Mesajı Okuyun
Old 17-08-2012, 16:08   #2
emi_shn

 
Varsayılan

Eklediğim yargıtay kararında cinsel taciz sayılmasa bile işçinin uygunsuz davranışlarda bulunması işçiye telefon etme,yemeğe çağırma,ısrar etme gibi bu durumlar haklı fesih sebebidir denmiş .Ayrıca cinsel tacizin fiziki olarak yapılması aranmıyor,sözle taciz de yani sizin olayınızda cinsel içerikli laf atma da cinsel tacizin kapsamına giriyor Yargıtaya göre .

T.C. YARGITAY

9.Hukuk Dairesi

Esas: 2009/115

Karar: 2009/26672

Karar Tarihi: 12.10.2009

 

FESH
İN GEÇERSİZLİĞİ VE İŞE İADE DAVASI - İŞ AKDİNİN MAĞAZADA ÇALIŞAN BAYAN PERSONELE HEM CİNSEL TACİZDE HEM DE ETKİLİ EYLEMDE BULUNMAK SURETİ İLE SATAŞMADA BULUNMA NEDENİYLE FESHEDİLDİĞİ - FESHİN HAKLI NEDENE DAYANMASI - DAVANIN KABULÜNÜN HATALI OLUŞU

ÖZET: Somut uyu

şmazlıkta, davacı işçinin bayan işçiye hem cinsel tacizde, hem de etkili eylemde bulunmak sureti ile sataşma bulunduğu, bu sataşmasını tanıklar geldiğinde de devam ettirdiği sabittir. Davalı işverenin davacı işçinin iş sözleşmesini feshetmesi haklı nedene dayanmaktadır. Davanın reddi yerine kabulü hatalıdır.

(4857 S. K. m. 18, 20, 25) (818 S. K. m. 53) (9. HD. 26.05.2008 T. 2007/37481 E. 2008/12505 K.)

Dava: Davac
ı, iş sözleşmesinin geçerli neden olmadan feshedildiğini belirterek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.

Yerel mahkeme, davanın kabulüne karar vermiştir.

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi B.Kar tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Karar: Davacı vekili, davalı işverene ait işyerinde çalışan davacı işçinin iş sözleşmesinin haklı ve geçerli neden olmadan feshedildiğini belirterek, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı işveren vekili, davacının iş akdinin sorumlusu bulunduğu mağazada çalışan bir bayan personele karşı sözle ve elle cinsel tacizde bulunması ve kendisinin bu davranışlarına karşı koymaya çalışan bu personeli darp ederek yaralaması neden ile 4857 sayılı İş Kanunu

’ nun 25/1I-C ve 25/II-D maddeleri uyarınca haklı nedenlerle feshedildiğini, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.

Mahkemece, davalı işverenin yasal düzenleme gereği fesih nedenlerini ispatlamak zorunda olduğu, davacının ceza yargılaması sonunda müsnet suçtan beraat ettiği, duruşmada dinlenen ortak tanığın duruşma sırasında kısmen ceza yargılamasındaki anlatımı ile çelişki oluşturacak şekilde beyanda bulunduğu, mahkemedeki anlatımının taraflı olduğu, hazırlık aşamasındaki davacıdan kaynaklanan herhangi bir olumsuz davranış ya da söz belirlenmediği yönündeki beyanına itibar edildiği, davalının feshin geçerli bir nedene dayandığını ispatlayamadığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

4857 sayılı İş Kanunu'nun 18. maddesi işverene, işçinin davranışlarından ve yeterliliğinden kaynaklanan nedenlerle iş sözleşmesini feshetme yetkisi vermiştir, işçinin davranışlarından kaynaklanan fesihte takip edilen amaç, işçinin daha önce işlediği iş sözleşmesine aykırı davranışları cezalandırmak veya yaptırıma bağlamak değil; onun sözleşmesel yükümlülükleri ihlale devam etmesi, tekrarlaması rizikosundan kaçınmaktır. İşçinin davranışları nedeniyle iş sözleşmesinin feshedilebilmesi için, işçinin iş sözleşmesine aykırı, sözleşmeyi ihlal eden bir davranışının varlığı gerekir. İşçinin kusurlu davranışı ile sözleşmeye aykırı davranmış ve bunun sonucunda iş ilişkisi olumsuz bir şekilde etkilenmişse işçinin davranışından kaynaklanan geçerli bir fesih söz konusu olur. Buna karşılık, işçinin kusur ve ihmaline dayanmayan sözleşmeye aykırı davranışlarından dolayı işçiye bir sorumluluk yüklenemeyeceğinden işçinin davranışlarından kaymaklanan geçerli fesih nedeninden de bahsedilemez.

İşçinin davranışlarından ve yeterliliğinden kaynaklanan nedenler, aynı yasanın 25. maddesinde belirtilen nedenler yanında, bu nitelikte olmamakla birlikte, işyerlerinde işin görülmesini önemli ölçüde olumsuz etkileyen nedenlerdir. İşçinin davranışlarından veya yetersizliğinden kaynaklanan nedenlerde, iş ilişkisinin sürdürülmesinin işveren açısından önemli ve makul ölçüler içinde beklenemeyeceği durumlarda, feshin geçerli nedenlere dayandığını kabul etmek gerekecektir.

4857 sayılı İş Kanunu'nun 25/11. fıkrasının c bendi uyarınca işçinin işverenin diğer bir işçisine cinsel tacizde bulunması, haklı fesih nedeni olarak belirtilmiştir, işçinin cinsel taciz niteliğinde olmamakla birlikte uygunsuz sayılabilecek davranışlarda bulunması ve bu davranışlarının işyerinde olumsuzluklara yol açması halinde, örneğin bir bayan işçisine telefon etmesi, yemeğe davet etmesi, ısrarlı davranması gibi geçerli nedenden söz edilebilir.

Aynı maddenin II-d maddesi uyarınca, işçinin işverene veya ailesine karşı şeref ve namusuna dokunacak sözler söylemesi veya davranışlarda bulunması ya da işveren hakkında şeref ve haysiyet kırıcı asılsız ihbar ve isnatlarda bulunması veya işçinin işverene, aile üyelerinden birine veya işverenin diğer bir işçisine sataşması haklı fesih nedeni olarak sayılmıştır. Sataşma niteliğinde olmadığı sürece, diğer işçilerle devamlı ve gereksiz tartışmaya girişmek, iş arkadaşları ile ciddi geçimsizlik göstermek, işyerinde olumsuzluklara yol açması halinde geçerli fesih nedenidir. Dairemizin 26.05.2008 gün ve 2007/37481 Esas, 2008/12505 Karar sayılı ilamı).

Borçlar Kanunu'nun 53. maddesi uyarınca hukuk hakimi kural olarak ceza mahkemesinin beraat kararı ile bağlı değildir. Ancak; aynı olay nedeniyle ceza yargılamasında hükme dayanak yapılan maddi olgular ile bağlıdır. Hukuk hakiminin ecza mahkemesi kararındaki maddi olgularla bağlılığının ölçüsü; beraat kararında suçun sanık tarafından işlenip işlenmediğinin kesin olarak delilleriyle tespit edilip edilmediği olmalıdır.

Dosya içeriğine göre, 05.11.2006 tarihinde şirket yetkililerinin mağazayı ziyareti sırasında davacı ile bayan çalışan Neslihan İLHAN arasında küfürleşme ve kavga olayı yaşandığına dair tutanak tutulmuştur. Tutanak üzerine olaya karışan davacı ile bayan işçinin savunması istenmiş, davacı savunma vermemiş, bayan işçi ise, işe girdiği tarihten bu yana davacı işçinin kendisini rahatsız ettiğini kendisini, işten çıkarmakla tehdit etmesi nedeni ile ses çıkarmadığını, 05.11.2006 günü depoda yemek pişirirken davacı işçinin arkadan gelip poposunu sıktığını ve göğüslerini çıkarmaya çalıştığını, bağırdığını, davacı işçinin ağzını eli ile kapatmaya çalışıp, boğazını sıktığını, dövüldüğünü, kendisini korumaya çalıştığını beyan etmiştir. Olayın C. Savcılığına intikal etmiş, davacı işçi hazırlık aşamasında, sarkıntılığı kabul etmediğini, diğer işçinin kendisine hakaret ettiğini savunmuştur. C. Başsavcılığınca davacı hakkında müşteki sanık sıfatı ile diğer bayan işçiye karşı cinsel taciz suçunu işlemesi, bayan işçi hakkında da davacı işçiye karşı hakaret ve sair tehdidat suçlaması ile Milas Sulh Ceza Mahkemesine kamu davası açılmıştır. Milas Sulh Ceza Mahkemesince yapılan yargılama sonunda 29.11.2007 gün ve 56-1088 sayılı ilam ile davacı işçi hakkında cinsel taciz suçunun işlendiğine dair müştekinin soyut iddiasından başkaca delil elde edilemediği gerekçesi ile davacı işçinin beraatına, bayan işçi hakkında açılan hakaret ve tehdit suçlarından şikayetten vazgeçilmesi nedeni ile kamu davasının düşürülmesine karar verilmiştir. Ceza mahkemesi dosyası içinde, hazırlık soruşturması sırasında bayan işçinin alman adli raporunda <yüzünde, sol kol arkasında hematom ve sıyrıklar olduğu, basit bir müessir fiile maruz kaldığı> belirtilmiştir.

Somut bu maddi ve hukuki olgulara göre, davacı işçinin cinsel taciz suçundan, delil yetersizliğinden beraatına dair ceza mahkemesi kararının, hukuk hakimini bağlayıcı yanı bulunmamaktadır. Cinsel suçların, işleniş şekli dikkate alındığında, mağduru tek başına kollama ve görgü tanığına olanak bırakmama gerektiren bir özelliği vardır. Nitekim olay tutanağını düzenleyen tanıklar, davacı ve diğer bayan işçiyi tartışırken ve karşılıklı birbirlerine hakaret ederken gördüklerini, daha öncesini bilmediklerini belirtmişlerdir. Bu tartışma ve hakaret olayının herhangi bir neden olmadan çıkması hayatın olağan akışına aykırıdır. Olayın mağduru diğer bayan işçi, depoda yemek pişirme sırasında davacı işçinin kendisine arkadan sarılması üzerine bağırdığını, ancak davacının kendisini tuttuğunu ve boğazını sıktığını beyan etmiştir. Bayan işçinin bu beyanını, hazırlık aşamasında alınan ancak gerek Sulh Ceza Mahkemesince gerekse hukuk mahkemesince değerlendirilmeyen, <yüzünde ve kolunda sıyrık ve hematom mevcuttur, basit etkili eyleme maruz kalmıştır> ibarelerini içeren adli rapor doğrulamaktadır. O halde somut uyuşmazlıkta, davacı işçinin bayan işçiye hem cinsel tacizde, hem de etkili eylemde bulunmak sureti ile sataşma bulunduğu, bu sataşmasını tanıklar geldiğinde de devam ettirdiği sabittir. Davalı işverenin davacı işçinin iş sözleşmesini feshetmesi haklı nedene dayanmaktadır. Davanın reddi yerine yazılı şekilde kabulü hatalıdır.

4857 sayılı İş Yasasının 20/3 maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.

Sonuç: Yukarda açıklanan gerekçe ile;

1- Mahkemenin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,

2- Davanın REDDİNE,

3- Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,

4- Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 32.40 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine.

5- Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 575 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine.

6- Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, kesin olarak 12.10.2009 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve
İçtihat Programı