Mesajı Okuyun
Old 26-08-2006, 19:14   #11
Av.MuratOzan

 
Varsayılan

Öncelikle fikrlerinize saygı duyduğumu belirteyim. Fakat özgürlüğüne bu kadar düşkün bir ulusun özgürlüğüne karşı girişilmiş uluslararası ve ulusiçi sayısız savaş varken; henüz yüz yılını bile doldurmamış bir kurtuluş mücadelesinin izleri hala gözle görülebilirken göz ardı ettiğiniz bazı noktalar olduğunu düşünüyorum.

Teknolojik olarak diğer bazı gelişmiş ülkelerin çok gerisinde olduğumuz konusunda çok haklısınız ama bu durum kurtuluş savaşının yapılıdığı yıllarda da böyleydi. Yunan ordusu Afyon'dan Ankaraya doğru başladığı yürüyüşte onlarca uçağa sahipken Ankara'nın ordusu hurdalıktan çıkarılmış ve çalışması tesadüflere bağlı bir kaç uçakla gözlem uçuşu yapmaya çalışıyordu. Belki o şartlar geride kaldı bugün böyle bir tehlike veya olağanüstü durum mevcut değil diyeceksiniz ama emperyalizmin medeniyet canavarı asla ideolojileriden vazgeçmiş değildir. Hala hepsinin gözü ortadoğuda ve ortadoğuya hakim nokta olan Anadolu topraklarındadır.

Varolan barışı paranoyak düşüncelerle görmezden gelmeye çalışmıyorum; fakat bağımsızlığımıza ve toprak bütünlüğümüze karşı mevcut tehlikler konusunda da uyanık olmak gerektiği; rehavete kapılıp artniyetli kişilerin ağzının sulanmasına izin verilmemesi gerektiği kanaatindeyim.

Bütün profesyonel orduların ilk örneklerinden olan lejyoner birliklerinin inançsız ve kader birliği yapmadan sadece mesleki olarak giriştiği savaşların çoğunda başarısız olduğu da bir gerçektir. İşleyişinde sorun olmayan bir teşkilat var mıdır ki Türk ordusunun işleyişinde aksaklılıklar olmasın. Hedeften farklı uygulamalara sayısız örnek verilebilinirse de yapılacak hukuki düzenlemelerle bu tür aksaklıkları ve insan haklarına aykırı uygulamaları azaltmanın ve durdurmanın mümkün olduğunu fakat zorunlu askerlik hizmeti dolayısıyla silah altına alınmaya hazır insan nüfusunun bile ülkemize girişilmesi muhtemel hareketlere karşı bir caydırıcılık unusuru olduğunu düşünüyorum.

Askeri adalet sisteminin aksayan çarklarına müdahele edilmesi gerektiğinin ve uygulamanın başında olan kişilerin daha eğitimli ve hukuk bilincine sahip kişilerden oluşmasına gösterilecek ihtimamla genel şikayetlerin sebebi olarak gözüken gizlilik prensibinde şefaflaşma sağlanmasının ve gizlilik prensibinin yalnız gerekli noktalarda geçerli olmasının sağlanmasıyla bu tür olaylara engel olunabileceğini düşünüyorum.

Askeri teknik bilginin bütün Türk erkeklerine verilebilmesini sağlayacak daha kısa süreli ve daha az masraflı bir başka metot geliştirilene dek askerlik hizmetinin zorunlu olmasının herkesin ortak menfatine uygun olduğu kanısındayım.