anlayamadığım şey budur. Mesajı da burada bittiği için geriye anlayamadığım başka bir husus -çok şükür ki- kalmamıştır. Ben bu nitelendirmeyi "avukatların cübbelerine gelince" yapmış değilim ki! Bu başlıktaki cübbe ile ilgili tartışmada, mevcut hukuk sistemimizi nitelendirmeye ihtiyaç duyduğum için kullandığım bir sıfattır o. Sadece cübbe konusunda değil, hukuk sistemimizin söz konusu olduğu başka bir tartışmada da gerekli olduğunda kullanabileceğim bir sıfat hem de.

Nihayet bitti! İnanın, şu THS forumunda zorlanarak yazdığım ilk mesaj oldu bu. Demek ki, "München"den memleket böyle gözüküyor; ne diyeyim?!