Mesajı Okuyun
Old 26-03-2024, 10:26   #2
Av. Erdem Akçay

 
Varsayılan

Meslektaşım, mal rejiminin tasfiyesi gibi hakimin kanaatine pek imkan tanımayan davalarda iddianın değiştirilmesi olumsuz etki yapmaz. Deliller iddiayı net olarak ispatlayamıyorsa, hayatın olağan akışına bakmak gerekir. İlk beyanınız ispat edilemiyorsa, iddianızı değiştirmeniz daha doğru gözüküyor.

Olayınızı tam bilemiyorum ancak iddianızın gerçeği yansıtmadığı dava sürecinde ortaya çıksa bile, gerçek duruma göre karar vermek gerekir. Mutlaka edinilmiş mal olarak değerlendirilmesi gerekmez.

İşin özünde ise, mal rejimi boşanma dava tarihi itibariyle sona ermiş. Bu tarihten sonra edinilen mallar zaten tasfiyeye girmez. Kişisel mal niteliği bile yoktur. Zira ortada mal rejimi yok. Bu durumda davacı, ya malın ediniminde davalının kullandığı paranın boşanma dava tarihi itibariyle davalının uhdesinde olduğunu ve dolayısıyla paranın edinilmiş mal olduğunu ispat edecek(talebi olmalı tabii) ya da Borçlar Kanununa dayanarak alacak davası açmak zorunda kalacaktır.

Asıl risk ise boşanma davasından feragat edilmesi(müvekkilinizin boşanma davası açmadığını varsayarak) ya da davanın reddedilmesi halleri. Bu durumlarda mal rejimi sona ermemiş sayılır ve reddedilen boşanma dava tarihinden sonra alınan mal da, ileride boşanmanın gerçekleşmesi halinde mal rejimine konu edilir.

Yeri gelmişken, mal rejimi ile ilgili çok beğendiğim bir kitabı da önereyim. Prof. Dr. Şükran ŞIPKA ve Av. Ayça ÖZDOĞAN'ın Eşler Arasındaki Malvarlığı Davaları adlı kitabı, soru ve cevaplardan oluşuyor. Çok faydasını gördüm bu kitabın.