Mesajı Okuyun
Old 31-08-2006, 12:49   #41
Admin

 
Varsayılan

2000 yılında bu konuyu hararetli olarak email grubunda tartıştığımızı hatırladım ve bu gruba o dönemde gönderdiğim bir mesajı bulup tekrar okudum. Gördüm ki, 6 yılda benim bu konudaki fikirlerim değişmemiş, o yüzden bu mesajı aynen bu konu altınada aktarıyorum. (aşağıda)

Ayrıca 7-8 yıl kadar önce site içinde sanal mahkeme diye bir bölümümüz vardı ve burada ölüm cezasını çeşitli örneklerle tartışıyorduk. Bu bölümü siteden kaldırdık ancak bu örnekleri de aşağıya aktardım zira bu örnekleri okuyan bazı ziyaretçilerimizin ölüm cezası konusunda görüşlerinin değiştiğini biliyorum..

Son olarak bir özet yapmak gerekirse, ben herkesin yaşam hakkı olduğuna inanmıyorum. Ben her suçlu kazındığında altından insan çıktığına da inanmıyorum. Ben herkesin islah edilebileceğine ya da topluma kazandırılabileceğine de inanmıyorum. Ben istinasi bazı insanların -akıl sağlıkları yerinde olmasına rağmen- vicdan ve merhametten yoksun olduğuna ve düşünmesi dahi korkunç suçları kolayca işleyebileceklerine ve akıl almaz acıları başka insanlara tattırabileceklerine ve bundan da en ufak bir rahatsızlık bile duymayacaklarına inanıyorum. Ve bu insanların yaşamaması gerektiğine de..

Ölüm cezasının kolaylıkla verilmesi taraftarı değilim. Pek çok suç için öngörülmesini de savunmuyorum. İşlenmesi istenmeyen ağır suçları engellemek için konulması gereken bir ceza da değildir bence ölüm cezası. Ölüm cezasının verilmesi ve uygulanması için çok ağır kriterler getirilebileceğini de kabul ediyorum. Ancak ölüm cezasının istisnasız kaldırılmasını kabul etmiyorum.

Bazı insan cismine sahip ancak insan ruhuna sahip olmayan varlıklar başka insanlara bilerek, isteyerek insanlık dışı acılar çektirdiklerinde yaşamamayı hakeder. Suçların önlenmesi adına DEĞİL, suçluların islahı adına da DEĞİL, devlet düzenin korunması adına ise hiç DEĞİL.. Sadece "ADALET" ve "İNSANLIK" adına..

Saygılarımla,

2000 yılındaki görüşlerim:
================================
Kişisel olarak idam cezasının kaldırılması taraftarı değilim ve doğrusu hukukçuların idam cezasına karşı olması gerektiği ya da çağdaş ceza hukuku sisteminin bunu gerektirdiği görüşünü de paylaşmıyorum. Çağdaş hukuk sistemlerinde idam cezasının giderek azaldığı doğrudur. Ceza teorisi açısından bunun gerekçesi de hepimizin malumu olduğu üzere çağdaş ceza sistemlerinde suçlunun cezalandırılması olgusunun, mağdurun rahatlatılmasından çok, toplumun geri kalanının o suçludan ve suçtan bir daha zarar görmemesi ilkesine ayandırılmasıdır. Mağdurun (ya da yakınlarının) çektiği acının suçluya verilen ceza ile bir dereceye kadar da olsa telafisi edilmesi gerektiği görüşü çağdaş ceza hukukunda giderek azalarak yok olmaktadır. Ben bu eğilime katılmıyorum. Kanaatimce bu yaygın görüş çok önemli bir şeyi, hukukun amacını gözden kaçırmaktadır. Hukuk Bilimi ne kadar karışık bir hal alırsa alsın, hukukun nihai amacı adaletin sağlanmasıdır. Hukuk Bilimi iki kişi arasındaki ihtilafta ÖNCELİKLE bu iki kişinin arasında adaleti sağlamaya çalışır, çalışmalıdır. Bir suçtan zarar görenle, zarar veren arasında adaletin sağlanması olgusunu ceza hukukundan
çıkarmaya çalışmanın "çağdaş sistem" kılıfı ardına gizlenmesini doğru, haklı ve tabii en önemlisi ADALETLİ bulmuyorum. Adalet olgusunu gözardı ettiğimiz zaman ise elimizde hukuk adına ne kalır ben bilemiyorum.

Ayrıca, -Hukukçu meslektaşlarımız eminim ki gözden kaçırmıyordur ancak gene de belirtmek istiyorum-: Bir yasal düzenlemeyi yaparken kanun koyucu en ekstrem durumları da dikkate almak zorundadır, "bu olayın olma ihtimali düşük" diye yasal düzenlemenin dışında bırakamazsınız. O nedenle idam cezasından bahsederken sadece 1-2 kişi öldüren bir kişiye verilecek cezayı düşünerek fikir belirtemezsiniz ya da yasal düzenleme yapamazsınız. Sitedeki Sanal Mahkeme bölümünde çok güzel bir dava örneği var, idam cezasına karşı herkese incelemesini öneririm: Büyük suçlar her zaman 2-3 kişinin öldürülmesi ile işlenmiyor, ya bir kişi kasıtlı olarak bir nükleer reaktörü havaya uçurur veya bir nükleer füzeyi ateşleyip, bir şehri yok eder, 15 milyon kişiyi öldürür, 30
milyon kişiye de sakat bırakırsa? İdam cezasını kaldırdığınız ceza kanunlarınızla ne ceza vereceksiniz? Ömür boyu hapis verdiğinizde sizin ve yakınları ölen 40 milyon insanın vicdanı rahatlayacak mı, en önemlisi "adalet yerini bulmuş" olacak mı? Kendi adıma hiç sanmıyorum. Veya Hitler intihar etmeden yakalanmış olsaydı, cezası ne olacaktı? İnsan Hakları Komisyonunun belirttiği standartlarda yapılmış bir hapishanede ömrünün geri kalanını geçirmek mi? İdam cezasını insan haklarına aykırı bulanlar, bir kişinin milyonlarca insanı yakarak sabun yapmasını nasıl değerlendiriyorlar? Bu olayları gerçekleşme ihtimali düşük olarak nitelendirebilirsiniz, ancak insan tabiatı sizi yanıltacak mucizeler yaratmaya muktedirdir ve tarih bu tezimi doğrulamaktadır. Bazı arkadaşlarımız ölüm cezasını bekliyor olmanın insan hakları ile bağdaşmayacak kadar korkunç bir işkence olduğunu belirtiyor. Eminim ki bu örneği verirken, mahkumun işlemiş olabileceği suçun basit bir adam öldürme olduğunu düşünüyorlardı. Ya idam cezası verdiğiniz o mahkum 40 kişiyi diri diri toprağa gömüp, "korkunç işkence" olarak nitelendirdiğiniz işkenceyi onlarca masum insana yaptıysa?

Sonra idam cezası yerine vereceğiniz ceza ne olacak, isterseniz biraz da bunu konuşalım: Bugün idam cezasını kaldıran pekçok ülke ağır suçlar için ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası getiriyor. Yani mahkumu ömrünün sonuna kadar 3x4 metrelik bir hücrede tek başına ölünceye kadar tutuyor. Sizce bu ne kadar insan haklarına uygun? Bir insanı 40 yıl boyunca ufacık bir hücreye kapatarak aklını kaçırmaya terk etmek öldürmekten daha mı "insani" ya da daha az mı "işkence"? Konu insan haklarından açılmışken, "insan hakları" kavramının günümüzde artık hep suçlular için kullanılmaya başlanmasını ve onlara tekelinde bir hak haline dönüşmesini de doğrusu ben hukukçu olarak hazmedemiyorum. Siz yüzlerce kişiye işkence ederek, yaşamlarına son verecek veya canlı canlı yakarak sabun yapacaksınız, yakalandığınız zaman iğneyle uyutulmanız insan haklarına aykırı olacak! Eminim yakarak öldürdüğünüz kadınların, çocukların yakılmak yerine, iğneyle uyutulma seçenekleri olsaydı, sizin gibi düşünmeyeceklerdi!

Ayrıca siz bakmayın idam cezasını insan haklarına aykırı bulan Avrupa ülkelerine. Onlara bir sorun bakalım, sivil ceza yasalarından kaldırdıkları ölüm cezasını, acaba kaç tanesi Askeri Ceza yasalarından da çıkartmış? Herşey güllük gülistanlıkken ölüm cezası insan haklarına aykırı oluyor da, ülke güvenlikleri tehliye girdiğinde veya seferberlik halinde niye birden bire insan haklarına uygun düşüyor? Savaşta insan hakkı yok mu? Onlar için savaşta yoksa, benim için de savaşın sonuçları kadar kötü ve ağır sonuçları olmuş sivil suçlarda da yok.

Olayın Türkiye boyutu ise ayrı bir polemik konusu. Kişisel olarak idam cezasına karşı bir kişi bile olsaydım, açıkçası Türkiye için bu cezayı özellikle savurdum. Bugün idam cezası yerine X cezası verilmesi gerektiğini savunan kaçımız
Türkiye'de X cezası verdiğiniz mahkumun bundan 20-30 yıl sonra da o cezayı çekiyor olacağını garanti edebilir? 20-30 yılda bu ülke siyasi çıkarlar için kaç adet af çıkarmaya muktedirdir, benim hesap makinemin haneleri hesaplayamadı. İstatistiklere bir bakalım, bundan 20-30 yıl önce verilmiş kaç adet ömür boyu hapis cezası halen infaz ediliyor?

================================

Sitede 1998'de yayınlanan Sanal Mahkemede yer alan örnek olaylar:

Alıntı:
Dava 1:

24 yasindaki Bay A, faal ve hizli bir hayat yasamaktan hoslanmakta, zaman zaman bu hayati finanse edebilmek için -kendisi kullanmadigi halde- lise çikislarinda uyustucu satmakta ve ailesinin tüm çabalarina ragmen çesitli suç örgütlerinin içinde yer almaktadir.

Emekli ögretmenler olan annesi B ile babasi C, A'ya söz geçirememekte ve durumundan büyük üzüntü duymaktadirlar. A zaman zaman tehdit ve kaba güç kullanarak anne ve babasindan zorla para da almaktadir. Bu durum nedeniyle yasli babasi B iki defa kalp krizi geçirmistir.

A, B ve C'den aldigi paralar yetersiz kaldigindan onlari öldürerek sahibi bulunduklari gayrimenkulü satmayi planlar. A bir gece B ve C ile -mirasta pay sahibi olacagini düsündügü- 11yasindaki kardesi E'yi yastikla bogarak öldürür. Yakalanan A'nin adli tiptaki muaynesinde cinayetleri isledigi sirada aklinin basinda oldugu ve tüm bu suçlari kasten ve planlayarak isledigi sabit olur.

Ceza yargici olarak sanik A'ya bir ceza takdir ediniz..

Dava 2:

Bir nükleer reaktörde mühendis olarak olarak çalisan Bay A, kiz arkadasiyla kavga etmesi üzerine, gazete ve televizyon kuruluslarina "tüm insanlar sizden nefret ediyorum" yazili bir faks gönderdikten sonra çalistigi nükleer reaktörü saatli bomba ile havaya uçurur.

Reaktörün patlamasi sonucu 1.000.000 kisi ölür, 6.000.000 kisi radyasyonun etkileri nedeniyle sakat kalir. Mühendis uçakla kaçtigi ülkede yakalanir ve Adli tiptaki muaynesinde suçun islendigi sirada akli dengesinin yerinde oldugu ortaya çikar.

Hakim olarak önünüze getirilen sanik mühendise uygun göreceginiz ceza nedir?

Dava 3

Esiniz ve 14 ile 6 yaslarindaki iki kiziniz gündüz sokak ortasinda bir arabadan inen 4 kisi tarafindan zor kullanilarak kaçirilir. Daha önce hiç görmediginiz ve aranizda hiçbir düsmanlik olmayan bu kisiler telefonla sizi arayarak para istediklerini ve polise haber vermeniz durumunda esiniz ve çocuklarinizi öldüreceklerini söylerler. Sözlerinde ciddi olduklarina inanmaniz nedeniyle polise haber vermeden, istedikleri parayi, söyledikleri yere zamaninda birakmaniza ragmen aileniz serbest birakilmaz. Aradan 1 hafta geçtikten sonra esiniz ve 14 yasindaki kizinizin tecavüze ugramis ve iskence görmüs cesetleri bir gölde bulunur, diger kiziniz ve onlari kaçiran kisilere ait hiçbir ipucu bulunamaz. Polis bu çetenin kaçirdigi ufak çocuklari sakatladiktan sonra dilenci mafyasina sattiklarini söyler. Aradan 3 yil geçtikten sonra çete ayni suçu islerken yakalanir. Çete üyeleri gerek sorusturma sirasinda, gerekse yargilama safhasinda isledikleri suçtan dolayi hiçbir pismanlik duymadiklari gibi, tüm israrlara ragmen küçük kizininin akibeti ve yeri hakkinda da bilgi vermezler. Uzman doktorlarca yapilan tetkiklerde akli dengelerinin yerinde oldugu anlasilir.

Çete üyeleri hakkinda uygun göreceginiz ceza nedir?