Mesajı Okuyun
Old 22-01-2013, 13:42   #9
detay82

 
Varsayılan

Görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir.

Aşağıdaki Yargıtay kararında durum detaylıca ele alınmış ve iş mahkemeleri yerine genel mahkemelerin görevli olduğu belirtilmiştir:

T.C. YARGITAY
9.Hukuk Dairesi
Esas: 2012/18405
Karar: 2012/22828
Karar Tarihi: 13.06.2012



ÖZET: Somut oldayda, davacı davalının özel şoförü olarak çalıştığını iddia etmiş, davalı tarafından davacının şahsi taşıma işlerine yardım ettiği, hizmet akdi bulunmadığı savunulmuştur. Tanıklar da davacının sadece şoför olarak çalıştığını bildirmişlerdir. Davacının çalışma şekli dosya kapsamında açık ve net değildir. Davacının dava dilekçesindeki <müvekkilin görevi esas olarak davalıya ait aracı kullanmak, davalıya ait evin elektrik, su faturalarını ödemek, sık sık ev ve iş yeri taşıdığından bu taşıma işlerini organize etmek vb.> şeklindeki iddiaları dikkate alınarak ev hizmetlerinde mi yoksa davalıya ait işyerinde mi çalıştığı hususları duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespit edilmelidir. Araştırma sonucuna göre görev hususu değerlendirilmelidir. Şayet davacı ev hizmetlerinde çalışıyor ise görevsizlik kararı verilmeli, ev işleri dışında bir çalışma olgusu tespit edildiği takdirde şimdiki gibi karar verilmelidir. Eksik inceleme ile hüküm kurulması hatalıdır.

(4857 S. K. m. 1) (5521 S. K. m. 1) (4857 S. K. m. 4) (9.HD. 09.10.2008 T. 2007/27814 E. 2008/25988 K.)

Dava: Davac


ı, kıdem ve ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla çalışma ücreti ile ücret alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.

Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi E. A. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Karar: A) Davacı İsteminin Özeti:

Davacı, önce davalının dayısının yanında 1993 yılı ocak ayında, onun ölümü üzerine 10.03.1993'ten itibaren ise davalı yanında çalışmasını sürdürdüğünü, 34 ... ... plakalı aracı kullandığını, 8-20 arası mesai yaptığını, haftada 6 gün çalıştığını, 28.02.2003'te davalının kendisini ortağı olduğu Garlin şirketine devrettiğini, 15.11.2003'te ise işine son verildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin ücreti, fazla çalışma ve maaş alacaklarını istemiştir.

B) Davalı Cevabının Özeti:

Davalı, taraflar arasında hizmet ilişkisi bulunmadığını, davanın reddini istemiştir.

C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:

Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının fiilen davalıya hizmet verdiği, davalı yanında özel şoför olarak çalıştığı ve davalının iş sözleşmesini fesihte haksız olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

D) Temyiz:

Kararı davalı taraf temyiz etmiştir.

E) Gerekçe:

1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının yerinde olmaması nedeni ile reddine,

2- Uyuşmazlık, taraflar arasındaki ilişkinin İş Kanunu kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği ve bu bağlamda iş mahkemesinin görevi noktasında toplanmaktadır.

4857 sayılı İş Kanununun 1 inci maddesinin ikinci fıkrası gereğince, 4 üncü maddedeki istisnalar dışında kalan bütün işyerlerine, işverenler ile işveren vekillerine ve işçilerine, çalışma konularına bakılmaksızın bu Kanunun uygulanacağı belirtilmiştir.

İş Mahkemelerinin bulunmadığı yerlerde iş davalarına bakmak üzere bir asliye hukuk mahkemesi görevlendirilir. İş davalarına bakmakla görevli asliye hukuk mahkemesine açılan dava açılmamış ise, mahkeme görevsizlik kararı veremez. Bu durumda asliye hukuk mahkemesi tarafından, verilecek bir ara kararı ile davaya bakmaya devam olunur.

Davanın, İş Kanunu kapsamı dışında kalması halinde, dava dilekçesinin görev nedeniyle reddi ve dosyanın görevli hukuk mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekir. Davanın esastan reddi usule aykırıdır.

5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 1 inci maddesi uyarınca, İş Kanununa göre işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında, iş akdinden veya İş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözüm yeri iş mahkemeleridir.

4857 sayılı Yasanın 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi uyarınca, hakkında bu kanun hükümleri uygulanmaz. Ev hizmetlerinde aşçı, uşak, temizlikçi, gibi işlerde çalışan işçi ile ev sahibi işveren arasındaki uyuşmazlığın iş mahkemesi yerine genel mahkemelerde çözümlenmesi gerekir.

İş Kanunu kapsamı dışında bırakılan bu hizmetleri gören kimselerle bunları çalıştıranlar arasındaki hukukî ilişkilerde Borçlar Kanununun hizmet akdine ilişkin hükümleri uygulanır.

Çalışmayan aile bireylerini evden alarak alışverişe, şehir içinde gezmeye götüren, boş zamanında ev ve eklentilerinde zamanını geçiren şoförün de ev hizmeti yaptığı ve iş kanunu kapsamında olmadığı kabul edilmelidir (Yargıtay 9.HD. 09.10.2008 gün ve 2007/27814 Esas, 2008/25988 K.).

Buna karşın evde hastaya bakan hemşire ve çocuk eğiticisi İş Kanunu kapsamında değerlendirilmelidir.

Somut olayda, davacı davalının özel şoförü olarak çalıştığını iddia etmiş, davalı tarafından davacının şahsi taşıma işlerine yardım ettiği, hizmet akdi bulunmadığı savunulmuştur. Tanıklar da davacının sadece şoför olarak çalıştığını bildirmişlerdir.

Davacının çalışma şekli dosya kapsamında açık ve net değildir. Davacının dava dilekçesindeki şeklindeki iddiaları dikkate alınarak ev hizmetlerinde mi yoksa davalıya ait işyerinde mi çalıştığı hususları duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespit edilmelidir. Araştırma sonucuna göre görev hususu değerlendirilmelidir. Şayet davacı ev hizmetlerinde çalışıyor ise görevsizlik kararı verilmeli, ev işleri dışında bir çalışma olgusu tespit edildiği takdirde şimdiki gibi karar verilmelidir. Eksik inceleme ile hüküm kurulması hatalıdır.

Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 13.06.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Saygılarımla.