Mesajı Okuyun
Old 29-10-2007, 08:06   #84
Av. Muzaffer ERDOĞAN

 
Varsayılan Polisin Görevi - Avukata Polis Tarafından Sarfedilen uygunsuz ifade

Sn. Sezen

Sizinle polisle ilgili başka bir tartışmamız da olmuştu.

Bir polis olarak alınganlık göstermenizi haklı buluyorum. Ancak burada farklı bir konum var.

Sayın Kavili tüm polis teşkilatını suçlamadı.

Karşı çıkış noktesı bir polisin bir bayan avukatın yakasına yapışarak kucaklayıp dışarıya çıkarmak istemesi, buna karşı çıkan kendisinin de saldırıya maruz kalmasıdır. Sorunun özü burada

Amirin burada yapması gereken olayı kapatmaya çalışmak mı? Memur hakkında tutanak tutarak yasaya uygun davranmak mı?

Daha önceki bir tartışmada da ifade etmiştim. Polis silah taşıma güç kullanma hakkı verilen, hatta bu konuda eğitilen bir meslek grubudur. Güç kullanmasını da gerektiren zor koşullarda görevini sürdürmektedir. Böyle bir yaşamaın arkasından güç kullanma eğiliminin artması doğaldır. Bunun çok açık örneklerini gördük. Mafya üyesi olarak yargılanan polisler, eroin kaçakçısı özel harekat dairesi üyeleri, intihar eğiliminin yaygınlaşması vs. Bunların hepsi aklımızda. Peki bu kadar geniş yetki ile donatılan kamu personelinin daha fazla disiplinli olması gerekmez mi?

Bence tartışma yanlış bir boyuta sürükleniyor. Sn. Kavili polis teşkilatının hepsi böyle demedi. Demiyor da. Kavili bir polis memurunun böyle davranmak hakkı yoktur. Devletin de böyle davranan memuru korumak hakkı yoktur. diyor. Benzer olayları 12 eylül döneminde yaşadık. İfadeyi alan polisler silahları ile duruşma salonuna girerlerdi. Biz burada işkence yapan polisler var, salonda bunların çıkarılması gerekir, sanıklar rahat ifade vermiyorlar şeklindeki beyanlarımıza karşılık olarak hakimlerin "devletin memuru ile niye uğraşıyorsunuz" şeklindeki beyanları ile karşılaştık.

Herkes bilir ki bir kasa elmanın içinde bir çürük elma varsa o alınıp atılır. O atılmaz ise tüm kasayı çürütür

Sorun burada;
Kuşkusuzki hukuksal önlemlerle bir kısım şeyler çözülebilir. Ama iyiniyet şart.

Yaklaşık 10-15 yıl önce emniyet müdürlüğünün milletvekillerini de AB heyetini de müdürlüğe sokmam dediğini anımsıyorum. Gazetelerde de yer almıştı.

bu durumda getirdiğiniz hukuk kuralı bir işe yaramaz. Zaten uygulanmayacak.

Dönelim olayın başlangıcına;
Sn. Kavili kasadaki o çürük elmayı atın diyor. Sizce doğru olan amirin disiplin cezası verilmesi yönünde davranması mı, olayı örtbas etmesi mi?

yani mesleki dayanışma adına o çürük elma kasanın içinde kalıp çürütme çalışmalarına devam edecek mi?

Saygılar