Mesajı Okuyun
Old 28-08-2006, 13:48   #32
Av.Ersin VARGÜN

 
Varsayılan

Suç işleme dürtüsü bazen öyle beslenir ki, bir İNSİYAK halini alır. Bu durum bazen adalet sisteminin hümaniter zannettiği kaidelerle desteklenir, bazen bu kaidelerin sonunda yargılanılıp tahliye edilmeyle su yüzüne çıkar.. Öyle ki zaten suça meyilli olan marazi tipler az bir cezanın hediye olarak kendilerine sunulmasının verdiği rahatlıkla yeni icraatlara başlarlar.. Somutlaştırayım : Çok da eski olmayan ve hafızalarımızda yeri hala taze olan Serpil öğretmenin annesiyle kaçırılıp tecavüz edildikten sonra bıçakla delikdeşik edilmesi ve öldürülmesi hadisesi..Suçlular, çok kısa süren tecziyelerinin ardından salıverildiler, henüz üzerlerine sinen hapishane kokusu çıkmadan bir abi ve kardeşin bıçaklanması olayına karıştılar..Örnek2: henüz stajyerken şahit olduğum bir ağırceza duruşmasından: Sanık 20'li yaşlarda, arkadaşını üzerine benzin döküp yaktıktan sonra öldüremediğini düşünüp bıçakla boğazını kesmiş, sonradan öğrendiğim kadarıyla bu ilk vukuatı değil, öncesinde küçük kızların ırzına geçmekten tutun da bıçakla adam öldürmeye kadar bir dolu hadisenin faili olmuş.Bahsettiğim failin duruşma esnasındaki pişkin tavırları ve ifadelerindeki soğukkanlılık beynimi dumura uğratmıştı...Ceza, bir tatmin aracı olmamalı deniyor peki böylesine hastalıklı canavarlarla bir arada yaşama cezasının verildiği toplum neyin cezasını çekiyor. Maşeri vicdan sükunete uğramazsa ihkak-ı hak bir reflekse dönüşmez mi? İdamı, kangren olmuş uzva bir nihayet vermek amacıyla destekliyorum. Zira ıslahı kabil olmayan canavar tabiatlı insanların yaşam hakkını savunmak, toplumda huzurlu yaşamak isteyenlerin yaşam hakkını ihlaldir. Böyle marazi ruhlu insanların idam edilmeyerek cezaevinde ölene dek tutulmasına da karşıyım, çünkü tabiatı ıslaha mail suçluların da ceza evinde huzurlu bir ortama ihtiyaçları vardır..İdamı, idama elverişli şartların oluşması kaydıyla destekliyorum..