Mesajı Okuyun
Old 26-09-2007, 22:56   #4
Av. Can DOĞANEL

 
Varsayılan

Sn. akarsu,
Böyle durumlarda Adli Tıp inceleme yapılmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle dosyayı iade etmektedir.


T.C. YARGITAY
19.Hukuk Dairesi
Esas: 2004/11642
Karar: 2005/6794
Karar Tarihi: 16.06.2005
ÖZET: Söz konusu menfi tespit davasında davacı yan takibe dayanak yapılan Genel Kredi Sözleşmesindeki imzanın kendilerine ait olmadığını iddia etmiş, yerel mahkeme, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca bu yönde alınan bilirkişi raporuna itibar ederek davacının borçlu olmadığına karar vermiştir.
(2004 S. K. m. 72, 72/4) (1086 S. K. m. 275)
Dava: Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Karar: Davacı vekili, davalı tarafından aleyhine girişilen icra takibine konu Genel Kredi Sözleşmesinde müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak davacı tarafından atıldığı iddia edilen imzanın müvekkiline ait olmadığını belirterek, Genel Kredi Sözleşmesi nedeniyle borçlu olunmadığının tespitiyle % 40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili banka tarafından davacı ve dava dışı üçüncü kişilerin müşterek borçlu ve müteselsil kefaletiyle Genel Kredi Sözleşmesiyle dava dışı Eraksoy İnş. San Dış Tic. Ltd. Şti.'ye kredi kullandırıldığını, hesabın kat edildiğini, borcun ödenmediğini, girişilen icra takibine davacının itiraz etmediğini bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, grafolojik bilirkişi raporuna göre genel kredi sözleşmesindeki kefil imzasının davacıya ait olmaması nedeniyle bu sözleşmeden dolayı davacının borçlu olmadığının tespitine, şartları oluşmayan tazminat isteminin reddine karar verilmiş, karar davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Davacı yan takibe dayanak yapılan Genel Kredi Sözleşmesindeki imzanın kendilerine ait olmadığını iddia etmiş, yerel mahkeme, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca bu yönde alınan bilirkişi raporuna itibar ederek davacının borçlu olmadığına karar vermiştir.
Ne var ki, hükme esas alınan 29.1.2002 tarihli raporda, davacıya ait mukayese imzalarından 7.10.1998 tarihli imza sirküleri ve 5.1.2001 tarihli vekâletname fotokopileri üzerinden inceleme yapılıp rapor düzenlenmiş olduğu anlaşılmaktadır. Fotokopi üzerinde imza incelemesi yapılarak sağlıklı bir sonuca varılamaz.
Bu durumda mahkemece iddia ve savunma gözetilerek davacının mukayese imzaları bulunan belgelerin asılları celb edildikten sonra dosyaya ibraz edilen tüm kredi sözleşmeleriyle birlikte Adli Tıp Kurumu Başkanlığından veya konusunda uzman üç kişilik bilirkişi kurulundan rapor alınarak varılacak uygun sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, 16.6.2005 gününde oybirliği ile karar verildi.(¤¤)
Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
**************************************