Mesajı Okuyun
Old 03-03-2004, 19:32   #2
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Sayın buketoz,

Vade farkı ile ticari faiz farklı kavramlardır. Vade farkı istenmeyeceğine dair sözleşme maddesi bulunması, dayanağını yasadan alan ticari faizin istenmesine engel değildir. Bu konuda Sayın Av.Cengiz İlhan üstadımızın sitemizde yayınlanan bir çalışmasına aşağıdaki adresten ulaşabilirsiniz:

http://www.turkhukuksitesi.com/faq/vade_farki.shtml


Ancak Borçlar kanununa göre, alacağını bir ihtirazi kayıt ileri sürmeden alan alacaklı sonradan faiz talebinde bulunamaz. Çünkü ''asıl borç sona erince fer'i borçlar da sona erer''
Bence savunma bu hükme göre yapılmalı:


ÜÇÜNCÜ BAP
Borçların sukutu

(A) BORÇLARIN FERİLERİNİN SUKUTU

Madde 113 - Asıl borç tediye ile veya sair bir suretle sakıt olduğu takdir-
de kefalet ve rehin ve sair fer'i haklar dahi sakıt olur.
Evvelce işleyen faizleri talep hakkının mahfuz bulunduğu beyan edilmiş ve-
ya hal icabından neşet eylemiş olmadıkça bu faizler talep olunamaz.
Gayrimenkul rehine ve kıymetli evraka ve konkordatoya müteallik hususi hükümler mahfuzdur.
...................
İhtarnamede ve ödeme yapıldığına ilişkin makbuzlarda böyle bir ''faiz hakkı saklı kalmak üzere'' çekincesi yoksa faiz istemi ile açılan dava reddedilir.

Saygılarımla

Bir Dost