Mesajı Okuyun
Old 22-09-2011, 11:39   #1
Av_okan

 
Karar Sanık avukatının müştekiye soru sorması usulü ve yargılamanın doğru sevk ve idaresi

Hiç kimse sevmese de istemese de, gerçek hukukçuların avukatlar olduğuna bir kez daha şahit oldum:

Geçenlerde ismi lazım değil CMK dan gelen bir davada bir çocuk ağır ceza mahkemesinde duruşmam vardı. Duruşmanın önceki ve ilk celsesinde, sanık ve tanıklar dinlendi. Duruşma mübaşiri kendiliğinden sanığın anne ve babasını duruşma salonuna almış(bu durumu sonradan fark ettim) ben o sırada tanıklarımız arasında, sanığın anne ve babasının da bulunduğunu ve dinlenmelerini talep ettim. Duruşma savcısı(her ne dense sürekli cübbesiz olarak duruşmalara iştirak eder) bu durumun mümkün olamayacağını, yönlendirmeye müsait olduklarını, ve salonda bulundukları yönünde itiraz ederek, talebimizi reddettirdi. Ve başkan da itirazın doğru olduğuna kanaat ederek talebimizi reddetti.(bu aşamaya kadar, cübbesiz iştirak dışında, bir terslik yok)

ikinci celse, aynı heyet, yine huzurda bulunan anne ve babanın dinlenmesine karar verdi, c. savcısı herhangi bir itirazda bulunmadı, önceki talebimize karşı çıkan üyelerden de bir ses çıkmadı.

Sizce bu durum bir çelişki ve tutarsızlık örneği değil midir.(zira birinci celseden ikici celseye kadar değişik hiçbir husus yok, ve anne babanın şahadetini gerektirecek bir neden de ortaya çıkmadı. Sadece ilk celse ben talep ettim, ikinci celse, resen karar verildi)

İkinci ve esas halen daha kabul edemediğim mesele şudur: ikinci celse müşteki pedagog eşliğinde duruşmaya çıktı, dinlendi sorumuz olup olmadığı soruldu, bunun üzerine. önceden dinlenen tanıklardan biri, müştekinin kendisinden cinsel talepte bulunduğunu beyan etmişti. Bu hususun sorulmasını talep ederim dedim(zira, suçlama cinsel istismar, sanık 17, müşteki 14 yaş gurubunda) müvekkilim de sürekli, müştekinin, kendi evine geldiğini kovmasına rağmen gitmediğini, sürekli olarak işyerine geldiğini beyan etmiş, tanıklar da bu durumu doğrulamıştır.

Ne olduysa o andan sonra oldu, savcı, başkan üyeler utanmasalar kürsüden inip bana saldıracaklar, aynen aktarıyorum" sen ne diyorsun, bu kız sokağa mı düşmüş, amacınız ne...) şeklinde bir bağırışmayla, çıkışta bulundular. zira, müşteki okula gönderilmiyor, üvey baba var, aile ilgilenmiyor, sürekli, mahallede gezdiğine dair tanık beyanları var. Benim amacım, müştekinin, müvekkilimden de cinsel merak yada başka nedenlerden ötürü talepte bulunmuş olabilceği ve bu durumun tahrik ve nefsi kontorlu etkilyen bir talep olduğu, dolayısı ile müeyyide taktirinde alt sınırdan karar verilmesi noktasında olacaktı. Maalesef sorduğum sorudan da meslekten de soğuttular.

Ben mi yanlış anlıyorum, sorumda bir hata mı var, yoksa, suçlama cinsel istismar olduğundan, profesyonelliğini ve soğuk kanlılığını kaybeden heyette mi sorun var.

Yine başkan yada heyet sorduğum soru hakkında, benim düşünce ve kanaatimi sorgulayacak tarzda çıkışta buluna bilir mi, soruma soru ile cevap verebilir mi ? yapılması gereken soruyu zapta geçirip, cevabı da aynen yorumsuz şekilde zapta geçirip, müteakip işleme geçmek değil midir.

Siz üstatların bu konudaki düşüncelerini saygı ile bekliyorum.