Mesajı Okuyun
Old 17-10-2002, 18:17   #16
Kıvılcım

 
Varsayılan

Merhaba katılımcı meslektaşlar;

Bu soru, oldukça karmaşık ve esasen bir öğrenciden beklenmeyecek ölçüde de ''cinlik'' içermektedir..

1- Orhan 1994' de öldüğü zaman Ali' nin kardeşi olması itibariyle 1991 yılından ölene değin olayı bilmektedir.. Orhan' ın oğlu Kemal, babasının mirasçısı sıfatıyla 1991' den itibaren olaya vakıf sayılmalıdır dersem itiraz eden olur mu?

2- Olaya külli halefiyet ilkeleri dahilinde yaklaştığımızda Kemalin (babasından hareketle) gerek muvazaa, gerekse irade fesadına bağlı olarak dava açması ne derece mümkün olur?

3- Esaslı hata ve hile halinde süre hesabı nasıl yapılacaktır?

4- 10 yıllık sürenin geçip geçmediğini tespit noktasında, sürenin başlangıcı için kanunun açık ifadesi ve emri gibi ''Kadastro tespinin kesinletiği tarihi'' mi esas alacağız, yoksa sayın Bilen' in bir ince düşünce ürünü olarak yakaladığı '' miras hakkının başladığı'' tarihi mi esas alacağız?

5- Muvazaa açısından murisin bilgisinin '' 1991 yılından 1995' e kadar ses çıkarmadığından'' hareketle kabul zorunluluğu var denirse, bu davayı Orhan oğlu Kemal' in açması hakkındaki görüşleriniz farklı olur mu?

Saygı ve sevgilerimle..