Müvekkil bir işyerinde uzun yıllardır çalışmaktadır. İşvereninin işyerini satmak istediğini öğrenince bu yeri alma konusunda işvereni ile sözlü anlaşmaya varmıştır. İşverenin işyerine gidip gelen samimi bir arkadaşı kendisine borç para verebileceğini söylemiştir. Bu şahıs müvekkilime vereceği para karşılığında, müvekkilden 5-6 adet senet almıştır. Senetlerin bir kısmının tanzim tarihleri aynı, vade tarihleri ise birbirini takip eden aylardır. Bir kısmının ise tanzim tarihleri ve vade tarihleri farklıdır. Bu şahıs,vereceği paranın cüz"i bir bölümünü müvekkile teslim etmiştir. Geri kalan kısmını ise vermemiş, akabinde de senetleri icra takibine konu etmiştir. Senetlerin bir kısmında malen, diğer kısmında ise nakden ibaresi yer almaktadır. Bu şahsın tefecilik yaptığı da bilinmektedir.


Söz konusu icra takiplerine karşı menfi tespit davası açıldığında, sadece malen kaydı olan senetlere istinaden başlatılan takibe mi, yoksa tüm takiplere mi karşı menfi tespit davası açılmalıdır?


Müvekkilin elinde yazılı bir belge mevcut olmayıp,sadece tanık delili mevcuttur. Açılacak davada tanık deliline dayanılabilir mi?