Mesajı Okuyun
Old 25-01-2004, 20:20   #49
Gemici

 
Varsayılan

Dışarıda bir karış kar var, halende yağıyor. Canım dışarı çıkıp soğukta gezinmek veya televizyon seyretmek istemediği için bilgisayarı açtım. Forumda gezinirken, bu konuya takıldım ve yazılan mesajları baştan sonuna kadar zevkle okudum. Özellikle Sayın Adil Giray Çelik in “Cübbe” konusundaki araştırmaya dayanan mesajları ilgi çekici.

Sayın Nusret in mesajlarını okurken İstanbulda ve sonradan Münihte şahit olduğum ideolojik tartışmalar aklıma geldi. Örneklerini şimdide çoğu tartışmalarda görmek mümkün. Bu tartışmaların çoğunun belirli bir yapısı vardır, kendi ideolojilerinden olmayan herşeye ve herkese karşıdırlar; başkalarının da haklı olabilecekleri veya başka fikirlerin de doğru olabileceği olasılığını ideolojiler kabul etmez. Her İdeolojinin belirli bir mantık çatısı vardır ve bu çatı ancak o ideolojinin mantığı ile ayakata durabilir. Çatının ayakta durabilmesi için dışarıdan gelebilecek her saldırıya karşı korunması gerekir. Korunmanın da ötesinde, kendi çatılarını, tepeden inme ve zorla başka fikirlerin üzerine oturtmaya çalışırlar. Belki giriş biraz uzun oldu ama başka türlü Sayın Nusretin kendisinden başka fikirde olanları “Muhatap” kabul etmesini açıklamak mümkün değil.

Hukukun saygınlığı bir yerde onu temsil eden şahıs ve kurumların (Hakim, Savcı; Avukat, Üniversite; Adalet Teşkilatı, Meclis, Devlet) saygınlığına bağlıdır. Bu saygınlığı elde edebilmek içinde bu şahıs ve kurumların uymaları gereken bir takım kurallar vardır. Bu kurallardan bir tanesi de belirli bir kıyafettir. Avukat örneğini ele alırsak, belirli yerlerde cübbe giymek, o avukatın belirli bir mesleğin telsilcisi olduğunun ve belirli bir görevi yerine getirdiğinin sembolüdür. Peki bu sembol olmadan avukat “hukuku temsil etme, adaletin yerine getirilmesi” görevini yerine getiremezmi? Getirir.

O halde cübbe giymenin, mahkeme önüne cübbe dediğimiz bu üniforma ile çıkmanın anlamı ne? Mantıki bir cevabı yok bence, bilen varsa söylesin. Aslında gaye mantıki bir cevap aramakta değil bence. Cübbenin sadece sembolik bir anlamı var, ve bu sembolik anlam onu giyenin (Avukatın) toplum içindeki yerini belirliyor. Cübbeyi giyen her avukatın “Hukukun ve Adaletin” sembolü olan o cübbenin hakkını vermesi gerekir. Avukat cübbesinin hakkını verdiği sürece toplumdan saygı görür ve hukukun üstünlüğü prensibinin toplumda pekişmesine yol açar.

Böyle olunca da istiyenin istediği anda cübbeyi sokağa taşıması, toplumda avukatlara karşı olan saygınlığı zedeler. Eğer hukukun, adaletin, demokrasi ve insan haklarının korunması, yani avukatların ortak değerleri söz konusu ise evet derim.

Cübbe sembolü olduğu değerlerden kıymetli değildir.

Aslında bütün mesleklerin kendilerine göre bir kıyafetleri var. Bunun dışında günlük yaşantımızda hepimizin belirli mevsimlerde ve günün belirli saatlerinde giydiğimiz değişik kıyafetler var. Bunun neden böyle olduğunu hemen hemen hiç birimiz araştırmıyor, avukatların cübbelerine gelince neden hemen "Burjuva" Adalet mekanizması yaftası yapıştırılıyor?

Saygılarımla