Mesajı Okuyun
Old 07-01-2013, 15:26   #7
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Sayın Metin,

1- İBGK; 15 HD'nin olaya BK m.360'ın (ki âni edimli sözleşmelerin özelliğine göre düzenlenmiş bir maddedir;TBK m.475) kıyas yoluyla uygulanabileceği görüşünü:
Alıntı:
BK m.360 hükmü, kural olarak, bir eserin istenen vasıflara uygun olarak meydana getirilmemesi (yani işin ayıplı tamamlanması) hallerinde uygulanabilir. İnceleme konusu olaylarda ise, müteahhidin teslim gününde yapıyı bitirmemesi yüzünden temerrüde düşmesi ve yapıyı kısmen tamamlaması söz konusudur.

sebebiyle kabul etmemiştir...

2- İBGK; BK m.358'in (ki âni edimli sözleşmelerin özelliğine göre düzenlenmiş bir maddedir; TBK m.473) uygulanamayacağını söylerken:
Alıntı:
BK m.358 genellikle iş sahibinin sözleşmeden erken dönebilmesi haline ilişkindir. Bu nedenle, içtihadı birleştirmeye konu olayda 358. maddenin uygulanabileceğini kabul etmek de mümkün görülmemiştir.
demektedir.

Görüldüğü üzere İBGK, özel hükümler hakkında yorum yaparken "bu özel hükümleri uygulayamayız; çünkü KKİS sürekli edimli sözleşmelerdendir; fakat bu anılan düzenlemeler âni edimli sözleşmelere göre düzenlenmiştir" dememiştir.

3- İBGK, kararının A bendinde BK m.106-108'i uygularken (TBK m.123-125; yeni düzenleme TBK m.126) 108'deki kanun içi boşluğu tamamlamak amacıyla yorum yapmış; TBK'da bu boşluk giderilmiştir: "...Sözleşmeden dönme hâlinde taraflar, karşılıklı olarak ifa yükümlülüğünden kurtulurlar ve daha önce ifa ettikleri edimleri geri isteyebilirler..." (yine burada sözleşmeden dönmeden bahsedilmesi; âni edimli sözleşmelere göre düzenleme yapıldığını göstermektedir)

4- Yukarıdaki tüm hususlardan sonra İBGK, KKİS'nin feshinin geriye etkili mi (sözleşmeden dönme) ileriye etkili mi (sözleşmenin feshi) sonuç doğuracağını değerlendirmeye alırken "B" bendi girişinde:
Alıntı:
...İş görme sözleşmeleri arasında yer alan istisna sözleşmesi genel olarak "ani edimli" sözleşmeler grubunda mütalaa edilmekte ise de, istisna sözleşmesinin bir türü olan inşaat sözleşmelerinde; müteahhidin (emeğe ve masrafa dayanan) edim borcunun genellikle uzun bir zaman süreci içine yayılmış olmasından dolayı ve edim borcunun bu özelliği yönünden, sürekli borç ilişkilerine özgü kuralların da gözetilmesi gerekir...

demektedir.
1. olarak: bir sözleşmenin âni edimli mi sürekli edimli mi olduğu değerlendirilirken gözönünde bulundurulması gereken kriter: "borçlunun (müteahhidin) edim borcunun uzun bir zaman sürecine yayılmış olup olmadığına bakılması" DEĞİL "alacaklının edime olan çıkarının gerçekleşmesinin bir ân içinde mi olduğu yoksa bir süreye mi yayıldığı"dır.

2. olarak: İBGK konuya bu şekilde giriş yaparken KKİS'ne net olarak "sürekli edimli sözleşmedir" dememekte; bir sonuca varabilmek için sözleşmeyi esnetmeye çalışmaktadır...

FAKAT İBGK, kararına:
Alıntı:
...O halde, Hukuk Genel Kurulu kararında da açıkça belirtildiği gibi, inşaat sözleşmeleri "geçici - sürekli karmaşığı" bir özellik taşımaktadır. Baskın olan bilimsel görüşler de bu yoldadır. BK m.106-108 ise, ani edimli sözleşmelere ait kuralların doğuracağı sonuçlara göre düzenlenmiştir. Görüldüğü üzere, müteahhidin kusurlu temerrüdü nedeniyle sözleşmenin feshi halinde, hukuki sonuçları farklı olan iki ayrı kural karşılaşmaktadır...

şeklinde devamla; KKİS'ni "sürekli edimli sözleşme" olarak kabul edip sonuca gitmiş ve TBK m.126 düzenlemesi ile de belirttiğim karmaşa husule gelmiştir.

* Elbette; İBK bağlayıcıdır. Lakin konunun yukarıdaki şekilde değerlendirilmiş olması
+

İBGK'nun, KKİS için; kararının "A" bendinde "âni edimli sözleşmelere göre düzenlenmiş" BK m.106-108'i uygulayıp "kanun boşluğu yoktur" demesi; akabinde "B" bendinde ise "KKİS aslında sürekli edimli sözleşmedir" deyip konuyu yorumlaması ve hatta "B" bendindeki değerlendirmesini hem âni edimli sözleşmelere özgü olduğunu söylediği BK m.106-108'e mesnetle sözleşmeden dönmeye hem de sürekli edimli sözleşmelere göre ileriye etkili feshe dayandırması çelişkidir ve İBGK'nun hakkaniyete uygun bir sonuca varabilmeye çalıştığı için bu şekilde yorum yaptığı izlenimi uyandırmaktadır.

+

İBGK kararının "B" bendinde dahi:
Alıntı:
...106-108. maddeler tüm olaylara aynen uygulanırsa, bazı istisnai hallerde "hakkı şekle mahkum edecek derecede" adalete aykırı sonuçlara neden olabilmekte ve bu kanun hükümleri tatminkar olmaktan uzak kalabilmektedir...
şeklinde yorum yapması, aslen KKİS'nin âni edimli sözleşme olduğunu kabul ettiğini göstermektedir...

Neticeten ben, KKİS'de borçlu müteahhidin teslim gününden önce temerrüdü* söz konusu olduğunda özel hüküm olan TBK m.473'ün uygulanması gerekeceği; şayet teslim gününden önce müteahhit, inşaatın büyük bir bölümünü bititrmişse bu halde "hakkın kötüye kullanılması" yasağı çerçevesinde değerlendirme yapılarak arsa sahibinin sözleşmeyi ileriye etkili feshedebileceği (sözleşmenin feshi) yönünde karar verilebileceği kanaatindeyim...


Teşekkürler,

Saygılar...

* Konu açısından çok önemli değil ise de; doktrinde bir kısım yazarların BK m.358'deki (TBK m.473) duruma "direnim/temerrüt" denmemesi gerektiğini savunduklarını da Sayın Dikici'ye saygılarımla eklemek isterim...