Mesajı Okuyun
Old 08-06-2010, 18:00   #30
Av. Bülent Sabri Akpunar

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
13. HUKUK DAİRESİ
E. 2008/366
K. 2008/8103
T. 10.6.2008
• TAZMİNAT DAVASI ( Müvekkilin Avukata Karşı İleri Süreceği Tazminat İstekleri Hakkın Doğumunun Öğrenildiği Tarihten İtibaren Bir Yıl ve Her Halde Zararı Doğuran Olaydan İtibaren Beş Yıl Geçmekle Düşeceği )
• ZAMANAŞIMI ( Tazminat Davası - Müvekkilin Avukata Karşı İleri Süreceği Tazminat İstekleri Hakkın Doğumunun Öğrenildiği Tarihten İtibaren Bir Yıl ve Her Halde Zararı Doğuran Olaydan İtibaren Beş Yıl Geçmekle Düşeceği )
• AVUKATA KARŞI İLERİ SÜRÜLECEK TAZMİNAT İSTEMİ ( Hakkın Doğumunun Öğrenildiği Tarihten İtibaren Bir Yıl ve Her Halde Zararı Doğuran Olaydan İtibaren Beş Yıl Geçmekle Düşeceği )
• AZLEDİLEN AVUKAT ( Avukat Azledilirken Zararın da Öğrenildiğinin Belirtildiği - Bu Nedenle Azil Tarihinden İtibaren Bir Yıl Geçirildikten Sonra Açılan Davanın Zamanaşımı Def’i Sebebiyle Reddi Gerektiği )
1136/m.40
ÖZET : Müvekkilin avukata karşı ileri süreceği tazminat istekleri, hakkın doğumunun öğrenildiği tarihten itibaren bir yıl ve her halde zararı doğuran olaydan itibaren beş yıl geçmekle düşer.

Avukat azledilirken zararın da öğrenildiği belirtilmiştir. Bu nedenle azil tarihinden itibaren bir yıl geçirildikten sonra açılan davanın zamanaşımı def’i sebebiyle reddi gerekir.

DAVA : Davacı, avukat olan davalının vekil olarak adına 3. şahıslar aleyhine tazminat davası açtığını ancak dava dilekçesinde kusur oranını fazla kabul etmesi nedeniyle az tazminat alınmasına neden olduğunu, davalının vekalet görevini yerine getirmemesi nedeniyle uğradığı zarar karşılığı, munzam zararı ve manevi tazminat olmak üzere toplam 45.262.416.264.TL’nin olay tarihinde yasal faiziyle davalıdan alınmasına karar verilmesini istemiştir.

Davalı, davacının talebinin Avukatlık Kanunu 40. maddesine göre zamanaşımına uğradığını, görevini gereği gibi yerine getirdiğini, davacının kusurlu olduğu savunarak davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.

Mahkemece davanın kısmen kabulüne, 15.087,47.-TL. maddi, 2.000,00.-TL. manevi tazminatın olay tarihinden yasal faiziyle davalıdan alınmasına karar verilmiş, hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.

KARAR : Dava, Avukat olan davalının kusuru nedeniyle uğranılan zararın tazmini davasıdır. Davalı, davacının vekili olarak açtığı tazminat davasının dava dilekçesinde, ceza davasında kusur oranını davacı adına %50 olarak kabul ederek tazminat talep ettiği için davacıya zarar vermiş, bu dava 26.12.2001 tarihinde kesinleşmiş, davacı bu davada verilen kararın kesinleşmesi ile zararını öğrenmiştir. Ayrıca davalı Avukatın vekalet ücreti talebi ile açtığı dava, davacının avukatı davalıyı haklı olarak azlettiği, vekalet görevini yerine getirirken gerekli özeni göstermediği gerekçesi ile reddedilmiş, bu kararda da 06.02.2003 tarihinde kesinleşmiştir.

Davacı tazminat davasında Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin bozma ilamında, davalı avukatın dava dilekçesinde davacı adına kusur oranını kabul eden beyanı ile tazminat miktarının indirilerek hesaplanması gerektiğini belirtmesi üzerine 21.05.2001 ve 24.05.2001 tarihinde çektiği ihtarlar ile davalıyı “gördüğüm lüzum üzerine” diyerek azletmiş, bu dava dilekçesinde davalının kendisine zarar verdiğini bu bozma ilamı ile öğrendiğini ve azlettiğini bildirmiştir. Avukatlık Kanunu’nun 40. maddesinde “İş sahibi tarafından sözleşmeye dayanılarak avukata karşı ileri sürülen tazminat istekleri, bu hakkın doğumunun öğrenildiği tarihten itibaren bir yıl ve her halde zararı doğuran olaydan itibaren beş yıl geçmekle düşer.” hükmü bulunmaktadır.

SONUÇ : Dava 16.05.2005 tarihinde açıldığına ve davalı süresinde zamanaşımı itirazında bulunduğuna, davacı da zararı azil ile öğrendiğini bildirdiğine göre bir yıllık zamanaşımı süresinden sonra dava açılması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. Temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine, 10.06.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.

yarx