Mesajı Okuyun
Old 18-04-2008, 16:50   #1
halit pamuk

 
Varsayılan Memurlar-1- Yer değiştirme suretiyle atanma

Bu konuda Danıştay karalarında yer alan kritelerden bahsedeceğim:

1. İdarenin, İdari işlem tesisi ederken, eşitlik" ve objektiflik" kuralları çerçevesinde hareket edilmesi, hukuka bağlı idarenin bir özelliğidir.Yani boş dolu kadro durumlarının nasıl doldurulduğu önemli olup ülkemizin en büyük sıkıntılarından biridir. Bu nedenle idare atama yaparken, bütün memurlarına eşit ve objektif davranmak zorundadır.

Bu nedenle yargıtay bir kararında

"atama işlemlerinde, ihtiyaç ve iş yoğunluğu, eş durumu, hizmet süresi, öğrenim durumu ve sağlık halleri gibi ölçütlerin esas alındığı belirtildiği halde, atamaya tabi tutulan ve gerek bu atama işlemlerine karşı dava açmış olup halen davaları devam eden personel bakımından, gerekse diğer personel yönünden bu ölçütlerin ne şekilde gözetildiği, Yönetmeliğin 38 ve 39. maddesinde belirtildiği üzere Kurul tarafından, hizmet süreleri, eş durumu, başvuru formlarında ilgililerin atanmayı istedikleri yerlerin dolu-boş kadro durumlarının ne şekilde değerlendirildiği ( puanlama esası vs. ) ve görev yerlerinin il içi veya il dışı olarak belirlenmesinde ve personel arasında farklı uygulamalar yapılmasında hangi nedenlerin etken olduğu hususları açıklanamamıştır.Oysa, genel düzenleyici bir işlemle getirilen yeni durumun ilgililer hakkında uygulanmasında "eşitlik" ve objektiflik" kuralları çerçevesinde hareket edilmesi, hukuka bağlı idarenin bir özelliğidir.

Davalı idarece tesis edilen dava konusu nakil işleminde ise, yukarıda belirtilen objektiflik, eşitlik gibi kurallara uyulmaksızın hareket edildiği anlaşılmakta olup; işlemin iptali yolundaki İdare Mahkemesi kararında sonucu itibariyle hukuki isabetsizlik görülmemiştir"( 5. DAİRE E. 2002/3312 K. 2003/253 T. 30.1.2003)

2) Danıştay karalarında Eş Durumunun Gözönüne Alınmasının Ancak Atanan Memurun Eşinin de Memur Olması Halinde Mümkün Olabileceğine hükmetmektedir. Serbest meslek vs durumlarda eş durumu nedeniyle tayini kabul etmemektedir.

"ÖZET : 657 sayılı Yasanın 72. maddesinin 2. fıkrası uyarınca eş durumunun naklen atama sırasında gözönüne alınmasının, ancak atanan memurun eşinin de memur olması halinde mümkün olabileceği hakkında" ( 5. DAİRE E. 2005/6401 K. 2006/1775 T. 4.4.2006)

Danıştay bir kararında da haklı olarak şöyle demektedir " eşi aynı veya başka bir kamu kurumunda çalışmakta olan bir kamu görevlisinin, kamu hizmetinin gerek-tirmesi halinde, eşinin de doğrudan veya kurumlararasında gerekli koordinasyon sağlanmak suretiyle naklinin yapılabilmesine karşılıkeşi serbest meslek icra eden bir kamu görevlisinin naklinin serbest çalı- şan eşin istek ve iradesine bağlı tutulması yolundaki bir anlayış,ikinci durumda olanları öncekilere göre ayrıcalıklı bir duruma sokmasının yanısıra kamu hizmetlerinin yürütülmesi açısından da büyük sakıncalar yaratır"( 5. Daire, 1995 /1461 K.18/04/1995 T)


3) Eş durumu dikkate alınması gerekmekle birlikte;bir kamu görevlisinin eş durumu nedeniyle atanma talebinde bulunması halinde, sadece eş durumunun değil, hizmet gereklerinin de gözetilmesi gerekmektedir.

"bir kamu görevlisinin eş durumu nedeniyle atanma talebinde bulunması halinde, sadece eş durumunun değil, hizmet gereklerinin de gözetilmesi gerekmektedir. Esasen bu yönde bir değerlendirme, hizmet verimliliğinin sağlanması ve etkin bir yönetim için zorunlu bulunmaktadır.
Davacının İl Merkezine atanmak için yaptığı başvuru, İl merkezindeki okullarda hizmet alanı sırası bulunması ve branşında öğretmen ihtiyacı olmaması nedeniyle reddedilmiş olup, yukarıda belirtilen mevzuat hükümleri uyarınca, eğitim kurumlarında atıl kapasite yaratılmadan, verimli ve etkin bir hizmet sunumunu sağlamak amacıyla uygulamaya konulan "norm kadro" uygulaması nedeniyle dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığından anılan işlemin iptali yolunda verilen Mahkeme kararında hukuki isabet görülmemiştir" (2. DAİRE E. 2004/873 K. 2004/684 T. 5.10.2004)

4) Danıştay' ın kabul edemediğim bir içtihatına göre, Sicil amirinin, memurun yöneticilik yeteneğine ilişkin değerlendirmesi naklen atama işleminin dayanağını oluşturabilir.(5. DAİRE E. 1998/2434 K. 1999/74 T. 11.1.1999)

5) Tarafımından açıklan bir dava da idarenin eğitim ve öğretim durumunu da dikkate alması gerektiğine hükmetmektedir.

"mutlak ve sınırsız olmayan bu yetkinin kullanılması kapsamında gerçekleştirilen işlemlerin kamu yararı ve hizmet gerekleri bakımından yargı denetimine tabi olduğu çekişmesizdir.Bu durumda, Anayasanın sözü edilen hükmünün doğal sonucu olarak davacının eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılacağı açık olup, davacıya muvafakat verilmemesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık, davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararında ise hukuksal isabet görülmemiştir."

Başka bir dava da;

"KAMU HİZMETİNİN, KONUSUNDA EĞİTİM GÖRMÜŞ, UZMAN PERSONELCE YÜRÜTÜLMESİNİN KAMU YARARI VE HİZMET GEREKLERİNE UYGUN OLACAĞI AÇIK OLDUĞUNDAN; DAVACIYA MUVAFAKAT VERİLMEMESİNDE HUKUKA UYARLIK BULUNMADIĞI HAKKINDA. Temyiz İsteminde Bulunan (Davalı): Kocaeli Üniversitesi Rektörlüğü Vekili : Av. ? Karşı Taraf : ? İsteğin Özeti : Davacının, davalı idarede hemşire kadrosunda anestezi teknikeri olarak görev yapmakta iken, Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Hemşirelik bölümünü kazanması üzerine anılan Sağlık Bakanlığı kadrolarına naklen atanması için muvafakat verilmesi yolundaki 23.1.2003 tarihli başvurusunun cevap verilmemek suretiyle reddine ilişkin işlemin; 2547 sayılı Yasanın 62.maddesi ile bu Yasanın atıfta bulunduğu 657 sayılı Yasanın 74.maddesi hükümleri açıklandıktan sonra, davacının fiilen görev yaptığı Kocaeli Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Başhekimliğince davacının Sağlık Bakanlığı emrinde bir göreve atanmasında sakınca bulunmadığı yönündeki görüşüne rağmen muvafakat verilmemesi yolunda tesis edilen işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı, öte yandan, Anayasanın 42.maddesinde ki kimsenin eğitim ve öğretim hakkından yoksun bırakılamayacağı hükmü dikkate alındığında, kamu hizmetinin konusunda eğitim görmüş uzman personelce yürütülmesinin hem kamu yararına hemde hizmet gereklerine uygun düşeceği açık olduğundan, muvafakat verilmemesi yolunda kurulan işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle iptali yolunda Kocaeli İdare Mahkemesi'nce verilen 20.1.2004 günlü, E:2003/159, K:2004/32 sayılı kararın, dilekçede yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesi uyarınca bozulması isteminden ibarettir. Cevabın Özeti : Cevap verilmemiştir. Danıştay Tetkik Hakimi : Mahmut Ersert Düşüncesi : İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmüştür. Danıştay Savcısı : Efser Koçakoğlu Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir. Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir. TÜRK MİLLETİ ADINA Hüküm veren Danıştay Beşinci Dairesi'nce işin gereği düşünüldü: İdare ve vergi mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin varlığına bağlıdır. Kocaeli İdare Mahkemesi'nce verilen 20.1.2004 günlü, E:2003/159, K:2004/32 sayılı karar ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir sebep de bulunmadığından temyiz isteminin reddi ile anılan kararın onanmasına, temyiz giderlerinin istemde bulunan davalı idare üzerinde bırakılmasına, 4.10.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi"(5.D. 2005/4121e 2004/4156. 4.10.2005 T)


6) Yapılan tayinlerde eşin sağlık durumu da gözetilmelidir.

"Davacının, Iğdır Merkez İlçe Nüfus Müdürü olarak görev yapmakta iken Afyon Kızılören İlçe Nüfus Müdürlüğü'ne naklen atanmasına ilişkin 4.12.2000 olur tarihli işlemin; davacı hakkında soruşturma açılmasına neden teşkil eden, davacının sahte ölüm ve çocuk nüfus kaydı yapıp kaydı yapılan çocuk sahiplerinden 2000 mark para aldığı iddiası sabit olmamakla birlikte soruşturma raporunda belirtilen diğer hususlar yönünden, davacının 1989 yılından bu yana görev yaptığı Iğdır İlinde yıprandığı ve görev yeri değişikliğinin hizmetin sağlıklı ve düzenli olarak işlemesi için gerekli olduğu, bu bağlamda tesis edilen işlemde sebep yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı açık ise de, davacı eşinin kolon kanseri hastası olduğu ve onkoloji merkezine yakın tam teşeküllü hastanesi olan bir yerde yaşamasının hastalığı için zorunluluk arz ettiği sağlık kurulu raporu ile sabit olduğundan tam teşekküllü hastanesi bulunmayan Kızılören İlçesi'ne yapılan atama işleminde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle iptali yolunda Denizli İdare Mahkemesi'nce verilen 14.11.2001 günlü, E:2001/74, K:2001/925 sayılı kararı, Danıştayca onanmıştır.



7. Danıştay bir kararında bir siyasi partinin toplantısına katıldığı kanıtlamayan kişinin atamasında hukuka aykırılık olduğuna hükmetmiştir. (5. D.2986/2136. 11/12/1997)

8) Çoğu kararda geçen bir ifade: İdarenin yer değiştirme suretiyle atamalarda ve kurumlar arası nakillerde, takdir hakkı mutlak ve sınırsız olmayıp kamu yararı ve kamu hizmetinin gerekleriyle sınırlıdır.

9) İdari yaptığı işlemin gerekçesine uygun olarak somut bilgi ve belge sunması gerekir, diye düşünüyorum. Aksi takdirde yaptığı tüm işlemlemere "soyut bir kulp" bulabilecektir.

Devam edecek...