Mesajı Okuyun
Old 16-12-2008, 19:10   #20
metin karadag

 
Varsayılan

.

Modern’in İşlevi: Düşlerin Mimarisi, Mimarın Düşleri…

“Düş” deyip geçilemez, çünkü düş, yaşamın bütün renkleriyle birlikte varlık kazanmasında en çok başvurduğumuz araç ve malzemelerin tükenmez enerji kaynağıdır.
Düşlerin sıcaklığı, samimiyeti, koruyuculuğu, heybeti ona ulaşabilme umudunu yeşerten belirtilerle hep taze kalır.
Düşe dair düşünceler de, “var olmayana” yani “ütopya”ya yakışan/yaklaşan mükemmellik arayışı yolculuğunun da sürekli ulaşılan ve geçilen, gelişen ve değişen istasyonlarında zamanla düşsellik kazanır.
Düş kurmak yani bir “düş”ün içini, dışını ve çevresini oluşturduğumuz istek programına göre düzenlemek ve özlem takvimine göre dayalı döşeli hale getirmek de her şeyden önce emek ister.
Gıpta edilen düşler, hep gerçekleştirilmiş yaşanan ve yaşayan düşler değil midir?…
Hele ki, emekle birlikte gerçekleştirilenleri daha da bir kıymetli olur…
Gerçekleşen düşlerin şahitleri de aynı düşlerin paydaşı düşlerle kuşanırlar kendilerini.
Düş alışverişi ve paylaşımla birlikte o düşte yer alanlara özenmek, yaşanılan iyi, güzel ve doğru şeylere ortak özlem duymak; aynı düşü geniş bir düş ailesi ya da düş toplumu haline getirebilir:…

Kimi düşler derviş olur,
Yanı sıra sarp yollara düşeriz.
Kimi düşler kardeş gibi yakındır,
Omuz verir yaslanırız.
Kimi düşler ustadır,
Yol gösterir gideriz.
Kimi düşler dosttur,
Aslı kalır kendi gibi.
Düşe kalka büyür düşler,
Alır getirir kendimize.


Kendimize geldiğimizde düş kırıklarımızı bir potaya tekrar döküp yeniden biçimlendirmek çabası da çok değerli bir düş yolculuğuna çıkarır bizleri…
Yeryüzünde yaratılan onca eserin düş kırıklıkları da dahil olmak üzere ne büyük düş yolculukları, ne büyük düş aileleri, ne büyük düş toplumları oluşturduğunu eğer insanlık tarihinden öğrenemedikse; her an kırılıp dökülmek de düşlerimizin yolunu bekliyor demektir.
Oturup düşlerimizle baş başa, kendimizi düş potasında yeniden eritip başka düşler üretmeliyiz.
Zümrüd-ü Anka Kuşu (Phoenix)’nun kendi küllerinden yeniden doğuşunda olduğu gibi …
Modern’in özündeki “düş” de zaten; Zümrüd-ü Anka Kuşu (Phoenix)’nun kendi küllerinden yeniden ama bütün yenilikleriyle birlikte doğuşu değil midir?...
Zümrüd-ü Anka Kuşu (Phoenix)’nun kendi küllerinden “yeniden ama bütün yenilikleriyle birlikte doğuşunun” en görkemli nedeni; “geçmişten gelen tüm birikimleri gözeten ve buna göre” yeniden ama “bütün yenilikleriyle birlikte insanlık tarihini de damıtarak geleceğe taşıyan bir doğuş olması” değil midir?...
Düşlerin yaşamla olan sınavındaki en gerçekçi yani en modern düş yolculuğu; geçmişi ve bugünü ile aynı anda yüzleşip kendindeki yeniden doğuşta; geçmişinin ve bugününün olumlu izlerini “gelecekteki şimdiye taşımak sorumluluğunu” içerdiği için “özgürlüğe yolculuk” anlamını da taşır…
Düş kurmadan “özgürlüğe yolculuk” başlayabilir mi; dahası özgürlük var olabilir mi?
Düşlerinizle dost kalın…

Metin Karadağ

Mimarlara Mektup Aralık 2008, Sayı: 118

.