Mesajı Okuyun
Old 22-05-2012, 08:32   #1
Konuk

 
Varsayılan eşimin ilk evliliğinden olan kızı

Eşim ile beş yıldır evliyiz. Ve evliliğimiz süresince eşimin ilk eşinden olan kızı nedeniyle evlilik hayatımız büyük sorunlar içerisinde geçti. Ve hatta boşanma noktasına kadar geldik. Asıl sorun eşimin ilk eşinin kızına bulunduğu telkinler nedeniyle ve eşiminde kızına karşı çok zayıf oluşundan kaynaklanmaktadır. Eşim yaşanılan sorunlarda önyargılı davranıp devamlı beni suçladı. Kızını bir psikoloğa götürmesini her ne kadar istedimse de götürmedi. Şimdi mahkemede ise yine kızına kötü davrandığımdan bahsetmekte. Hatta öyle ki eski Türk filmlerindeki seneryoları aratmayacak şekilde uydurma hikayeler ve iddia ve iftiralar ile dolu bir dilekçe yazmış. Pek tabi ki kızının şahitliğini de istiyor. Benim de ( müşterek ) bir kızımız var. Olan ona oluyor. Eşimin ilk evlilğinden olan kızının evliliğimizi kabullenememesi, annesinin telkinleri ile babasını kolayca yöneterek evlilik birliğimizde büyük ve telafisi olmayacak sorunlar yaşanmasına sebep olması ve benim de onun yaşı küçük olduğundan herkesin bu konuya inanması beni çok üzüyor. hatta eşim ile bir kez barışmıştık ve aramızda bir anlaşma yapmıştık. bu anlaşmada kızı ile ilgili sorunlara karşı esimin gerekli önlem ve tedbirleri almasını, bir psikoloğa götürmesini de istemiştim. Evlilik birliğimizdeki sorunlar kaynana , görümce vs konuları ile teşkil etmiş olsa kendimi daha iyi ifade eder ve savunabilirdim. ancak konu 16 yaşındaki bir kız çocuğuna dayandırıldığı için haklılığımı, konunun aslını nasıl ortaya çıkarabileceğim bilmiyorum. Konu ile ilgili olarak mahkemede nasıl bir yol izlemeliyim. bu sorunu eminim bir çok kişi yaşamakta. ilk evlilikten olan çocuklar özellikle de anne yada babaları hayatta iseler onların etkisi altında kalıyor ve evlilik birliğini sarsabiliyorlar. Artık eski üvey annelik durumu yok günümüzde. Hepimiz bilinçliyiz. Bu konuda bana nasıl bir tavsiyede bulunabilirsiniz ? Bu kız çocuğunun şahitliği ( annesinin yada babasının kendisine öğrettikleri ile verdiği ifade ) ne kadar geçerli olabilir ?