Mesajı Okuyun
Old 17-12-2010, 23:17   #367
emrahcevik

 
Varsayılan

sayın tavus,

sizlerin bizim yaşadığımız olayları yaşamamanız elbette sevindirici.

ama bu olaylar olurken fakaülte yönetiminin veya bazı hocaların bunlardan haberlerinin olmadığını düşünmek fazla iyimserlik olur. şahin hoca ben okurken doçentti ve onun da bunları bilmediğini düşünmek iyimserlik olur. eski okul binası iletişim fakültesinin yanındaydı ve en altta kantin vardı. o kantinde "reis" tabir edilen kabadayı tiplerin masası ve masanın arkasındaki duvarda da bazı posterler asılı olurdu. herkese nasıl davranmaları gerektiğini söyleyen bu şehir eşkıyası kılıklı tiplerden 5 yıl boyunca bolca gördüm. bu, tüm bölümlerde böyleydi. sonuç olarak benim okuduğum dönemde selçuk, üniversite sıfatını hak etmeyen lise seviyesinde bir okuldu. gelişme olması sevindirici.

hukuk fakültesinde şiddetten uzak siyaset olmalı ve "her görüş için" bu serbest olmalı. aydın tavrı budur. hocalar da aydın olmak zorundadır. siyaset hukukun belki de belkemiği. üniversiteleri siyasetten uzaklaştırmak ve örgütsüzleştirmek ortaya sadece kanun hamalları çıkarır. başkaca da işe yaramaz.

ikinci durum yani orasının kolay kolay taşralıktan çıkamayacak olması ise daha derin bir sorun. şehirle ilgisi var. kültürel yapıyla ilgisi var. selçuk'un bir gelenek oluşturamama ihtimalinin hayli fazla olduğunu görürsünüz. zaten kadroya bakınca asla bir ankara ve istanbul olamayacağı anlaşılıyor. nitelik açısından bunu karşılaştırabilecek yetkinlikte değilim ama sayı olarak baktığınızda bile selçuk'un ne kadar geride olduğunu anlarsınız. ve maalesef türkiye'de tüm anadolu üniversiteleri anadolu takımlarının kaderini paylaşmaya mahkumdur.

ankara ve istanbul'u çok üstün üniversiteler saydığımdan değil. tıpkı fener'in, beşiktaş'ın filan çok üstün takımlar olmadıkları gibi. kötünün iyisi olduklarından. bu toprakların çıkarabildiği ve sadece bu topraklarda bir şey olan. evrensel olamayan kısaca.

yoksa -başka bir yazıda da ankara hukuku harvard ile kıyaslamış ve ne kadar güdük olduğunu iddia etmiştim- türkiye'de üniversite düzeni doğramacı vs. sayesinde zaten ölü doğmuştur.

ve bana göre bir hukuk fakültesinin en önemli ödevi yetiştireceği hukukçulara evrensel bir insan hakları savunusu yapabilecek misyonu vermesidir. okulun kıymeti buradan anlaşılır.

yoksa yasa maddeleri kitaplarda yazıyor.