Mesajı Okuyun
Old 02-06-2011, 09:18   #54
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

İnsanlık tüketim hırsıyla teknolojiyi hızla geliştirmekte ama kendini denetlemeyi ihmal etmektedir:
1- Uluslararası hukukun yaptırımını uygulayacak uluslararası bir güç bulunmamaktadır.
2- Ulusal hukukun yolu çok diktir.


1- Uluslararası hukuk konusunu âtiye bırakalım.
2- Ulusal hukuk iki yönden de tehlikeli bir sarp kayalıktır:
a) İdari denetim açısından:
- Anayasanın 125. maddesinin 4.fıkrasına göre “Yargı yetkisi, idarî eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlı” dır. Yasama ve yürütmeye hakim olan görüş hukuku kendine göre biçimlendirirse tüm yaptıkları hukuka uygun hale gelir. Hukuka uygun hale gelen idari işlem ve eylemlerin yargı denetimi olmaz. Nükleer santral konusunda öyle bir kanun yapılır ki kümes projesi uygulanarak santral kurulur.
Anayasa:
MADDE 125 - …..
Yargı yetkisi, idarî eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlı olup, hiçbir surette yerindelik denetimi şeklinde kullanılamaz.Yürütme görevinin kanunlarda gösterilen şekil ve esaslara uygun olarak yerine getirilmesini kısıtlayacak, idarî eylem ve işlem niteliğinde veya takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı verilemez.


Anayasa denetimi açısından:
- Anayasanın 148.maddesinin 3.fıkrasının son cümlesine göre “Anayasa Mahkemesine başvuruda bulunabilmek için olağan kanun yollarının tüketilmiş olması şarttır.” Olağan kanun yolları ancak 5 yılda tüketilmektedir. Nükleer santral yapımına karşı çıkan bireyler olağan kanun yollarını tüketip de Anayasa mahkemesine gidene kadar kümes inşaatı biter ve santral patlar.
Anayasa:
MADDE 148 - ….
Herkes, Anayasada güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerinden, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından, ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine başvurabilir. Başvuruda bulunabilmek için olağan kanun yollarının tüketilmiş olması şarttır.

- Anayasanın 152.maddesine göre (yargı bağımsızlığının tartışıldığı bir ülkede) bir mahkemenin “Anayasaya aykırılık iddiasını ciddi görmesi” koşulu ağır bir koşuldur. Yargı bağımsızlığı sağlanmadan bir hakimden cesaret beklenmesi hakime ve halka haksızlıktır. Hakimlerin kararları nedeniyle tazminat sorumluluğu da varken, bir nükleer santralın yapımını durdurma işi bir hakimin omuzlarına yüklenmemeli.
Anayasa:
MADDE 152 - Bir davaya bakmakta olan mahkeme, uygulanacak bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin hükümlerini Anayasaya aykırı görürse veya taraflardan birinin ileri sürdüğü aykırılık iddiasının ciddî olduğu kanısına varırsa, Anayasa Mahkemesinin bu konuda vereceği karara kadar davayı geri bırakır.

- Anayasanın 152.maddesine göre “Anayasa Mahkemesinin işin esasına girerek verdiği red kararının Resmî Gazete’de yayımlanmasından sonra on yıl geçmedikçe aynı kanun hükmünün Anayasaya aykırılığı iddiasıyla tekrar başvuruda bulunulamaz.” Teknolojinin gittikçe hızlandığı düşünülürse on yıl çok uzun bir süredir. Anayasa Mahkemesi Anayasa tarafından yavaşlatılmaktadır.

Benim miyop hukuk bilgimle görebildiklerim bunlar. Konunun uzmanları konuyu daha iyi açıklayabilir. Gelecek hakkında güven verecek açıklamaların tesellisine ihtiyacımız bulunmaktadır.