Mesajı Okuyun
Old 01-07-2010, 14:46   #8
Av. Bülent Sabri Akpunar

 
Varsayılan

Sayın Konyalı ,

Değerli görüşleriniz için teşekkür ederim. Dediğiniz gibi uygulamada tahliye konusunda devletçi bir tutum hakim.Ne var ki aşağıdaki gibi kararlar da çıkabiliyor..Tartışalım derim.


Alıntı:
T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 2009/13-282
K. 2009/320
T. 8.7.2009
• KİRACILIĞIN TESPİTİ DAVASI ( Muarazanın Meni Talebi/Sözleşmenin Yap İşlet Devret Modeli Kapsamında Akdedildiği - Taşınmazın 6570 S.K. Md. 1'de Öngörülen Koşulları Taşıması Halinde Bu Kanuna ve Kanunda Sayılan Tahliye Sebeplerine Tabi Olacağı )
• DEVLET İHALE KANUNUNA GÖRE KİRAYA VERİLEN TAŞINMAZ ( Taşınmazın 6570 S.K. Md. 1'de Öngörülen Koşulları Taşıması Halinde Bu Kanuna ve Kanunda Sayılan Sınırlı Tahliye Sebeplerine Tabi Olacağı )
• YAP İŞLET DEVRET MODELİ ( Kira Sözleşmesinin Bu Kapsamda Yapılmasının 6570 S.K.'da Yer Alan Tahliye Sebepleri Arasında Yer Almadığı - Taşınmazın 6570 S.K. Md. 1'de Öngörülen Koşulları Taşıması Halinde Bu Kanunun Uygulanacağı )
• TAHLİYE ( 6570 S.K.'da Sebeplerinin Sınırlı Olarak Sayıldığı/Kira Sözleşmesinin Yap İşlet Devret Modeli Kapsamında Akdedildiği - Taşınmazın 6570 S.K. Md. 1'de Öngörülen Koşulları Taşıması Halinde Bu Kanunun Uygulanması Gereği )
6570/m.1, 7
2886/m.75
ÖZET : Dava; kiracılığın tespiti ve davalının bu konudaki muarazasının meni istemine ilişkindir. Devlet İhale Kanununa göre kiraya verilen taşınmazların da 6570 sayılı Gayrimenkul Kiraları Hakkında Kanunun 1. maddesinde öngörülen koşulları taşımaları halinde Gayrimenkul Kiraları Hakkında Kanun kapsamında olacaklarının ve bunlara ilişkin kira sözleşmeleriyle ilgili olarak, ancak tahdidi olarak sayılan nedenlerden birine dayanılmak ve ilam alınmak suretiyle tahliyenin sağlanabileceğinin kabulü gerekir. Davalının kira sözleşmesini fesih beyanını ve tahliye istemini dayandırdığı, taraflar arasındaki kira sözleşmesinin Yap-İşlet-Devret modeline ilişkin sözleşmenin imzalanmış olması tahliye sebepleri arasında yer almamaktadır. Somut olayda, taraflar arasındaki kira sözleşmesine konu taşınmazın nitelikleri itibariyle 6570 sayılı kanun kapsamında bulunup, bulunmadığı ( Kanunun 1. maddesinde öngörülen şekilde belediye teşkilatı olan yerlerle, iskele, liman ve istasyonlardaki örtülü taşınmazlardan olup, olmadığı ) dosya kapsamından açıkça anlaşılamamaktadır. Gerekli araştırma yapıldıktan sonra karar verilmesi gerekir.

DAVA : Taraflar arasındaki "kiracılığın tespiti" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Edirne Asliye 2.Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 27.02.2008 gün ve 2008/17-51 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 06.11.2008 gün ve 2008/6555-13155 sayılı ilamı ile;

( ... Davacı, Kapıkule Gümrük sahası Çıkış Ünitesindeki 19 nolu mağazayı davalıdan 10.12.2004 başlangıç tarihli 5 yıl süreli kira sözleşmesi ile kiraladıklarını, davalı tarafça gönderilen 02.01.2008 tarihli yazı ile "yapılacak modernizasyon çalışmaları nedeniyle kira sözleşmesinin tek taraflı fesh edildiğinin ve 15 gün içinde tahliyesinin istendiğinin, olmadığı taktirde 2886 sayılı yasanın 75. maddesi uyarınca tahliyenin sağlanacağının" bildirildiğini, oysa kira sözleşmesinin 6570 sayılı yasaya tabi olduğunu, kira süresinin henüz dolmadığını, davalı tarafından bildirilen sebebin sözleşmenin 1. maddesindeki sebeplerden olmadığını, tahliyeye ilişkin alınmış bir karar bulunmadığını ileri sürerek kiracılığının tespiti ile kira sözleşmesinin 10.12.2009 tarihine kadar devam ettiğine ilişkin muarazanın giderilmesine karar verilmesini istemiştir.

Davalı, kira sözleşmesinin 2886 sayılı yasaya tabi olup 6570 sayılı yasa hükümlerinin uygulanamayacağını, kira sözleşmesinin Özel Şartlar 1. maddesinde "…yap işlet devret modeline ilişkin protokolün Gümrük Müsteşarlığınca imzalanması" halinde sözleşmenin tek taraflı feshedileceğinin ve kiracının Hazineden hiçbir hak ve tazminat talebinde bulunmaksızın tebligat sonrası 15 gün içinde taşınmazı tahliye edeceğinin" kararlaştırıldığını, tahliyenin buna göre istendiğini, Yap işlet devret sözleşmesinin imzalandığını savunarak davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece, sözleşmedeki 1.madde uyarınca tahliyenin istenmiş olduğuna dayanılarak davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.

1-Taraflar arasında düzenlenmiş olan 10.12.2004 başlangıç tarihli 5 yıl süreli kira sözleşmesi gereği taşınmazın 2886 sayılı yasaya göre kiraya verildiği sabittir. Devletin özel mülkiyetinde veya hüküm ve tasarrufunda bulunan taşınmazlar 2886 sayılı yasanın yürürlüğe girmesi ile 6570 sayılı yasa kapsamından çıkarıldığından bu taşınmazların kira sözleşmeleri hakkında 6570 sayılı yasa hükümleri uygulanmaz. Bu tür nitelikteki taşınmazların kira sözleşmeleri, 2886 sayılı yasanın 75. maddesi hükmü uyarınca kira süresinin bitim tarihinde sona erer. Somut olayda kira sözleşmesinin 10.12.2009 tarihinde sona ereceği anlaşılmaktadır. Her ne kadar davalı tarafça sözleşmenin Özel şartlar 1.maddesine dayanılarak tahliye istenmekte ise de; sözleşmenin bu hükmü ancak sözleşmenin süresi dolduktan sonraki dönem için geçerlilik arz edecektir. Bunun dışında davalı tarafça, davacının feshi gerektiren sözleşmeye aykırı davranışları olduğuna, kira bedellerini ödemediğine veya bu konuda temerrüde düşürüldüğüne ilişkin dosya içerisinde herhangi bir iddia ve delil bulunmamaktadır. Hal böyle olunca mahkemece davacının kiracılığının tespiti ile muarazanın giderilmesine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

2-Bozma nedenine göre davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir... ),

Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

KARAR : Dava; kiracılığın tespiti ve davalının bu konudaki muarazasının meni istemine ilişkindir.

Yerel Mahkeme; taraflar arasındaki kira sözleşmesinin özel şartlar bölümünün 1.maddesiyle, davalı idarenin belli şartların oluşması halinde kira sözleşmesini tek taraflı feshetme hakkını kendi uhdesinde tuttuğu, davacının da bunu kabul ettiği, sözleşmenin anılan maddesinde sözü edilen yap işlet devret modeli çerçevesinde Gümrük Müsteşarlığı ile Gümrük ve Turizm İşletmeleri A.Ş. ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği arasında sözleşme imzalandığına ve davalı idare sözleşmedeki hüküm gereğince kira sözleşmesini feshettiğine göre, fesih işleminde sözleşmeye aykırı herhangi bir yön bulunmadığı; taşınmazın 2886 Sayılı Yasaya göre kiraya verildiği, sözleşmede taraflar fesih hak ve yetkisini iradeleri ile kabul ettiğine göre, sözleşme 6570 Sayılı Yasa kapsamına dahil olsa dahi, sözleşmede belirtilen şekilde davalının şartlar oluştuğunda sözleşmeyi feshetme hakkına sahip olacağı, sözleşmeye uygun fesih nedeni ile taşınmazda fuzuli şagil durumuna gelen davacının 2886 Sayılı Yasanın 75. maddesi gereğince tahliyesinde de hukuka aykırı bir yön bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiş; Özel Daire metni yukarıda bulunan ilamla bu kararı bozmuş; Yerel Mahkeme önceki gerekçesini tekrarlayarak ve sözleşmenin 1. maddesindeki tahliyeye ilişkin hükmün, ancak sözleşmenin devamı sırasında uygulanabileceğini belirterek direnme kararı vermiştir.

2886 sayılı Devlet İhale Kanunu çerçevesinde yapılan ihale sonucunda taraflar arasında düzenlenen 10.12.2004 başlangıç tarihli ve beş yıl süreli kira sözleşmesiyle, Kapıkule Gümrük sahası Çıkış Ünitesinde bulunan mağazanın davacı şirkete kiraya verildiği; sözleşmenin Özel Şartlar bölümündeki 1. maddede, Yap-İşlet-Devret modeline ilişkin protokolün Gümrük Müsteşarlığınca imzalanması veya serbest bölge çalışmalarının başlaması halinde, kira sözleşmesinin tek taraflı olarak feshedileceğine, kiracının Hazineden hiçbir hak ve tazminat talebinde bulunmadan, yapılacak tebligatı takip eden 15 gün içerisinde taşınmazı tahliye edeceğine dair hüküm bulunduğu, bu hükümde sözü edilen Yap-İşlet-Devret modeline ilişkin sözleşmenin 27.08.2007 tarihinde imzalandığı, davalı tarafından davacıya gönderilen 02.01.2008 günlü yazıyla, Kapıkule Gümrük Sahasında modernizasyon çalışmalarına başlanılacağı gerekçesiyle kira sözleşmesinin tek taraflı olarak feshedildiği belirtilmek suretiyle tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde taşınmazın boş olarak tesliminin istenildiği, aksi takdirde; 2886 sayılı Devlet İhale Kanununun 75. maddesine göre tahliyenin sağlanacağının bildirildiği dosya kapsamıyla sabittir ve bu yönler çekişmesizdir.

Görülmekte olan davada, davacı vekili, 2886 sayılı Kanun çerçevesinde yapılan ihale sonucunda taraflar arasında düzenlenen kira sözleşmesinin 6570 Sayılı Kanuna tabi bulunduğunu ileri sürmüş ve kiracılığın tespiti istemini bu gerekçeye dayandırmıştır.

Hukuk Genel Kurulundaki görüşmede, taraflar arasındaki kira sözleşmesinin tahliye sebepleri bakımından 6570 sayılı Gayrimenkul Kiraları Hakkında Kanun kapsamında olup, olmadığı hususu öncelikle tartışılıp, değerlendirilmiştir.

18.05.1955 tarihinde kabul edilen 6570 sayılı Gayrimenkul Kiraları Hakkında Kanunun 14. maddesinde “2490 sayılı Artırma, Eksiltme ve İhale Kanununa tabi olarak kiraya verilen gayrimenkuller hakkında da bu kanun hükümleri tatbik olunur.” hükmü bulunmaktadır.

Bu hükümde atıf yapılan 02.06.1934 tarih ve 2490 sayılı Artırma, Eksiltme ve İhale Kanunu, sonradan 08.09.1983 tarih ve 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun 94. maddesiyle yürürlükten kaldırılmış, ancak, 6570 sayılı Kanunun 14. maddesinde bu yönden bir değişiklik yapılmamış; böylece, anılan 14. madde, yürürlükte olmayan bir kanuna atıf yapan içeriğiyle varlığını sürdürmüştür.

Hem 2490 sayılı Artırma, Eksiltme ve İhale Kanunu ve hem de onu yürürlükten kaldırarak aynı konuyu yeniden düzenleyen 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu; kamu kurumlarının satım, kira ve benzeri konularda yapacakları ihalelerin yöntemlerine, içeriklerine ve sonuçlarına ilişkin düzenlemeler taşımaktadırlar.

Gerek bu durum ve gerekse Kanun Koyucunun 2490 sayılı Kanun yürürlükten kaldırılmış olmasına rağmen, 6570 sayılı Kanunun ona atıf yapan 14. maddesinde bir değişiklik yapma gereğini duymamış olması, anılan 14. maddedeki atfın, 2490 sayılı Kanunu yürürlükten kaldıran ve onun yerine yürürlüğe giren 2886 sayılı Kanuna yönelik olarak da devam ettiğinin kabulünü gerektirmektedir.

Dolayısıyla; 2886 sayılı Devlet İhale Kanununa göre kiraya verilen taşınmazların da ( 6570 sayılı Kanunun 1. maddesinde öngörülen koşulları taşımaları halinde ), 6570 sayılı Kanun kapsamında olacaklarının ve bunlara ilişkin kira sözleşmeleriyle ilgili olarak, ancak 7. maddede tahdidi olarak sayılan nedenlerden birine dayanılmak ve ilam alınmak suretiyle tahliyenin sağlanabileceğinin kabulü gerekir.

Somut olay bu çerçevede değerlendirildiğinde: Davalının kira sözleşmesini fesih beyanını ve tahliye istemini dayandırdığı, taraflar arasındaki kira sözleşmesinin yukarıda değinilen 1. maddesinde öngörülen hal ( Yap-İşlet-Devret modeline ilişkin sözleşmenin imzalanmış olması ), 6570 sayılı Kanunun 7. maddesinde tahdidi olarak düzenlenen tahliye sebepleri arasında yer almamaktadır.

Ne var ki; somut olayda, taraflar arasındaki kira sözleşmesine konu taşınmazın nitelikleri itibariyle 6570 sayılı Kanun kapsamında bulunup, bulunmadığı ( Kanunun 1. maddesinde öngörülen şekilde belediye teşkilatı olan yerlerle, iskele, liman ve istasyonlardaki örtülü taşınmazlardan olup, olmadığı ) dosya kapsamından açıkça anlaşılamamaktadır.

Hal böyle olunca; Yerel Mahkemece öncelikle davaya konu taşınmazın ( kiralananın ) 6570 sayılı Kanun kapsamında bulunup, bulunmadığı belirlenmek suretiyle, eğer anılan Kanun kapsamında ise davalının kira süresinin bitiminden önce sözleşmenin 1. maddesi hükmüne dayalı olarak yarattığı muarazanın önlenmesine ve davacının kira süresinin sonuna kadar bu sıfatının devam edeceğinin tespitine karar verilmesi; nitelikleri itibariyle taşınmazın 6570 sayılı Kanun kapsamında bulunmadığının belirlenmesi halinde ise, söz konusu sözleşme hükmüne geçerlilik tanınarak uyuşmazlığın çözülmesi gerekir.

Yerel Mahkemenin eksik incelemeyle ve yanılgılı değerlendirmeye dayalı olarak verdiği direnme kararı, açıklanan bu değişik gerekçeyle bozulmalıdır.

SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile,direnme kararının yukarıda açıklanan değişik gerekçeyle H.U.M.K.nun 429. Maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 08.07.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.

yarx