Mesajı Okuyun
Old 17-09-2008, 12:24   #6
Av. Mehmet Toprak

 
Varsayılan Öncelikle Mutad Olmayanın Ortaya Konulması Gerektiği

Madde açık olmakla birlikte bu madde metninde yer alan :

"İktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine göre normal ve mutad olmayan bir durumun iddia olunması halinde ispat külfeti bunu iddia eden tarafa aittir."

ifadesi üzerinde düşünmek gerektiği kanaatindeyim.

Zira burada bir ispat karinesine yer veriliyor. Söz konusu ispta karinesine ihtiyaç duyulmasının gerekçesi ise yine VUK'un ruhundan kaynaklanmaktadır. Bu ruh VUK tarafından öngörülen defter ve belge düzenine uygun davranışın mükellef lehine doğurduğu ispat fonksiyonunun zorunlu bir sonucudur. Zira mükellef eğer defter ve belge düzeninin şekli zorunluluklarına harfiyen uygun davranmış ise işbu defter ve belgelerde yer alan kayıtların doğru olduğu kabul edilmektedir. Yani bir inceleme sırasında vergi idaresi, mükellef tarafından ibraz edilen defter ve belge kayıtlarının gerçeği yansıtmadığını aynı kuvvette kayıt ve belgelerle çürütmek durumundadır.

Bana göre VUK 3. maddesine sonradan eklenen bu ibarenin amacı ispat yükünün yer değiştirdiği istisnai halleri saymak amacı ile getirmiştir.

Yasanın öngördüğü bu istisnai hale dayanabilmek için idarenin yapması gereken mükellefin defter ve belgelerinde yer alan kayıtların İktisadi, ticari ve teknik icaplara uymadığını veya olayın özelliğine göre normal ve mutad olmadığını ortaya koymaktan ibarettir.
Vergi idaresi mükellefin defter ve belgelerinde yer alan kayıtların İktisadi, ticari ve teknik icaplara uymadığını veya olayın özelliğine göre normal ve mutad olmadığını her türlü (olayla doğrudan ilgili olmayan tanık ifadesi ve yemin hariç) deliller ortaya koyacaktır.
İşte bu andan sonradırki artık mükellef ispat vesikası olarak defter ve belge kayıtlarına dayanamaz. Bu evrakta yer alan kayıtların doğruluğunu yine her türlü delille ispta yükü mükellefe geçer.
Yine bu andan sonra vergi idaresi mükellefin defter ve belgelerinde yer alan kayıtları dikkate almaksızın res'en tarhiyat yoluna gidebilir. Mükellefe cezalı tarhiyatlar uygulayabilir.
Ben bu maddeyi böyle anlıyorum

Madde bu olmakla birlikte maddenin uygulamasının yol açtığı çok önemli bir sorunla karşı karşıya bulunmaktayız. Bu sorun uygulamada vergi idaresinin hemen her inceleme sonrası mükellefin ibraz ettiği defter ve belge kayıtlarını (şekli unsurların tümü tamam ise) VUK 3. maddesindeki bu istisnai hale dayanarak geçersiz saymak yoluna gittmesinden kaynaklanmaktadır.

Vergi inceleme raporları incelendiğinde mükellefin defter ve belgelerinde yer alan kayıtların dikkate alınmaması gerekçesi olarak genellikle : işyerinin organizasyonunun defter ve belgelerde yer alan iş hacmini yansıtmadığı, araç gereç otomobil, depo bulunmadığı, fatura alan veya alınan tarafın adresinde faal bulunmadığı gibi tespitlere dayanıldığı görülmektedir. Yasa tarafından verilen geniş yetkiler çok istisnai haller dışında kullanılmamaktadır.

Vergi inceleme raporlarında bu tarz kolaycılığa kaçılması yargı tarafından yeterli görülmemektedir. Yargı kararlarının özünü idarece yeterli ve inandırıcı somut tespitlere dayanılmaması gerekçesi oluşturmaktadır. Bu nedenle cezalı vergi tarhiyatları genel olarak vergi mahkemeleri tarafından iptal edilmektedir. Bu durum gerek vergi mahkemeleri ve gerekse idare açısından gereksiz iş yükü doğurmaktadır. Mükelelfler açısından ise uzun süren dava sonuçlarını endişeli şekilde beklemek düşmektedir.

Sorunun temeli idarece resen tarhiyat yapılmasına karar verilmesi ile cezalı vergi tarhiyatının mükellefe tebliği arasında geçen sürede mükelleflerin başvurabileceği bir ara idari çözüm öngörülmemiş olmasıdır.

Mükelleflerin defter ve belgelerinde yer alan kayıtların dikkate alınmaması gerektiği ve cezalı tarhiyat uygulanması gerektiğine dair inceleme raporu tebliğ edildiğinde rapora karşı itiraz, şikayet , bağımsız kurul denetimi yollarına müracaat hakkı verilmemiştir. Uzlaşma komisyonları salt indirim kurulu görevi yürütmektedirler.

İnceleme raporunda varılan defter ve belgelerin dikkate alınmaması gerektiği şeklindeki kanaatin haklı olup olmadığı tarhiyat öncesinde idare veya bağımsız başka bir mercii tarafından denetlenememektedir.

Bu nedenle inceleme elemanları raporlarında mükellefin defter ve belgelerinde yer alan kayıtların dikkate alınmaması gerektiği kanaatini destekleyecek yeterli ve inandırıcı gerekçeler sunulamamaktaa mükellefler ilaave delillerini ortaya koyamamaktadırlar.

Oysa mükelleflere vergi inceleme raporuna resen tarhiyat yoluna gidilmeden önce salt vergi inceleme raporunda yer alan "iktisadi ve teknik icaplara aykırılık veya hayatın olağan akışına ters olma" kanaati ile sınırlı olarak itiraz olanağı getirilmiş olsa vergi mahkemelerinin ve vergi idaresinin gereksiz iş yükü azalacak ve inceleme raporları VUK 3. maddesinin amcına uygun hale getirilmiş olacaktır.