Mesajı Okuyun
Old 06-05-2022, 12:43   #4
norrinradd

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Yücel Kocabaş
1.Muhdesat şahsi bir hak olmakla beraber,verilen karar muhdesatın arsa mülkiyetine aykırı düşecek oranda davacı tarafından yapıldığının tespine yönelik bir karar olmayıp , muhdesatın arsa mülkiyetindeki oranlara uygun şekilde paydaşların mülkiyetinde olduğunun tespitine yönelik bir karardır.Mahkeme "bir şeye malik olan kimse, o şeyin bütünleyici parçalarına da malik olur" şeklindeki TMK m. 684/1'deki mülkiyet kuralını uygulamıştır. Bu haliyle bu ilam , ayni hak niteliğindeki mülkiyetin tespiti ile ilgilidir. Dolayısı ile taşınmazın aynına yönelik ilam ve ferisi zamanaşımına tabi olmadığından , icra takibinde 10 yıllk zamanaşımının uygulanmaması gerekirdi.

2. İcra mahkemeleri dar yetkili mahkemelerden olduğundan verdikleri kararlar geniş yetkili genel mahkemeler (Asliye HUkuk) yönünden maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmez. Dolayısı ile İcra Hukuk mahkemesinin verdiği kararlar "menfi tespit /istirdat" davası açılmasına engel teşkil etmez.

3.Bir hakkın zamanaşımı süresinin dolmasına bir ay kala kullanılmasının "hakkın kötüye kullanılması" nedeni sayılacağına dair genel bir hukuk kuralının varlığına rastlamadım.

8. HD., E. 2016/21430 K. 2019/1326 T. 12.2.2019
Esas No.: 2016/21430
Karar No.: 2019/1326
Karar tarihi: 12.02.2019


...Dava; muhdesatın tespiti talebine ilişkindir.
Bir şeye malik olan kimse, o şeyin bütünleyici parçalarına da malik olur (4721 sayılı TMK 684/1 mad.). Arazi üzerindeki mülkiyet, kullanılmasında yarar olduğu ölçüde, üstündeki hava ve altındaki arz katmanlarınıda kapsar. Bu mülkiyet kapsamına, yasal sınırlamalar saklı kalmak üzere kalıcı yapılar, bitkiler ve kaynaklar da girer (TMK 718 mad.). 22.12.1995 tarih ve 1/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da vurgulandığı gibi Eşya Hukukunda, muhdesattan, bir arazi üzerinde kalıcı yapı ve tesisler ile bağ ve bahçe şeklinde dikilen ağaçları anlamak gerekir. Muhdesat, şahsi bir hak olup (TMK 722, 724, 729 maddeler), sahibine arazi mülkiyetinden ayrı bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak bahşetmez. Taşınmaz üzerindeki kalıcı yapı, ağaç gibi bütünleyici parça niteliğindeki muhdesatların taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından söz edilemez. Açıklanan bu ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez.
Ne var ki; çoğun içinde azda vardır kuralı gereğince, muhdesatın aidiyetinin tespiti isteğinin, muhdesatı meydana getirenin tespitini de kapsadığı kabul edilmelidir. Muhdesatın aidiyeti isteğiyle açılan bu tür davalarda, güncel hukuki yararın mevcut olması ve iddianın kanıtlanması durumunda muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gerekir.
Teşekkürler Yücel Bey. Ayrıca şunu belirtmek isterim; 11.02.1959 tarih 10/12 sayılı Yargıtay İBK'da: "Ancak, taşınmazın mülkiyetine ve taşınmaz üzerindeki ayni haklara ilişkin ilamlar, şahsın ve aile hukukuna ilişkin ilamlar ile ayni hakka dayalı olarak alınan taşınmaza müdahalenin önlenmesi ilamları zamanaşımına uğramaz." Bu karar dikkate alındığında bir anlığına davamızda taşınmazın aynına yönelik bir ilamın mevcut olmadığını düşünsek bile taşınmazın mülkiyetine yönelik bir ilam yine de yok mudur? Sonuçta kaçak yapıdaki hak sahipliği tespitini muhdesatın aidiyeti tespiti varsayarak taşınmazın aynına ilişkin olmadığını düşünsek bile, işbu yapılar taşınmazın bütünleyici parçası olduğundan taşınmaz mülkiyetine yönelik bir ilam olacak. Yargıtay İBK'da hem taşınmazın mülkiyetine yönelik ilamın hem de taşınmazın aynına yönelik ilamın zamanaşımına uğramayacağını belirtmiş. Bu sebeple taşınmazın aynına yönelik olmadığını düşünsek bile taşınmaz mülkiyetine yönelik bir ilam olduğundan zamanaşımına uğramayacaktır diyebilir miyiz?