Mesajı Okuyun
Old 14-02-2010, 16:58   #4
hakikiavukat

 
Mutlu Yargıtay Kararı

T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi

E:2007/6459
K:2007/8597
T:25.06.2007

BANKANIN ÖZEN YÜKÜMLÜLÜĞÜ
MANEVİ TAZMİNAT
NOTERLERİN ÖZEN YÜKÜMLÜLÜĞÜ

"ÖZET"
İŞLEM YAPILIRKEN İMZA ONAYI YAPILAN KİŞİNİN KİMLİĞİNİ İSPAT İÇİN SUNDUĞU BELGENİN İNCELENMESİNDE KAMU HİZMETİ YAPAN NOTERLERİN GEREKLİ TÜM DİKKAT VE ÖZENİ GÖSTERMELERİ GEREKİR. DAVALI BANKANIN DA ÇEK HESABI AÇTIRAN KİŞİNİN KİMLİK BİLGİLERİNE İLİŞKİN BELGELERİN ASILLARINI İSTEMESİ, SOSYO-EKONOMİK DURUMU HAKKINDA GEREKLİ ARAŞTIRMAYI YAPMASI GEREKİR. AÇIKLANAN NEDENLERLE GEREKLİ ÖZENİN GÖSTERİLMEMESİ SONUCU, DAVACI ADINA DÜZENLENEN KARŞILIKSIZ ÇEKLER NEDENİYLE DAVACI İŞ VE SOSYAL ÇEVRESİNDE ZOR DURUMDA KALMIŞ, ONURU İNCİNMİŞTİR.

818 s. Yasa m. 41
1512 s. Yasa m. 1
3167 s. Yasa m. 2,3

Davacı Övün vekili tarafından, davalı Y... K... Bankası A.Ş. ve diğerleri aleyhine 02.02.1999 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 12.10.2004 günlü kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.

Dava, manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacı, kendisine ait sürücü belgesi kullanılarak davalı Necati tarafından düzenlenen sahte belgeler ve A... Üçüncü Noterliği'nde tanzim edilen imza onayı ile davalı Y... K... Bankası A.Ş.'nin A... Şubesinde çek hesabı açtırıldıgını, kullanılan çeklerin karşılıksız çıkması üzerine hakkında Cumhuriyet Savcılığı tarafından kovuşturmalar yapılıp, ceza davaları açıldığını, işyerine gönderilen bildirimler ve çevrede yapılan araştırmalar nedeniyle onurunun incindiğini belirterek manevi tazminat isteminde bulunmuştur.

Mahkemece, zararın davalı Necati'nin haksız ve hukuka aykırı eyleminden doğduğu, diğer davalıların olayda kusurları bulunmadığından sorumluluklarının söz konusu olamayacağı gerekçesiyle davalı banka ve noter M.Y. hakkındaki davanın reddine karar verilmiştir.

Dosyadaki bilgi ve belgelere göre; davacının kaybolan sürücü belgesi davalı Necati tarafından ele geçirilmiş, resmi değiştirilerek ve bu kimlik ile ikametgah ilmühaberi alınarak davalı notere imza onayı için başvurulmuştur. Noter tarafından üzerinde tahrifat yapılmış sürücü kimliği esas alınarak imza onayı düzenlenmiştir. Davalı bu imza onayı ile birlikte kimliğin fotokopisi, ikametgah ilmühaberi ve Nüfus Cüzdan Örneği fotokopisini ibraz ederek davalı banka şubesinden çek hesabı açılması talebinde bulunmuş ve talebi yerinde görülerek açılan çek hesabından 10.07.1998 tarihinde çek karnesi verilmiştir. Davalı Necati'nin imzaladığı çeklerden biri karşılıksız çıkmış ve davacı hakkında karşılıksız çek düzenlemek nedeniyle işlemler yapılmıştır. Davacının bu şekilde durumu öğrenip davalı banka şubesine başvurması üzerine, davalı banka tarafından bu konuda Merkez Bankası'na bildirimde bulunulmuştur.

Davalılardan M.Y., A... Üçüncü Noteridir. 1512 sayılı Noterlik Kanu-nu'nun 1. maddesine göre, noterlik bir kamu hizmeti olup, noterler hukuki güvenliği sağlamak ve anlaşmazlıkları önlemek için işlemleri belgelendirir ve kanunlarla verilen başka görevleri yaparlar. Anılan Yasa'nın 90. maddesinde, hukuki işlemlerin altındaki imzanın onaylanmasının imzayı atan şahsa ait olduğunun bir şerhle belgelendirilmesi şeklinde yapılacağı, 92. maddesinde ise, onaylama şerhinin işlemin yapıldığı yer ve tarihi, ilgilinin kimliği, adresi ve vergi kimlik numarasını, noter ilgiliyi tanımıyorsa, kimliği hakkında gösterilen ispat belgesini ve işleme katılanların ve noterin imza ve mührünü taşıması gerektiği hüküm altına alınmıştır. Sahte kimlik ile davalı tarafından imza onayı yapıldığı anlaşılmaktadır. İşlem yapılırken imza onayı yapılan kişinin kimliğini ispat için sunduğu belgenin incelenmesinde kamu hizmeti yapan noterlerin gerekli tüm dikkat ve özeni göstermeleri gerekir. Olayımızda kamu hizmetinin gerektirdiği özenin gösterilmemiş olması sonucu, davacı adına düzenlenen karşılıksız çekler nedeniyle davacı iş ve sosyal çevresinde zor durumda kalmış, onuru incinmiştir.

Davalı Y... K... Bankası A.Ş.'nin durumuna gelince; Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkındaki 3167 sayılı Yasa'nın 2. maddesi gereğince; bankalar, çek hesabı açmak maksadıyla bu Kanunla kendilerine verilen görev ve yükümlülükleri yerine getirirken, çek hesabı açtırmak isteyenin yasaklılık ve engel durumu bulunup bulunmadığını, TC. Merkez Bankası'nca 9. maddeye göre bankalara yapılan duyumlar çerçevesinde her birinin kendi nezdinde oluşturduğu kayıtlardan araştırırlar, ayıca bu kişinin ekonomik ve sosyal durumu gibi hususların belirlenmesinde gerekli basiret ve özeni gösterirler, aynı Yasa'nın 3. maddesine göre ise; bankalar çek hesabı açtıranların açık kimlik ve adreslerini saptamak için fotoğraflı nüfus cüzdanı örnekleri ile yerleşim yeri belgelerini, tacir olanların ayrıca ticaret sicili kayıtlarını almak, bunların açık kimliklerini, adreslerini, vergi kimlik numaralarını ve çek hesabının kapatılma hallerini onbeş gün içinde TC. Merkez Bankası'na bildirmek zorundadır. Ayrıca Bankalar Yasası'nda da banka mudi-lerinin kimliklerinin gerçeğe uygun tespit edilmesi konusunda düzenleme mevcuttur. Açıklanan yasal düzenlemeler gözetildiğinde, davalı bankanın, çek hesabı açtıran şahsın kimlik bilgilerine ilişkin belgelerin asıllarını istemeden, sosyo-ekonomik durumu hakkında gerekli araştırmayı yapmadan kendisine çek karnesi verdiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle, davalı Necati çek karnesi alarak bu çekleri de kullanmış ve davacı hakkında karşılıksız çek düzenlemekten yasal işlemler yapılmıştır.

Yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ile olayların gelişimine göre davalılar Y... K... Bankası A.Ş. ve M.Y.'nin dava konusu olayların meydana gelmesine eylemleriyle neden oldukları gözetilerek sorumluluklarına karar verilmesi gerekirken, sorumluluğu gerektirir eylemleri bulunmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.

Sonuç: Temyiz olunan kararın açıklanan nedenlerle (BOZULMASINA) ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 25.06.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.

.................................................. ................................................
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi

E:2002/6550
K:2002/10011
T:05.11.2002

Taraflar arasında görülen davada İzmir Aslive 2.Ticaret Mahkemesi#nce verilen 24.01.2002 tarih ve 1998/2173 2002/19 sayılı kararın Yargıtay#ca incelenmesi düruşmalı ölarak davalı vekili tarafından istenmiş olmakla, duruşma için belirlenen 05.11.2002 günde davacı avukatı Faruk Ölçer ile davalı avukatı Nurdan Batum geliP, temyiz dilekçesinin de süresinde verildiği anlaşıldıktan ve duruşmada hazır bulunan taraflar avukatları dinlenildikten sonra, duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakılmıştı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi Ali Orhan tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, dava dışı Mehmet C. isimli şahsın müvekkilden aldığı mal bedeline karşılık davalı bankadan aldığı çek karnesinden keşide edilen 3 adet 24.869.574.393.-TL.lık çeklerin karşılıksız çıktığını, keşideci hakkında yapılan takibin sonuçsuz kaldığını ve aciz belgesi alındığını, bilahare Cumhuriyet Savcılığı#na yapılan suç duyurusundan şahsın sahte hüviyet ile çek karnesi aldığının saptandığını, davalı bankanın 3167 sayılı Yasa#nın 2 ve TTK.nun 20 nci maddesinde öngörülen şekilde basiretli bir tacir gibi davranmayıp sahte kimlikli şahsa çek karnesi vererek müvekkilinin zararına neden olduğunu ileri sürerek, çek bedeli ve munzam zarar ( faizi kaybı ) toplamı 44.715.275.233.-TL.nın reeskont oranı üzerinden faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemistir.
Davalı vekili, çek karnesinin resmi belgelere dayalı olarak verildigini, bankacılık uygulaması acısından muvekkiline yoneltilebılecek kusur bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporlarına göre davalı bankanın kendinden beklenen özeni göstermeksizin çek karnesi vermesi nedeniyle % 50 kusurlu olduğu gerekçesiyle, 12.324.787.197.-TL tazminat ve 9.947.838.920.-TL munzam zarar olmak üzere 22.382.626.117.-TL.nın dava tarihinden itibaren reeskont oranı üzerinden faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde gorulmeyen ve aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan diger temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Ancak,davacının #faiz kaybı nedeniyle munzam zarar# talebinin ceklerın karsılıksız çıktığı tarihten itibaren işlemiş faiz istemi olarak değerlendirilmiş, dava tarihine kadar işlemiş faiz miktarı da 9.947.838.920.-TL olarak hesaplanmıştır. Bu miktar munzam zarar olmayıp, uğranılan faiz kaybı zararıdır. Mahkemece 12.434.787.197.-TL çek bedeli yanında dava tarihine kadar işlemiş faiz miktarı da eklenerek bulunan toplam miktara dava tarihinden itibaren tekrar faiz yürütülmesi BK.nun 104/3 ncü maddesine aykırı görüldüğünden, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle kararın davalı yararına BOZULMASINA, 250.000.000.-TL duruşma vekillik ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 05.11.2002 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


.................................................. ............................................


T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi

E:2001/8360
K:2002/509
T:28.01.2002

Taraflar arasında görülen davada Kadıköy Asliye 1.Ticaret Mahkemesince verilen 13.2.2001 tarih ve 1998/1296-2001/131 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Ayşe Altun tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, davalı bankanın, dava dışı Merkez Telekominikasyon İletişim Tic. Ltd. Şti. müdürü olduğunu söylenen Hacı Demir isimli kişiye gerekli araştırmayı yapmadan, sahte belgelere rağmen çek hesabı açtığını, dava dışı şirkete mal satan müvekkiline verilen iki çekin karşılığı bulunmadığını, çek hesabı açarken gerekli araştırmayı yapmayan davalının kusurlu eylemi sonrası müvekkilinin zarara uğradığını ileri sürerek, toplam 6.900 USD.nın 8.9.1998 tarihinden itibaren %98 faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının yetkili hamil olmaması nedeniyle dava açma hakkı bulunmadığını, çek hesabı açılırken gereken dikkat ve özenin gösterildiğini, kusurun davacıda olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına gore, davalı bankanın çek karnesi verilmesi için gerekli olan belgeleri dava dışı şirketten talep ettiği, ancak bunların sıhhati konusunda yeterli araştırmayı yapmadığı, davalı bankanın gerekli araştırmayı yapmaksızın sahte olduğu anlaşılan ikametgah belgesinden hareketle gerektiğinde Ticaret Sicilinden soruşturma yaparak sahteliğini tespit edebileceği ve çek karnesi vermeyeceği icin davacının zararının doğmasına engel olmasının mümkun olacağı, bununla birlikte davacının da ilk defa ticari ilişkide bulundugu bir firma hakkında gereklı arastırmayı yapmayarak basiretli davranmadığı, dava konusu olayda tarafların %50şer oranında kusurlu olduğu gerekçesiyle, 953.200.500 liranın 28.9.1998 dava tarihinden itibaren %80 ve değişen oranlarda avans işlemlerine uygulanan faiziyle birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1- Davacı vekilinin cevabi temyiz dilekçesinin, temyiz defterine kaydedilmediği ve temyiz harcının da yatırılmadığı, bu durumda davacı vekilinin süresinde usulünce yapılmış temyiz istemi bulunmadığı anlaşıldığından, davacı vekilinin temyiz isteminin süre yonunden reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Davalı vekilinin temyizine gelince; Dava, davalı muhatap bankanın çek hesabı açarken gerekli araştırmayı yapmaması ve bu hesaptan keşide edilen çekin karşılıksız çıkması nedeniyle, çek hamilinin uğradıgı zararın tazmini istemine iliskindır. Çek hesabı acan muhatap bankanın, hesap sahibinin sadece adresi üzerinde araştırma yapması yeterli değildir. Adına çek hesabı açılan dava dışı şirketin ticari itibarı ve ekonomik durumu konusunda yeterli araştırmayı yapmayan davalı muhatap bankanın kusurlu bulunmasına ve dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda ( 1 ) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz isteminin süre yönünden reddine, ( 2 ) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz isteminin reddi ile kararın ONANMASINA, alınmadığı anlaşılan 4.960.000 TL. harcın davacıdan alınmasına, 51.500.000.- lira temyiz ilam harcından peşin harcın mahsubu ile temyiz eden davalıdan alınmasına, 28.1.2002 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Kaynak:YKD - 1999/6 - Sayfa:871

.................................................. .............................................

T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi

E:2000/5855
K:2000/8492
T:02.11.2000

Taraflar arasımbaKi davanın Kadıköy 2.Asliye Ticaret Mahkemesince görülerek verilen 07.04.2000 tarih ve 1998/930 - 2000/290 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi duruşmalı olarak davacı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma icin belirlenen 31.10.2000 günde davalı avukatı N. Y. gelip, davacı avukatı tebligata rağmen gelmediğinden, temyiz dilekçesinin de süresinde verildiği anlaşıldıktan ve duruşmada hazır bulunan taraf avukatı dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakılmıştı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi Ömer Özdemir tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar,
duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği gorüşülüp, düşünüldü:

Davacı vekili, davalı bankanın, sahte kimlikle başvuran dava dışı kişinin çek karnesi almak için ibraz ettiği belgeleri gerektiği gibi incelemeden çek karnesi verdiğini, müvekkilinin sattığı mal karşılığında aldığı cekin sahte olması nedeniyle, davacı şirketin zarara uğradığını ileri sürerek zararın tazminini talep etmiştir.

Davalı vekili, muvekkilinin kusuru bulunmadığını, dava dışı kisinın noter onaylı belgeler
sundugunu savunmuştur.
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, dava dışı İsmail 'in kaybettiği
nüfus cüzdanına, meçhul kişi tarafından kendi resmi yapıştırılmak suretiyle, İsmail Aslan adına düzenlenen ve noter tasdikli belgelerle kurulan şirket adına çek karnesi alındığı, davalıya yuklenebilecek bir kusur bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.

Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, degerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yon bulunmamasına ve dava dısı noterlıkce düzenlenen belgelere dayalı şekilde yasa ve genelgelere uygun olarak düzenlenen belgelere göre davalı bankaca işlem yapılmış bulunması karşısında dava dışı 3ncü kişinin sahtecilik eyleminden dolayı bankanın sorumluluğunu gerektiren illiyet bağı kesilmiş bulunduğundan davacının temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacının temyiz itirazlarının REDDİNE, 100.000.000.- lira duruşma vekillik ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 2.080.000.- lira temyiz ilam harcından peşin harcın mahsubu ile temyiz edenden alınmasına, 02.11.2000 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


.................................................. ...........................................

T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi

E:1996/853
K:1996/1552
T:08.03.1996

DAVA : TeRaFlar arasındaki davadan dolayı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen (...) hükmün temyiZen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş (...) olmakla (...) gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili, müvekkilinin dava dışı Okan Eroğlu'na sattığı mallara karşılık aldığı çeklerin karşılıksız çıktığını, davalı bankanın çek hesabı açtığı bu şahıs hakkında herhangi bir araştırma yapmadan sahte belgelere dayalı olarak çek yaprağı vermesinden dolayı kusurlu olduğunu ileri sürerek 60.250.000 TL zararın 15.03.1992 tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, davacının mal sattığı kişi hakkında gerekli araştırma yapmayarak basiretli bir tacir gibi davranmadığından kusurlu olduğunu, zararın mevcut olup olmadığının belli olmadığını, müvekkilinin kusuru bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, toplanan delillere ve dosya kapsamına göre, davacının mal sattığı kişiyi tanıdığı, öncelikle bu şahıs hakkında takip yaparak, sonuç alınamaması halinde bankaya karşı dava açabileceği gibi, dava dışı Okan Eroğlu'nun vergi dairesi mukellefi olup adresinin belli olduğu, bankanın gerekli araştırmayı yapmadığı, iddiasının yerinde olmadıgı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Kararı, davacı vekili temyiz etmistir.

3167 sayılı Kanunun 2. maddesine gore; Bankalar, cekle ışleyecek hesap açarken, çek karnesi verirken ve bu kanunla kendilerine verilen görev ve mükellefiyetleri yerine getirirken bu işlemlerin gerektirdiği basiret ve itinayı göstermeye mecburdurlar.

Davaya konu olayda, davalı banka çekle işleyecek hesap müşterisinin kimliği, ikameti konusundaki gerekli araştırma yapmadan hayali bir kişi adam hesap açarak çek karnesi vermiştir. Davalı, bankadan aldığı çeki keşide eden hayali kişi davalının zararına sebebiyet vermiştir. Davalı banka ekonomik durumu, ikamet ve kimlik belgeleri gibi yasanın öngördüğu belgeleri arastırıp incelemeden çek hesabı açıp cek karnesi vermekle özensiz davrandığı, basiretli bir tacirden beklenen ihtimamı gostermediginden birınci derecede ve daha ağır bir biçimde kusurludur.

SONUÇ : Davacı da: ticari ilişkide bulunduğu kişilerin ekonomik durumu, ödeme kabiliyetini araştırıp sonucuna göre ilişki kurmak, bu suretle özenli davranmak durumundadır. Her ne kadar davalı tanık dinletmiş ise de bu tanıkların istihdam ettiği kişiler olması ve davacı tanıklarının mukabil beyanlar karşısında özenli davrandığını kanıtlayamamıştır. Bu sebeple davacının da olayda müterafık kusurunun bulunması sebebiyle, tarafların bu kusur oranlı çerçevesinde davanın esası hakkında bir karar verilmek gerekirken ve davacının zararı gerçekleştiği halde, hükümde yazılı nedenlerle davanın reddedilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir (08.03.1996).