Mesajı Okuyun
Old 25-10-2007, 16:59   #3
Av. Ö.Erol Yavuz

 
Varsayılan

Soruda ölen kişinin ölüm yeri, yurt dışı olarak belirtildiği gibi yerleşim yeri de Almanya olarak belirtilmiştir. Soru cevaplanırken, mirasbırakanın Türk Vatandaşı olduğu varsayılmıştır.

M.K m.589, “Mirasbırakanın yerleşim yeri sulh hakimi, istem üzerine veya resen tereke mallarının korunması ve hak sahiplerine geçmesini sağlamak üzere gerekli olan bütün önlemleri alır.” hükmünü içermektedir. Kamu düzenine ilişkin bu madde uyarınca, yetkili mahkeme mirasbırakanın yerleşim yeri mahkemesidir.

Sayın osmaniye'nin de belirttiği gibi, soru gibi benzeri hadiselerde Yargıtay uygulamasına göre, mirasbırakanın nüfusa kayıtlı olduğu yer mahkemesinin yetkisi uygulanmıştır. Bu uygulama eski 1587 sayılı Nüfus Kanununun 4 ve 28 inci maddelerine dayalı olup, nüfus kayıtlarının ölenin yerleşim yerine karine teşkil etmesinden kaynaklanmıştır.

1587 sayılı yasa, 5490 sayılı yasanın 71 inci maddesi ile 29.04.2006 tarihi itibarıyla yürürlükten kaldırılmıştır. Yeni yasada, nüfus kayıtlarının yerleşim yerine karine teşkil edeceğine ilişkin ilkeden vazgeçilmiştir.

Öyleyse 29.04.2006 tarihinden sonraki ölüm olaylarında, nüfusa kayıtlı olan yer mahkemesinin yetkisini uygulama imkanı kalmamıştır.

Bu sebeple, Türkiye'de yerleşim yeri bulunmayan Türk Vatandaşlarının terekeleri ile ilgili olarak, 2675 sayılı yasanın 30.maddesinin uygulanması gerektiğini düşünüyorum.

İlgili madde aşağıdadır.

Madde 30 - Mirasa ilişkin davalar ölenin Türkiye’deki son ikametgahı mahkemesinde, son ikametgahının Türkiye’de olmaması halinde terekeye dahil malların bulunduğu yer mahkemesinde görülür.

Saygılarımla.