Sayın Gemici,

Avukatlık mesleği aynı zamanda bağımsızdır. Av.K'nun 37/1. Maddesine göre avukat, kendisine teklif olunan işi sebep göstermeden reddedebilir. Buna göre, ilke olarak avukat kendi iç dünyasında değerlendirdiği dışarıya aktarmak zorunda da olmadığı her hangi bir sebeple işi reddedebilir. Tacizcinin ya da meslektaşına saldıran bir sanığın avukatı olmak istemeyebilir pekala. Avukatın işi reddetme hakkı, avukatın bağımsız ve serbest meslek ifa etmesinin bir sonucudur.
Avukatlık mesleğinin aynı zamanda kamu hizmeti sayılması, işin kabul ya da reddi noktasında kendisini Av.K'nun Md.37/3- 38 ve 42. Maddelerinde düzenlenen işin reddi ya da kabulünün zorunlu olduğu hallerde gösterir.
Örneğinin avukat yolsuz ve haksız gördüğü işi ya da mesleki düzen ve gereklere (meslek kurallarına) aykırı gördüğü işi reddetmek zorundadır. Ya da Baro yönetiminin verdiği işi takip zorundadır. Buradaki işi kabul ya da red halleri avukatlık mesleğinin kamu hizmeti olmasının bir sonucudur.
Yönelttiğiniz soruna ilişkin olarak Kanun, avukatın kamu hizmeti yapması ile bağımsızlığı (serbest meslek icrası) arasındaki sınırları açıkça belirlemiştir. Hatta kamu hizmetinin getirdiği zorunluluk gereği iş almak mı ? Yoksa kamusal zorunluluk kaygısından uzak, avukatın bağımsız bir iradeyle iş alması mı gibi bir tercihte yasal düzenlemenin ne yönde olduğu gibi bir soru sorulursa; denebilir ki Av.K'nun 34/son hükmü gereğince Avukatlık Meslek Kurallarının 2. Maddesi esas alındığında avukatlık mesleğinde bağımsızlık daima esastır.
Selam ve saygılarımla.
Av.Ömer Erlat