Mesajı Okuyun
Old 12-03-2007, 23:22   #8
calikusu_kamuran

 
Acil Subjektİf ÇelİŞkİ De Subjektİf Adaletsİzlİktİr

Syn. Av. Dr. V. SEVEN" e son haddine kadar katılmakla beraber, ADALET KAVRAMINA BİR AÇILIM GETİRMEK İSTİYORUM.

Şimdi somut olaydaki sayın öğrencimiz bir başka kişiyle aynen hocasıyla yapmış olduğu gibi bir sözleşme yapsın ve bu sefer hocasının sıfatı yerine o geçsin ve böylece iki olay arasında ADALET yeniden tartışma konusu edilsin bakalım sonuç ne olacak.Ki böylece BENZER OLAYLAR İÇİN GEÇERLİ OLACAK KARAR ORTAYA ÇIKMIŞ OLSUN. Yani syn öğrencimiz kendi doğruları içinde bir çelişkiye düşmekte midir yoksa değil midir görülsün.

Syn. Av. Dr. V. SEVEN" in tüm anlatımlarına katılmakla beraber ve ayrıca olayda şu durumunda tesbitinin gerekliliğini düşünüyorum: Somut olayda tek bir olay vardır:
-Sofist: Şimdi bu davayı ben kazanırsam, açtığım alacak davasını kazandığıma göre alacağım olan parayı alırım.
-Sofist: Fark etmez eğer kaybedersem yine ben alacaklıyım: Zira sözleşmemize göre öğrencim topluluk önünde ilk tartışmasını kazandığında bana kalan borcunu ödeyecekti öyleyse davayı kazandığında topluluk önünde ilk tartışmasını kazanmış olacak bana yine kalan borcunu ödemesi gerekli...

Şimdi alıntıda yer almış hali ile sofistin ilk cümlesinde yer alan HÜKÜM zaten ikinci cümlede yer alan davaya ilişkin olacaktır. Yani görülmekte olan somut olay ikinci kısımda söylenen olaydır ki HAKİM bu somut olaya ilişkin olarak karar verdiğine göre sofist alacak isteminden davayı kaybedecektir. KEŞKE HOCA DAVAYI YALNIZCA TESBİT DAVASI OLARAK AÇSA İDİ. O tesbit davası ise sözleşmenin var olup olmadığı ve vadesinin gelip gelmediği konusunu içerir, yani alacağa hükmetme durumu şu an hakim için mevcut değildir, ki Syn. Av. Dr. V. SEVEN" in söylemlerini ben böyle algılamaktayım. Vade şartı henüz gerçekleşmemiş olduğuna göre hakimin gelmemiş vade için eğer VADENİN GELMEDİĞİNE İLİŞKİN DEFİ VAR İSE alacaklı lehine alacağın ödenmesine hükmetmesi olamaz VE BU yüzden alacağa hükmetmesi sözkonusu olamaz, alacak isteminden davayı reddeder ama kanaatimce dava BİR TESBİT DAVASI OLARAK GÖRÜLMEYİLDİ. Aynı durum öğrencinin beyanları için de geçerlidir. Sonuçta TESBİT DAVASI OLARAK GÖRÜLMEKTE OLSA İDİ, TESBİT DAVASINI syn üstad(hoca) kazanacağına göre, ve fakat sonuçta bu sefer vade gelmemiş olacağından alacak hukuken istenebilir duruma gelmezdi. Sonuç olarak TESBİT DAVASI İÇİN ne yaparsak yapalım, boynuz kulağı henüz geçmemiş denebilirdi. FAKAT SOMUT OLAYDA VAR OLAN DAVA BİR ALACAK İSTEMİ DAVASI OLDUĞUNA GÖRE BOYNUZ KULAĞI MAALESEF GEÇMİŞTİR VE HOCA DAVAYI KAYBETMİŞTİR. FAKAT ÜZÜLMESİN Kİ HEMEN ARDINDAN AÇACAĞI ALACAK DAVASINI KESİNLİKLE KAZANACAKTIR Kİ ARTIK VADE GELMİŞ OLACAKTIR. AMA BU SEFER TOPLUMSAL İTİBAR KISA SÜRELİĞİNE DE OLSA BİTECEKTİR. Halihazır davamızdaki masrafları ben hocaya yüklüyorum ve vekalet ücretini de kendisine yüklüyorum, sonraki dava için ise hocayı haklı bulurum. Ama bir tesbit davası olsa idi, bu sefer hoca kazanacak idİ ve fakat henüz bu sefer alacağına kavuşamayacaktı çünkü vade gelmemiş olacaktı ki ÖĞRENCİ BİR TOPLULUK ÖNÜNDE ÜN VE PARA ELDE EDEMEYECEKTİ YANİ.

sonuç olarak HATİCE" YE DEĞİL NETİCEYE BAKAR İSEK, SALT BU OLAYIN ALACAĞI MUACCELİYETİ İÇİN BOYNUZ KULAĞI HENÜZ GEÇEMEMİŞTİR VE BU DAVAYI KAYBETMEKLE HOCA SOFİST ALACAĞININ MUACCELİYETİNİ SAĞLAMIŞ OLACAKTIR. FAKAT diğer yandan hocanın öğrencisi yanındaki bu durumu artık SOSYAL İTİBARINI kaybettirmiş olacağından, toplumdaki kişiler artık işleri için ÖĞRENCİYE KOŞACAĞINDAN esas sorun olarak bir süre SOFİST BİLGİSİNİ SATAMAYACAKTIR YANİ. SOFİSTİN YERİNDE BEN OLAYIM SÖZLEŞMEYE " Birbaşkasına karşı tartışmalarında kazanması durumunu ilave ederdim veya davada bu şartın var olup olmadığının araştırılmasını isterdim"

SONUÇ OLARAK, sofist hoca, borç ilişkisinin varlığına dair tesbit davası açıp ilişkiyi tesbit ettirmeli idi ve böylece parasal getiri olacak TOPLUMSAL İTİBARI kaybetmemiş olurdu.

hayatın devamındaki toplumsal itibarı ile elde edeceği kazançları düşünüp bu davayı açmamalı idi SYN SOFİST ama açmış ne olacak şimdi? Gel davandan vazgeç SYN SOFİST derim ben. BULGURA GİDERKEN ELDEKİ PİRİNCİ(toplumu) KAYBEDECEKSİN.

FAKAT SYN. SNOW" un asıl meselesi;

Asıl mesele şu ki, öğrenciyi benzer bir sözleşme için alacaklı durumuna getirip bu sefer HOCASININ YERİNDEN olaya bakışını sağlayalım ve ÖĞRENCİNİN SUBJEKTİF ESAS ADALET ANLAYIŞINI GÖRELİM, yoksa aynı iki durum arasında çelişki var ise bu sefer SUBJEKTİF ADALETTEN DE BAHSEDİLEMEZ ÇÜNKÜ ADALET BENZER OLAYLAR İÇİN BENZER İLİŞKİLER KURMA İŞİDİR. Yani subjektif tutarlılıklar aranmalıdır, yoksa hiçbir zaman hiç bir yerde tutarsızlıklara subjektif bile olsa ADALET DENİLMEZ keyfilik denir. İnsan beyni öncelikle kendiyle tutarlı olmalıdır. ÖYLEYSE SONUÇTA ADALET, TUTARLILIKTIR, YOKSA ÇELİŞKİ DEĞİL.

SAYGI VE SEVGİLERİMLE