Mesajı Okuyun
Old 12-09-2006, 12:59   #6
Viyola

 
Varsayılan Onun için neler yapabilirsiniz?

Sevdanız uğruna neler yapabilirsiniz?

Aşk için ne kadar bekleyebilirsiniz?

Kaç yıl, kaç zaman, kaç mevsim sizin olması için durursunuz, durabilirsiniz, öylece olduğunuz yerde?

Onun için neler yapabilirsiniz?

Kim için "onun başına geleceğine benim başıma gelsin" diyebilirsiniz?

Ne tür bir sonuç için "ne olursa olsun kabulüm" diyebilirsiniz?

Ne kadar aşık olursanız "seni değiştiremem çünkü böyle seviyorum" diyebilirsiniz?

Düşünmeden canınızı kim için verebilirsiniz? (Bu soruda çocuğunuzdan bahsetmiyorum)

Düşünmeden kime böbreğinizi, organlarınızı verebilirsiniz?

1 saniye bile düşünmeden kendi yaşamınızı yok sayıp sadece o yaşasın diye "kalbinizi" onun bedenine transfer edebilirsiniz?

Diyelim ki bir nedenle ayrılık yaşıyorsunuz. Ne kadar zaman elinize başka bir el, teninize başka bir ten, dudaklarınıza başka bir dudak değmez?

Bir ipe sarılmış tahta minicik bir kolyeyi, ne saltanatlı bir hayat sürüyor olursanız olun, ne kadar zaman boynunuzdan çıkarmasınız?

Aşkınız için ölümü göze alır mısınız?

Veya Reha Muhtar gibi sorayım. Bir arabanın önüne ona çarpma bana çarp diye atlar mısınız? Ona olmasın bana olsun gibi bir aşk var mı bu dünyada? Kaldı mı? Var mıydı?

Paranın, planın, stratejilerin, beklentilerin olmadığı. Yaşanan mekanın, statütelerin, kariyerin, ilişkilerin o anda anlamını ve önemini yitirdiği. İçin için özlediğin, için için kıskandığın, için için acıtan ama bir o kadar iyi ki bu duyguyu yaşıyorum deyip kabul ettiğin. Onun iyi olmasının, senin iyi olman anlamına geldiği. İyi olup olmadığını gerçekten merak ettiğin. “Nasılsın?” dediğinde sadece nasıl olduğunu merak ettiğin. Yardım etmek istediğin. Sesini duymak istediğin. Beklemenin de keyif verdiği. Onun orada, senin burada, ama iki ayrı ruhun birlikte bir yerlerde gezindiği…

Ve bunun gibi…

Ve şunun gibi…

Ve The Illusionist filminde olduğu gibi…

Eiseinheim ve Sophie’nin aşkı gibi…

Eski kostümleri, eski mekanları, atları, sihirleri, gizemi, umudu ve pek tabi Edward Norton’u da çok çok seviyorsanızi…

Gidin ve izleyin olur mu?


*İsimsiz bir mailden alıntı
Ben ilk fırsatta gideceğim.