Mesajı Okuyun
Old 04-10-2010, 11:05   #4
halit pamuk

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Günes
Evet 167 sayılı yeraltı suları kanunu 4. maddesine göre devletin özel mülkiyetinde yahut devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerdeki kaynak suları (mazbut vakıflara ait olanlar hariç) 2886 sayılı kanun hükümlerine göre il özel idarelerince kiraya verilmektedir.

Ancak o hak, özel mülkiyeti kapsamıyor.

Suyun kaynadığı taşınmazın içinde kalamayacak miktarda ve malikin ihtiyacının üzerinde bir debiye sahip olması durumunda arzın mütemmim cüz'ü sayılmaz, genel su olarak kabulü gerekir. Eğer genel su ise bunun kiralanmasına ilişkin bir yasa olup olmadığını bilmiyorum.

Ancak yasalarda değişiklik oldu ama aşağıdaki karar bir fikir verebilir.

T.C.
DANIŞTAY
8. Daire
Esas : 1992/3125
Karar : 1993/2806
Tarih : 22.09.1993


KÖY SINIRLARI İÇERİSİNDEKİ KAYNAK SUYUNUN KULLANIMI
YERİNDELİK DENETİMİ

Özet :Bir köy sınırları içindeki kaynak suyunun kısmen veya tamamen kiraya verilmesinde köy ihtiyar kurulu yetkilidir.

( 831 s. SUK m. 1 )

Temyiz İsteminde Bulunanlar : ...............
Karşı Taraflar 1- ........... Valiliği
2- ........... Köyü Tüzel Kişiliği
Davalılar Yanında Davaya Katılanlar:
İstemin Özeti :....... İli Merkez ilçeye bağlı ....... Köyü sınırları içerisindeki ....... kaynağından çıkan suyun 1/lt/sn''lik kısmının özel kişilere 40 yıllığına kiralanmasına ilişkin valilikçe 12.12.1990 günü onanan 29.11.1990 günlü köy ihtiyar meclisi kararının iptali istemiyle açılan davada, köy ihtiyar meclisinin köy sınırları içerisinde bulunan ve köyün genel ve orta mallarından olan su kaynağının tamamen veya bir bölümünün kiraya verilmesi yoluyla üzerinde idari tasarrufta bulunma hak ve yetkisine sahip olduğu, takdir yetkisinin kamu yararı ve hizmet gerekleriyle sınırlı olması gerektiği, takdir yetkisinin hukuka uygunluğunun denetlenebilmesine karşın, idarenin yerindelik alanının bu denetim dışında kalması zorunluluğu bulunduğu, bu çerçeve içerisinde su kaynağının durumunun ve köy halkıyla ilişkisinin saptanabilmesi amacıyla yaptırılan bilirkişi incelemesi soncu, düzenlenen 2.8.1991 günlü bilirkişi raporunun, ....... Sulh Hukuk Mahkemesince yaptırılan bilirkişi incelemesi soncuna ve köy hizmetleri il müdürlüğünce verilen bilgilere göre farklılıklar içermesi nedeniyle ikinci kez bilirkişi incelemesi yaptırıldığı, hem ikinci bilirkişi raporu ve hem de dosyadaki diğer bilgi ve belgelerden, ....... köyünün altı mahalleden oluştuğu, köye kiralama yoluyla sağlanacak gelirden tüm köyün yararlanma olanağı bulunmasına karşın çekişmeli sudan sadece ....... Mahallesi halkının yararlandığının anlaşıldığı, suyun bunlar için yetersiz kaldığı düşünülse bile, bu sakıncanın suyu kiralayan kişilerce üstlenilen kanalın yapımı ile ortadan kalkacağı olayda kamu yararının gözetildiği belirtilen nedenlerle köy ihtiyar meclisince alınan kararda hukuka aykırılıktan söz edilemeyeceği gerekçesiyle davayı reddeden ve davasından vazgeçen ....... hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar veren ........ İdare Mahkemesinin 18.3.1992 gün ve E: 1991/65, K: 1992/387 sayılı kararının, köyün orta malı olan suyun köy ihtiyar meclisince kiraya verilebileceğine ilişkin olarak yasalarda hiçbir kuralın yer almadığı zaten köy halkının gereksinimlerini karşılamayan suyun bir kısmının kiraya verilmesinde kamu yararı bulunduğunun söylenemeyeceği, köy hizmetlerince köye içme ve sulama suyu getirilmesine ilişkin projelerin gerçekleşmesi durumunda bile kendi taşınmazlarının, yüksekte kalmaları nedeniyle sulanamayacağı, öte yandan suyun çok düşük bir kira bedeli ile kiralanmış olmasının da, dava konusu kararın köylerinin yararına olmadığını gösterdiği öne sürülerek 2577 sayılı Yasanın 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istemidir.
Davalı İdare ile Davalı Yanında Davaya Katılan Tarafın Savunmalarının Özeti: Mahkeme kararının onanması gerektiği yolundadır.
Danıştay Tetkik Hakimi : Y.K.
Danıştay Savcısı Y.I.''nın Düşüncesi: Dava; ....... İli, merkez ilçeye bağlı ....... köyü sınırları içinde bulunan ve davacıların arazisinin sulayan ....... su kaynağının bir bölümünün özel kişilere kiralanmasına ilişkin köy ihtiyar kurulu kararı ile bunu onaylayan valilik işleminin iptali istemiyle açılmıştır. İdare mahkemesince, uyuşmazlığın çözümü için yerinde keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi raporu ve istenilen ek rapora dayanılarak, uyuşmazlık konusu su kaynağının kısmen özel kişilere kiralanmasında, yasalara, özellikle Medeni Kanunun 641. maddesi ve bu madde delaletiyle 831 sayılı Sular Hakkındaki Kanunun 1. maddesine aykırılık bulunmadığı, suyun davacılara yeterli olmadığı düşünülse bile, olayda kamu yararına aykırılık görülmediği, idareye verilen takdir yetkisinin daha fazla denetlenerek yerindelik denetim sınırlarının aşılmasının doğru olmadığı belirtilmiş ve (davadan vazgeçen bîr kişi dışında) davanın reddine karar verilmiştir.
Mevzuatımızda, köy sakinlerinin eskiden beri yararlandıkları suları, bu sular gerek içme suyu biçiminde gerek tarımsal amaçla olarak kullanılsın, özel kişilere kiralanmasına yetki veren bir hüküm yoktur.
Uyuşmazlık konusu su kaynağı devletin hüküm ve tasarrufu altında olup, kullanılması köy sakinlerine, mülkiyeti köy idaresine aittir. 831 sayılı Sular Hakkındaki Yasanın 1. maddesinde, şehir, kasaba ve köylerde, kamunun gereksinimini sağlayarak suların üretim ve yönetiminin belediye olan yerlerde belediyelere, olmayan yerlerde köy yasası hükümlerine göre ihtiyar kurullarına ait belirtilmiş. 3203 sayılı Yasanın 2. maddesinde ise eskiden beri köylerin kullanımında olan suların ilgili köylere ve diğer kamu birimlerine dağıtmak, tahsis etmek, bu amaçla kamulaştırma yapmak yetkisi Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğüne verilmiştir.
Bu hükümlerle şehir, kasaba ve köylerin genel su gereksinmesinin nasıl karşılanacağı düzenlenmiş, ancak bu olayda olduğu gibi genel olarak halkın kullandığı suyun bazı kişilere kiralanması (bir anlamda özelleştirilmesi) düzenlenmemiş, köy yönetimine bu konuda açıkça yetki verilmemiştir.
Ancak köyün ve köylülerin tüm gereksinmesi karşılandıktan sonra boşa giden suların köye gelir sağlamak amacıyla kiraya verilerek ya da ihaleye çıkarılarak değerlendirilmesinde kamu yararına aykırılık bulunmamaktadır. Bilirkişi raporunun incelenmesinden, kaynak suyunun içme suyu olarak yeterli, sulama suyu olarak yetersiz olduğu, köye su sağlayacak yatırımların henüz başlangıç aşamasında olduğu anlaşılmaktadır.
Yukarıdan beri açıklandığı gibi davacıların ve diğer köylülerin su gereksinmesini bile karşılamayan kaynağın özel kişilere kiralanmasında mevzuatın amacına ve kamu yararına uyarlık yoktur.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulü ile, davanın reddine ilişkin kararın bozulması uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince temyiz isteminde bulunanların duruşma yapılması istekleri yerinde görülmeyerek işin gereği görüşüldü:
İdare ve vergi mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenip bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49. maddesinin 1. fıkrasında yazılı nedenlerin bulunmasına bağlıdır.
İdare mahkemesince verilen kararın dayandığı gerekçe usul ve yasaya uygun olup, bozulmasını gerektiren başka bir neden de bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile anılan kararın onanmasına 22.9.1993 gününde oybirliğiyle karar verildi.