Mesajı Okuyun
Old 23-07-2010, 08:20   #12
Av.Duygu Işık Behrem

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Özgür KARABULUT
İzmir'i önce sevmedim, sonra ondan nefret ettim, daha sonra ona karşı hissizleştim, şimdi ise seviyorum.

Benzer bir süreci ben de yaşadım, bu konuda çok dertleşmişliğimiz vardır zaten Özgür Bey'le. Geldiğim ilk yıl İzmir'den hoşlanmadım, ertesi yıl nefret etmeye başladım, 3. yıl sevdiğimi fark edip 4. yılımda vazgeçemeyeceğime karar verdim.

Ankara'da geçen onca yıldan sonra İzmir'de yaşamak benim için çok farklı bir duyguydu. İzmir'in bir düzeni yok, daha doğrusu düzensizliğin içinde bir düzen var. Bu önce rahatsızlık verse de bir süre sonra alışıyorsunuz. Bir örnek vermem gerekirse, Ankara'da otobüse tek sıra halinde ve neredeyse askeri nizamla binilir. İzmir'e geldiğimde kendimce 'sıra' olduğunu düşündüğüm bir yere girmiştim. Bazıları da beni ve arkamdaki insanları umursamadan önümüze geçerek otobüse binmişti. Ankara'da bu olay olsa kavga çıkabilirdi ya da en azından insanlar mır mır mır söylenirdi ama İzmir'de kimse birbirine kızmıyordu, ben de alışık olmadığım bu duruma bakakalmıştım.

İlk zamanlar şehir yapısı, mimarisi beni çok boğmuştu. Özellikle bitişik düzendeki binaları, dar sokakları beni öldürüyordu. İnsanlarının aşırı rahatlığı, koyduğunuz sınırları önemsememeleri ve aşırı samimiyet de rahatsız ediyordu. (İzmirliler bana kızmasın zira ben de nüfus kağıdım uyarınca bir İzmirliyim.)

Bir süre sonra şehrin genel rahatlığının size de sirayet ettiğini görüyorsunuz, ayak uyduruyorsunuz, sonra bir bakmışsınız ki bu şehir sizin bir parçanız olmuş. Ben bugün, İzmir'de yaşamayı gerçekten çok seviyor ve bu konuda niyetlenenleri de teşvik ediyorum. Ancak tabii ki bu konuda beklentilerinizin ne olduğu büyük önem taşıyor. Ben hiçbir zaman para ve kariyer hırsı olan bir insan olmadım. Tek istediğim işimi hakkıyla yapmak, kendime kurduğum küçük hayatı mutlu şekilde yaşamak, beni mutlu eden bazı özel zevklerimi gerçekleştirebilecek kadar para kazanabilmek ve tek başıma ayakta durabilmekti. Dolayısıyla İzmir'in mevcudu, bana yetiyor. Fakat sizin hayaliniz çok spesifik bir alanda çalışmak, uluslararası çalışmak, yüksek bir kariyer sahibi olmak, büyük paralar kazanmaksa, tercihinizi İstanbul'dan yana yapmanız seçeneklerinizi artırır. İzmir'de sınırlar belli, seçenekler İstanbul'a oranla daha kısıtlı. Bence bu gerçeği göz ardı etmemek gerekir. İzmir'in iş potansiyeli belli, burası iş olanakları bakımından kısır bir şehir. Bu nedenle Özgür Bey'in anahtarın sizde olduğuna yönelik görüşüne tam olarak katılamayacağım. Bence sizde anahtar olsa bile açacak kapı olmadıktan sonra işe yaramaz; ha kapı olup sizde anahtarı yoksa o zaman zaten bunları tartışmaya gerek bile kalmaz.

Son olarak sitemizin üyelerinden İlknur Hanım kurbanlarım arasında, şu anda onun üzerindeki İzmir çalışmalarıma devam ediyorum. Onu da transfer edeceğiz inşallah. =)