Mesajı Okuyun
Old 27-12-2007, 13:18   #5
Av. Bülent Sabri Akpunar

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 2004/11-153
K. 2004/160
T. 24.3.2004
• POS MAKİNASI ( Kredi Kartları İle Yapılan Satışlardan Elde Edilen ve Bankaya İntikal Eden Paraların Haczin Kapsamında Bulunduğu )
• KREDİ KARTI İLE YAPILAN SATIŞLARDAN ELDE EDİLEN GELİR ( Bankaya İntikal Eden Paraların Haczin Kapsamında Bulunduğu )
• İHTİYATİ HACİZ İLE AYNI TARİHTE YAPILAN ÖZEL TEMLİKNAME ( Hangi Tarafın Öncelik Hakkına Sahip Olduğunun Saptanması - Damga Vergisinin Tahakkuk Tarihinin Vergi Dairesinden Sorulup Belirlenmesi Gereği )
• TEMLİKNAME ( İhtiyati Haciz Tarihi İle Aynı Tarihte Yapılan/Hangi Tarafın Öncelik Hakkına Sahip Olduğunun Saptanması - Damga Vergisinin Tahakkuk Tarihinin Vergi Dairesinden Sorulup Belirlenmesi Gereği )
2004/m. 86, 89, 120
ÖZET : Pos makinaları ve kredi kartları ile yapılan satışlardan elde edilen ve bankaya intikal eden paralar haczin kapsamındadır.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle ihtiyati haciz tarihi ile aynı tarihte yapılan adi ( özel ) yazılı temliknamenin muvazaalı olduğu yönündeki iddianın da yöntemince araştırılması gerekir. Taraflardan hangi tarafın öncelik hakkına sahip olduğunun saptanması yönünden 8.1.1999 tarihli temlikname nedeniyle, dosya kapsamına göre tahakkuk ettirildiği anlaşılan 4.800.000 TL. damga vergisinin tahakkuk tarihinin Beşiktaş Vergi Dairesinden sorulup belirlenmesi de gerekmektedir.
DAVA : Taraflar arasındaki "tespit ve iptal" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 9.Asliye Ticaret Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 24.5.2001 gün ve 1999/404-2001/690 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 1.2.2002 gün ve 8494-746 sayılı ilamı ile; ( ...Davacı vekili, davalının dava dışı P. Perakende Mağazacılık ve Dağıtım A.Ş. aleyhine giriştiği İstanbul 6. İcra Müdürlüğünün 1999/902 sayılı takip dosyasından müvekkili bankanın Harbiye Şubesine birinci haciz ihbarnamesi gönderildiğini, 12.01.1999 tarihinde tebellüğ edilen birici haciz ihbarnamesine verilen cevapta, adı geçen P.A.Ş.nin aynı zamanda davacı bankaya kredi borçlusu olması nedeniyle kredi borcunun teminatı olarak banka hesaplarında mevcut ve gelecek paraların 800 milyarlık kısmının 08.01.1999 tarihli sözleşme ile temlik edildiğinin bildirildiği, buna rağmen İcra Memurluğu 08.02.1999 tarihli yazı ile bankaya pos makinası ile intikal eden paraları talep ettiğini, itirazın İİK.'nun 89/4. maddesinde belirtilen prosedür içinde kaldırılmadan gönderilen ikinci tezkerenin hukuka aykırı olduğunu, borçlu P.A.Ş. tarafından davacıya yapılan temlik işleminin davalı hacizlerinden önce olduğunu, kaldı ki, hacizli malların satışından yedieminin sorumlu olduğunu, temlik edilen hesaba gelen paraların iyiniyetle temellük edildiğini ve geri istenemeyeceğini ileri sürerek, 19.03.1999 tarihli haciz tezkeresinin iptaline, P.A.Ş.nin davacı bankanın Harbiye Şubesinde halihazırda mevcut hak ve alacağının bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin 650 milyar liralık alacağın tahsil için alınan ihtiyati haciz kararı gereğince P.A.Ş.nin işyerinde haciz işlemlerine başladığını, 35 gün süren haciz işlemi sırasında işyerinde bulunan tüm menkul malların haczedildiğini ve keza hacizlerinin de sürdüğünü, aynı süre içinde kredi kartları ile yapılan alış veriş tutarları kartların ait olduğu pos makinelerinin Z raporları alınmak suretiyle her gün için saptanarak zapta geçtiğini, kredi kart bedellerinin teknik zorunluluk olarak borçlu P.nin davacı bankadaki hesabına intikal etmesi nedeniyle bilahare bu mahcuz mal bedellerinin ilgili bankalardan talep edildiğini, bunun için önce 89/1 haciz ihbarnamesi gönderilip daha sonra haciz ve bedellerinin dosyaya celbi için müzekkereler yazıldığını davacı, 08.01.1999 tarihli temliknameye dayanmaya çalışmış ise de, haciz tarihi ile aynı tarih içeren ve haricen düzenlenen bu belgenin muvazaalı olduğunu, mahcuz mal bedellerinin temlike konu olamayacağını, İİK.'nun 86. maddesi gereğince borçlunun mahcuz menkul mallarda tasarruf edemeyeceğini, dava konusu yapılan tezkerenin ikinci haciz ihbarnamesi mahiyetinde olmadığının mahkeme kararı ile tespit edildiğini, davanın yasal süresinde açılmadığını savunarak, reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia ve savunmaya toplanan delillere, bilirkişi raporuna nazaran davacı bankanın dava dışı P.A.Ş.nin kredi borçları nedeniyle ve kredi alacağını temin etmek üzere 08.01.1999 tarihli temlikname ile borçlunun banka hesabına gelecek paraları temlik aldığı, aynı tarih itibariyle de tahakkuk eden damga vergisinin borçlu defterlerine Maliye Bakanlığına yatırılmak üzere kaydedildiği, temlik için alacağın muaccel olmasının şart olmadığı ve yazılı yapılmasının yeterli olduğu, davalının muvazaaya ilişkin savunmasını kanıtlayamadığı, tahakkuk eden damga vergisinin geç yatırılmasının sonuca etkili olmadığı, ilk haciz ihbarnamesine itiraz olması karşısında davalının İİK.'nun 89/14 gereği Tetkik Merciine başvurmadığı gibi, aynı Yasa'nın 120. maddesi gereğince alacak davası da açmadığı, ihtiyati haczin icrai hacze dönüştüğünün dahi anlaşılmadığı, geçerli olan temlikname gereğince davacı bankanın borçlu hesabına gelen paraları iktisabında bir usulsüzlük bulunmadığı, pos cihazı üzerinden yapılan haczin dahi tartışmalı olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne, İcra Müdürlüğü'nün 08.02.1999 tarihli tezkeresinin iptaline, 08.11.1999 tarihi itibariyle davacı A. Bank Harbiye Şubesinde takip borçlusunun mevcut hak ve alacağının bulunmadığının tespitine karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı banka vekili iş bu davasında, davalı bankanın, dava dışı P. Mağazacılık ve Pazarlama A.Ş.den olan alacağının tahsilini temin için ihtiyati haciz kararı alıp, bu kararı adı geçen A.Ş'nin Suadiye Mağazası'ndaki menkul malları üzerinde uygulatmaya çalıştığını, ancak gerek menkul ve gerekse bu menkul mallarının pos makinaları ve kredi kartı kullanımıyla satışlarından elde edilen bedellerinin haczine yönelik icrai işlemlerin, İİK.'nun konuya ilişkin hükümlerine aykırı olarak yapıldığını öne sürdüğü gibi, yukarıda adı geçen şirketin kredi borçlarının teminatını teşkil etmek üzere müvekkili bankanın Harbiye Şubesindeki hesaplarında mevcut ve gelecek meblağlardan 800 milyar lira kadar olanını, müvekkili bankaya, davalının ihtiyati haczi uygulattığı 01.08.1999 gününde ve fakat daha önceki bir saatte temlik ettiğini iddia ederek, böylece hem haczin geçerliliğini ve hem de ihtiyati hacze konu edilen menkul malların mağazada satışına devam edilmesi sonucunda A. Bank Harbiye Şubesi'ndeki hesaplara gelecek paralar üzerinde davalının bir hakkı olmadığının tespitini, bir başka ifadeyle temlik nedeniyle söz konusu hesaplardaki paraların 800 milyar lirasına kadar olanının müvekkiline ait olduğunun tespiti ile, İcra Müdürlüğü'nün bu paraların icra takip dosyasına gönderilmesine ilişkin 08.02.1999 tarihli kararının iptalini istemiştir.
Somut olayda icra Müdürlüğü'nce 08.02.1999 tarihli karar alınarak, davacı bankadan, 08.01.1999 tarihinde ihtiyaten haczedilen menkul malların 08.01.1999-02.02.1999 tarihleri arasında pos makinaları ve kredi kartları ile satışından elde edilip, dava dışı borçlu A.Ş.nin hesaplarına gelen meblağların icra takip dosyasına gönderilmesi istenmiş, bunun üzerine davacı bankaca İcra Müdürlüğü'nün 08.02.1999 tarihli kararına dayalı talimatının ve dolayısı ile bu icrai işleminin yasaya aykırılığı iddiası ile ve şikayetin kaldırılması istemi ile dava açılmıştır.
Açılan bu davadaki şikayet, İstanbul 6. İcra Tetkik Mercii Hakimliği'nin bozmadan sonra tesis edilen 18.02.2000 tarih 1999/721 E, 2000/193 K. sayılı ilamı ile, haciz edilen menkul malların pos makinaları ve kredi kartları ile yapılan satışlarından elde edilen bedellerinin de hacizli olduğu ve icra dosyasına gönderilmesi gerektiğinden bahisle reddedilmiş olup, davacı A. Bank A.Ş.nin temyizi üzerine Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 04.05.2000 gün 2000/6595 2000/7270 sayılı kararı ile onanmış, karar düzeltme istemi de 26.06.2000 gün 2000/9909-2000/10690 sayılı kararıyla reddedilerek, şikayetinin reddi kararı kesinleşmiş bulunmaktadır. Bu durumda menkul haczine ilişkin icrai işlemlerin usulüne uygun olduğu ve bu meyanda pos makinaları ve kredi kartları ile yapılan satışlardan elde edilen meblağların da haczin kapsamında kaldığı, icra hukuku hükümleri çerçevesinde belirlenerek, kesinleşmiş bulunduğundan, artık bu durumda derecattan geçerek kesinleşmiş, merci kararına konu icra işlemleri genel mahkemede yeniden ele alınarak, tartışmada konusu yapılamaz. Genel mahkemede tartışma konusu yapılabilecek olan istem ise, alacağın varlığına veya yokluğuna bir başka ifadeyle borcun esasına ilişkin olan iddialardır.
Nitekim davacı vekili de, bu davasında müvekkili Bankanın Harbiye Şubesi'nde dava dışı P.A.Ş. adına açılmış olan hesaplarda mevcut ve gelecek meblağların 800 milyar liraya kadar olan kısmının davalının haczinden önce P.A.Ş.ce 08.01.1999 tarihli temlikname ile müvekkiline devredildiğini de iddia etmiş olup, buna karşın davalı vekili bu temlikin esasen 08.01.1999 tarihli haciz işlemlerinden sonra ve fakat muvazaalı olarak 08.01.1999 tarihinde yapılmış gibi gösterildiğini savunarak, haczin daha önce olduğunu, bu itibarla bahsi geçen hesaplara gelecek meblağlar üzerinde davacının bir öncelik hakkının bulunmadığını öne sürmüştür.
Bu durumda davadaki taraflar arasındaki çekişmenin esastan halli için, mahkemece yukarda açıklanan iddia ve savunma üzerinde durulup, taraflarını delilleri değerlendirilerek ve özellikle davanın dayanağını teşkil eden temlik işlemi üzerinde durularak, davacı bankanın Harbiye Şubesi'nde açılmış ve dava dışı P.A.Ş.ne ait olan hesaplara mahcuz malların kredi kartı ile satışından gelen paralar üzerinde hangi tarafın öncelik hakkına sahip olduğu belirlenerek, sonucuna uygun bir karar verilmek gerekir.
Mahkemece, yukarıda açıklanan hususlar dikkate alınmadan, yukarıda da değinildiği gibi sırf icrai işlemelerin uygulanış şekli dikkate alınarak, pos makinaları ile ve kredi kartıyla yapılan satışlardan doğan alacaklarının haczinin gerçekleşmediğinden bahisle, yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle ihtiyati haciz tarihi ile aynı tarihte yapılan adi ( özel ) yazılı temliknamenin muvazaalı olduğu yönündeki iddianın da yöntemince araştırılması gerekmesine, taraflardan hangi tarafın öncelik hakkına sahip olduğunun saptanması yönünden 8.1.1999 tarihli temlikname nedeniyle, dosya kapsamına göre tahakkuk ettirildiği anlaşılan 4.800.000 TL. damga vergisinin tahakkuk tarihinin Beşiktaş Vergi Dairesinden sorulup belirlenmesinin gerekmesine göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.'nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine 24.03.2004 gününde, oybirliği ile karar verildi.
yarx