Mesajı Okuyun
Old 28-03-2004, 00:18   #1
Emin GÜNEŞ

 
Varsayılan Hakimin Yaptığı Hukuka Uygun mu? değilse Ne Yapabiliriz.

Alacaklı, belediyenin bankalardaki "kamu yararına tahsisli hesapları dahil" bütün mevduatına haciz konulmasını icra müdürlüğünden talep ediyor. Biz (belediye vekili) ödeme emri tebliğ edildiğinde mal beyanında bulunurken Ziraat Bankasında 3 ayrı hesabımızın olduğunu; bunlardan birinin doğrudan "iller bankasındaki payımıza tahsis edildiğini", birinin kanunen haczedilmesi caiz olmayan 6183 sayılı yasa ile tahsil ettiğimiz kanundan kaynaklanan gelirlerimize tahsis edildiğini birinin de Akar nevinden gelirlerimize tahsis edildiğini (Satılan taşınmazların satış bedeli ile kira gelirleri) bildiriyoruz. Akar hesap numaramız verdiğimiz gibi borca yetecek kadar söz gelimi ihale yoluyla satın aldığımız bir ve birkaç taşınmazımızı da mal beyanı olarak bildiriyoruz.
Buna rağmen icra müdürü taleple bağlı olduğundan bahisle tüm hesaplarımıza haciz konulmasına karar veriyor. Bankaya yazdığı talimatta açıkça " kamu yararına tahsisli hesaplar dahil" ibaresini koyuyor. Doğmuş ve doğacak alacaklarında haczedildiğini yazıyor. Böylece yeni hesap açma şansımız da ortadan kalkıyor. Gelirlerimizi bir devlet bankasına yatırmak zorunda olduğumuzdan Devlet bankalarına da aynı şekilde yazı yazıldığından ADETA KİLİTLENİYORUZ.
Biz doğal olarak İTM'de "İİK. 82, 1580 s.y.nın 159 ve diğer maddelere göre haczedilmezlik şikayetinde bulunuyor, dilekçemize kamu yararına tahsise ilişkin meclis kararı ve bir çok içtihat ekliyoruz.
Hakim bey dosya üzerinde karar vermek zorunda olmadığından bahisle ortalama bir ay sonraya duruşma günü veriyor. Duruşmada davalı alacaklı bankalardan gelen yazıları incelemediğinden bahisle süre istiyor. yeniden bir aylık süre veriliyor. Bu süre boyunca belediyenin bütün paraları haczediliyor.
Biz açıkça kamu yararına tahsis kararından vazgeçtiğimizi "sadece kanunen haczi caiz olmayan" gelirlerimiz üzerindeki haczin kaldırılmasını talep ettiğimiz halde talebimiz dikkate alınmıyor özellikle leh veya aleyhimize bir karar verilmiyor. Belediye bu kadar ağır baskıya dayanmadığı için yüksek faizlerle borçlanarak ya da bazı taşınmazlarını yok pahasına satarak borcu ödemek zorunda kalıyor. Bu sefer hakim bey "dava konusuz kaldığından" bahisle dosyayı işlemden kaldırıyor. Böylece fiili durum oluşturarak Yargıtay'ın denetiminden de kurtulmuş oluyor.

Değerli meslektaşlarım, Siz bu durumda belediye avukatı olsanız ne yaparsınız. Ben belediye vekili olduktan sonra meclisin önceden almış olduğu " tüm mallarımız kamu yararına tahsislidir" kararını hukuka aykırı olduğu için yeni meclis kararı aldırarak düzelttim. Yukarıda anlattığım gibi kötü niyeti ortadan kaldırdım. Üstelik mahkemeye de açıkça hiç meclis kararı yokmuş gibi davranmasını sadece kanuna dayandığımızı söylüyorum. Daha ne yapabilirim.
Tabi şu notu da düşmem gerekiyor, Aleyhimize hiç icra takibi olmadığı zamanlar muhasebe gelirleri çoğu zaman bir hesapta topluyor. Yani haciz takibi başladıktan sonra gelirlerimizi düzenli bir biçimde ayrı hesaplara yatırıyoruz. Bu bir sakınca oluşturabilir mi?

SAYGILARIMLA
Av. Emin GÜNEŞ

0 532 4422839