Mesajı Okuyun
Old 13-05-2010, 12:57   #1
Aybüke Kağan

 
Varsayılan tahliye talebinin süreden reddi-yeniden tahliye davası açma koşulları

Borçlu kiracının , 13 örnek ödeme emriyle yapılan takibe itirazı üzerine itirazın kaldırılması ve tahliye davası açtık.İtirazın kaldırılmasına ancak 30 günlük ödeme süresi beklenmediğinden tahliye talebinin reddine karar verildi.

1- ESASTAN DEĞİL SADECE 30 GÜNLÜK SÜRE NEDENİYLE TAHLİYE TALEBİ REDDEDİLDİĞİ İÇİN TEKRAR İ.H.M DEN TAHLİYE TALEP EDİLEBİLİR Mİ?

2- YOKSA İTİRAZIN KALDIRILMASI KARARININ KESİNLEŞMESİNİN BEKLENMESİ Mİ GEREKİR?

3- İCRA MÜDÜRLÜĞÜNÜN BORÇLU KİRACIYA TEHİRİ İCRA KARARI GETİRMESİ İÇİN MEHİL VERMESİ İŞLEMİ DOĞRU MUDUR?DOĞRU DEĞİLSE ŞİKAYET SÜREYE TABİ Mİ?

( Kanaatimce İcra Hukuk Mahkemesi kararlarının temyizi satıştan başka işlemleri durdurmaz. İ.İK. md. 36 hükümü ancak genel mahkeme kararları için uygulanabilir. )

Aşağıda bizim olayımızla pek örtüşmese de Y.6.HD nin bir kararını paylaşıyorum ve değerli görüşlerinizi bekliyorum.

Alıntı:

T.C. YARGITAY
6.Hukuk Dairesi
Esas: 2006/2871
Karar: 2006/5225
Karar Tarihi: 11.05.2006
TAHL
İYE DAVASI - HACİZ VE TAHLİYE İSTEKLİ İCRA TAKİBİ - TAHLİYE DAVASI İÇİN SÜRE - İTİRAZIN KALDIRILMASI DAVASI
ÖZET: Kiralayan, icra takibine vaki itiraz üzerine tahliye istemeden doğrudan itirazın kaldırılmasını talep edebilir.İtirazın kaldırılması davası devam etmekte iken tahliye davası her zaman açılabilir. Şayet itirazın kaldırılması kararı kesinleşmiş ise bu takdirde tahliye davası itirazın kaldırılması kararının kesinleşmesinden itibaren altı ay içinde açılmalıdır.
(2004 S. K. m. 269)
İcra mahkemesince verilmiş bulunan karar davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kâğıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Uyuşmazlık, haciz ve tahliye istekli icra takibi sebebiyle gönderilen ödeme emrine borçlunun vaki itirazı üzerine mahkemece itirazın kaldırılmasına karar verilmesinden sonra kiralananın tahliyesine ilişkindir. Mahkeme uyuşmazlığın yargılamayı gerektirdiğinden söz ederek istemin reddine karar vermiş, karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı alacaklı 15.05.2002 başlangıç tarihli beş yıl süreli yazılı kira sözleşmesine dayanarak davalı borçlu hakkında haciz ve tahliye istekli olarak başlattığı icra takibi ile ödenmeyen 19.000.000.000.TL asıl kira alacağının işlemiş faiziyle birlikte tahsilini istemiş, borçlu örnek 51 ödeme emrine yasal sürede yaptığı itirazında borca ve kiracılık ilişkisine karşı çıkmıştır. İİK. nun 269/2. maddesi uyarınca borçlu itirazında kira akdini ve varsa buna ait mukavelenamedeki imzasını açık ve kesin olarak reddetmezse akdi kabul etmiş sayılır. Borçlu, takibe dayanak yapılan adi yazılı kira sözleşmesindeki imzasını açıkça inkâr etmediğinden kiracılık ilişkisinin varlığı kesinleşmiştir.
Davacı alacaklının itirazın kaldırılmasına ilişkin istemi Derinkuyu İcra Hâkimliğince incelenmiş, 19.07.2004 gün ve 2004/4-10 sayılı kararla taraflar arasındaki kira ilişkisinin varlığı kabul edilerek takip konusu borcun ödendiği kanıtlanamadığından borçlunun itirazının kaldırılmasına ve takibin devamına karar verildiği görülmüştür, davacı alacaklı itirazın kaldırılması kararından sonra eldeki bu dava ile temerrüt sebebiyle davalının tahliyesini istemektedir.
Alacaklı kiralayan, borçlunun itirazı üzerine icra mahkemesinden "tahliye" istemeden, yalnız "itirazın kaldırılmasını" isteyebilir, icra mahkemesinin itirazın kaldırılmasına ilişkin kararından sonra alacaklı kiralayan buna dayanarak kararın kesinleşmesinden itibaren icra mahkemesinden borçlu kiracı hakkında tahliye davası açabilir. Bunu engelleyen bir yasa hükmü bulunmamaktadır. Ancak bu gibi hallerde tahliye davasının hangi tarihten başlayarak ne kadar sürede açılması gerektiği hususu önem kazanmaktadır. Şayet itirazın kaldırılması davası devam etmekte ise tahliye davası yargılama devam ettiği sürece her zaman açılabilir. Eğer itirazın kaldırılması karan kesinleşmiş ise bu takdirde tahliye davası itirazın kaldırılması kararının kesinleşmesinden itibaren altı ay İçinde açılmalıdır. Zira İİK. nun 269/a maddesinde "takibin kesinleşmesi halinde tahliye davasının ihtar müddetinin bitim tarihini takip eden altı ay içinde açılması gerektiği" öngörülmüştür. Yasa koyucunun amacının 269/a maddesinde olduğu gibi tahliye davası için süre bakımından bir sınırlama getirmek olduğuna göre bu madde de öngörülen sürenin itirazın kaldırılması kararının kesinleşmesini müteakip açılacak tahliye davalarında da uygulanması gerekir. Ne var ki gerek kararın içeriğinden gerekse yukarıda sözü edilen itirazın kaldırılmasına ilişkin mahkeme kararının incelenmesinden kararın kesinleşmediği anlaşılmaktadır. Mahkemece yapılacak iş Derinkuyu İcra Mahkemesinin 19.07.2004 gün ve 2004/4-10 sayılı kararının kesinleştirilmesi sağlanarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Karar bu nedenle bozulmalıdır.
Sonuç: Kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA ve istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine 11.05.2006 tarihinde oybirliği ile karar verildi.(¤¤)