Mesajı Okuyun
Old 07-07-2009, 22:22   #23
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

Bir ilamın ( hükmün, kararın) icraya konulabilmesi için kural olarak kesinleşmesi şart değildir. İstisnaları HUMK.nun 443 maddesinde sınırlı şekilde yazılmıştır. Taşınmaza ve buna ilişkin ayni haklara dair hükümler ile nafaka hükümleri dışında aile ve kişiler hukukuna ilişkin hükümler ve bunlarla ilgili asıl talebe bağlı istekler kesinleşmedikçe icra edilemez.

Aşağıdaki kararda; Taraflar arasında taşınmaza vaki müdahalenin önlenmesi ile birlikte hükmolunan maddi tazminat ya da ecrimisile ilişkin ilam bölümü dahil olmak üzere, avukatlık ücreti, yargılama gideri isteklerinin,
keza, boşanma, babalığa hükmedilmesi gibi davalarda asıl hükümle birlikte hükmolunan maddi veya manevi tazminatlar, bunların eklentilerini teşkil eden yargılama gideri ve avukatlık ücreti isteklerinin de bu nevi ilamlar usulen kesinleşmedikçe takibe konu edilemeyecekleri belirtilmektedir.

Hakem kararları kesinleşmedikçe icra edilemez ( HUMK. Madde 536) Yabancı mahkeme ilamının tenfizinde temyiz icrayı durdurur ( MÖHUK madde 57) Yargıtay kira tespiti ilamlarının icrasında kira farkı alacağının tahsilinde kararın kesinleşmesi şartını aramaktadır.

HUMK.nun 443/3 maddesi “ nafaka hükümlerinin kesinleşmeden takip konusu yapılabileceğini “ öngörmektedir.( Boşanma davasında hükmolunan yoksulluk nafakası ancak boşanma kararının kesinleşmesi ile muaccel olacağından bu kuralın dışında kalmaktadır) Burada kanun nafaka hükümleri (kararları) derken bence nafakanın kabulü veya nafakanın kaldırılması yönünden bir ayırım yapmamıştır. Aşağıdaki kararda “Nafakaya dair ilam bu rejim dışında bırakılmıştır, kesinleşme aranmaz. Ancak, boşanmaya dair ilamda nafakanın kesilmesine karar verilmiş ise, bu ilam kesinleşmedikçe kesilme hükmü icra olunamaz. “ denilmektedir. Bu ifadeden hem nafaka tayinine ve hem de nafakanın kaldırılmasına, kesilmesine ilişkin kararlarda kesinleşme şartı aranmayacağı ,fakat boşanmaya dair bir kararda nafakanın da kaldırılmasına karar verilir ise o takdirde kesinleşme şartı aranacağı sonucunu çıkarabiliriz.
Diye düşünüyorum.

T.C.

YARGITAY

12. HUKUK DAİRESİ

E. 1988/6107

K. 1989/1804

T. 13.2.1989

• NAFAKAYA İLİŞKİN İLAMLAR ( İcra İçin Kesinleşme Şartı Aranmaması )

• İLAMIN İCRASI İÇİN KESİNLEŞME ŞARTI ARANAN DURUMLAR ( Gayrimenkulün Aynına ve Aile ve Şahsın Hukukuna Dair Hükümler ve Asıl Talebe Bağlı Sair İstekler )

• BOŞANMAYA DAİR İLAMDA NAFAKANIN KESİLMESİNE KARAR VERİLMİŞ OLMASI ( İlam Kesinleşmedikçe Kesilme Hükmünün İcra Olunamaması )

• AVUKATLIK ÜCRETİ VE YARGILAMA GİDERLERİ ( Kesinleşmedikçe İcra Olunamayan İlamlardaki )

1086/m.443

ÖZET : Gayrimenkulün aynına ve buna ilişkin ayni haklara, aile ve şahsın hukukuna ilişkin hükümler kesinleşmedikçe infaz istenemez.
DAVA : Merci kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine; bu işle ilgili dosya mahalinden daireye 27.5.1988 tarihinde gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : HUMK. nun 443. maddesine göre, gayrimenkulün aynına ve buna ilişkin ayni haklara, aile ve şahsın hukukuna dair hükümler kesinleşmedikçe infaz istenemez. Bu nevi davalar sonucunda, asıl talebe bağlı olarak kurulmuş sair isteklerin de aynı hukuki akibet ve rejime tabi olması zorunludur.
Taraflar arasında mülkiyeti ihtilaflı gayrimenkule vaki müdahalenin önlenmesi ile birlikte o gayrimenkulün haksız olarak el konulmasının sabit görülmesi nedeni ile hükmolunan maddi tazminat ya da ecrimisile ilişkin ilam bölümü dahil olmak üzere, avukatlık ücreti, yargılama gideri istekleri, ait oldukları ilam kesinleşmedikçe HUMK. nun 443. maddesi uyarınca, takibe konu olamaz.
Keza, boşanma, babalığa hükmedilmesi gibi dilekçelerle açılmış davalarda; davanın haklı görülmesi üzerine talep dairesinde hükmolunan maddi veya manevi tazminatlar, bunların eklentilerini teşkil eden yargılama gideri ve avukatlık ücreti de, asla sıkı sıkıya bağlı olmaları hasebiyle, boşanma veya babalığa hükmedilmesi ve davalının haksız görülerek sorumlu tutulması sebebiyle ortaya çıktığı için, bu nevi ilamlar usulen kesinleşmedikçe takibe konu edilemez.
Nafakaya dair ilam bu rejim dışında bırakılmıştır, kesinleşme aranmaz. Ancak, boşanmaya dair ilamda nafakanın kesilmesine karar verilmiş ise, bu ilam kesinleşmedikçe kesilme hükmü icra olunamaz.
Olayda, takibin dayanağı ilamın kesinleştiğine dair şerh mevcut değildir. Babalığa hükmedilmiş, ayrıca evlenme vaadi gerçekleşmediğinden ötürü manevi tazminat ve nafaka isteği ilama bağlanmıştır.
Manevi tazminat; babalık davasının kabulü sebebiyle nazara alınmış olup davanın aslına sıkı sıkıya bağlıdır. Babalık hükmü kesinleşmedikçe eklenti durumundaki manevi tazminat ve bunun faizi, avukatlık ücreti, yargılama gideri yönünden takip açılmasına, HUMK. nun 443. maddesi, hükmü müsait değildir.
Merci kararı, nafaka alacağı bölümü yönünden yerinde ise de, diğer alacak iddia ve kalemleri bakımından dahi isteğin reddine karar verilmesi isabetsizidir.
SONUÇ : Açıklanan durum karşısında; borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile, temyiz olunan merci kararının İİK.nun 366. ve HUMK.nun 428. maddeleri uyarınca yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA 13.2.1989 gününde oybirliğiyle karar verildi.