Mesajı Okuyun
Old 23-08-2008, 20:56   #16
metin karadag

 
Varsayılan

Teoretikoslar...

Antik Yunan’da çeşitli spor karşılaşmalarından oluşan olimpiyatların, o günün kent-devletleri arasında barış döneminin büyük ticari hareketliliğini de sağladığı aktarılmaktadır.

Teoretikoslar, her kent devletinden belirli sayıda ve özel statüdeki kişilikleri ile her olimpiyat karşılaşmasının olmazsa olmazı olarak katılmaktadırlar.

Yaptıkları iş sadece gözlemek ve susmak.

Sadece gözlemek ve susmak.

Ölünceye kadar gördükleri her şeyi kimseye aktarmadan; “gözlemek ve susmak” başka hiçbir davranışta bulunmamak…

"Yalnızlık, ancak hep birlikte ve aynı anda işlenebilen bir suçtur..."

Günümüzün spor, özellikle futbol yorumcularının yaptıklarının “tam tersi olarak” neyi hayal edebiliyorsak bizzat onu yapmak…

Spor karşılaşmalarının yapıldığı stadyum ya da arenanın tribünlerinde ya da sahanın içinde serbestçe dolaşabilen, ama gözlemek ve susmak dışında hiçbirşey yapmayan bu saygın insanların yaptıklarının anlamını açığa çıkarabilmek için diğerlerinin ne yaptığına bir göz atmak gerekir.

Seyirciler:
Ellerinden gelen her türlü şamatayı çıkararak kendi takımlarının oyuncuları lehine karşı takımların oyuncularının ise aleyhine tezahürat yapmaktadırlar…

Hakemler:
Oyunun kurallarına göre oynanması için gerektiğinde oyunculara müdahale etmektedirler…

Oyuncular:
Becerileri oranında rakiplerinden daha iyi bir sonuç almak için canla başla çalışmaktadırlar…

Teoretikoslar:
Sadece gözlemekte ve hiçbir yoruma yer vermeyecek biçimde ifadesiz yüzleri ile susmaktalar...

Seyirciler:
Kendi oyuncuları hile yaparak haksızca kazansalar bile kendi takımları/oyuncuları lehine tezahürat yapmaya devam etmektedirler.

Hakemler:
Sonuç üzerinde verdikleri kararlarla önemli değişikliklere neden olabilmekteler. Bu yetkilerini kullanırken “kaza” ile bir tarafın haksız olarak kazanmasına yol açabilmektedirler.

Oyuncular:
Yakınındaki hakemlerin bile fark edemediği bir hile ile rakibini alt ederken; bir gözleri ile Teoretikoslar’ın delici bakışlarını yakalamaya çalışmaktadırlar. “Acaba gördü/ler mi?...”

Teoretikoslar:
Gözlerinden hiçbir yorum kaptırmaksızın olan biteni izlemektedirler. Gördüklerini asla hiçbir yerde hiç kimseye söylemeden bir ömür boyu bu sırla yaşayacak ve ölünceye kadar susacaklardır.

Oyuncular:
“Acaba gördü/ler mi?” sorusu, sporcunun bir ömür boyu ensesinde taşıyacağı Demokles’in Kılıcına dönüşecektir.

Sporcunun kendi kendine duyumsayarak sorduğu bu sorunun yaratığı durum, doğrudan doğruya vicdan denilen içgörüsel sorgulamaya dönüşüp ya bir itirafa ya da kendini affettirmek için bir daha “hile yapmamaya” götürecektir.

“Sportmen” kelimesi bu nedenle vicdan ve izan sahibi insan yerine de, bu yüzden kullanılır.

Metin Karadağ

***
Spor, Sportmen kelimelerinin türetildiği yer olarak; tarih kitaplarında Romalılar dönemi ile ilgili resimlerde ellerinde "SPOR" yazan küçük tabelalar taşıyanları görürüz... Düşünmekte yarar var...