Mesajı Okuyun
Old 19-02-2013, 10:54   #6
fidel kadastro

 
Varsayılan

Cevaplarınız için teşekkür ederim. Müvekkile gelen ihtarnamede zorunlu inşaat sebebiyle müvekkilin tahliyesi hususu ve tahliye hakları saklı kalmak kaydıyla yeni kira döneminde de kira bedelinin 800-TL'den 2600-TL'ye çıkarıldığı bildirilmiş.

İhtarnamede hem zorunlu inşaat sebebiyle mecurun tahliye edilmesi hem de kira bedelinin artırılması talep edilmiştir. İki husus birbiriyle çelişkilidir diye düşünüyorum. Zira kiraya verenin tahliye talep etmesi aslında kira bedelini artırmak için bir bahane olarak kullanılmakta ve tahliye sebebi samimi görünmemektedir. Bununla ilgili Yargıtay İçtihatlarını araştırdığımda pek dişe dokunu bir karar bulamadım. Eğer bilginiz dahilinde bir Yargıtay İçtihadı varsa tarafımla paylaşabilir misiniz?

Bir de daha önce sitede konu özelinde sayın Av. Cengiz Aladağ'ın eda davasıyla tespit davasının birlikte açılamayacağı yönünde bir görüşüne rast gelmiştim. Bu minvalde (zorunlu inşaat sebebiyle)tahliye davasıyla kira tespit davasının birlikte açılması hukuken mümkün müdür? Konuyla ilgili bir Yargıtay Kararını da aşağıda iletiyorum.

Yargıtay
6. Hukuk Dairesi

Esas : 2004/6776
Karar : 2004/7416
Tarih : 27.10.2004

*YENİDEN İNŞA
*İHTAR
*TAHLİYE İRADESİ

(6570 s. GMKHK. m. 7) (2004 s. İİK. m. 272)

Özet : 6570 Sayılı Kanunun 7/ç maddesi uyarınca açılacak tahliye davalarının Yerleşen Yargıtay İçtihatları ve İcra İflas Kanunun 272. maddesinin kıyasen uygulanması sonucu sözleşmenin sona erme tarihinden itibaren bir ay içinde açılması veya daha evvel ya da bu bir aylık süre içinde ihtar tebliği suretiyle tahliye iradesinin davalıya bildirilmesi halinde, bu bildirimi takip eden dönem sonuna kadar açılması gerekir.

Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tahliye davasına dair karar davalılardan Önder Dalbudak tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.

Dava yeniden inşaat nedeniyle kiralananın tahliyesine ilişkindir. Mahkemece tahliye kararı verilmiş, hükmü davalılardan Önder Dalbudak vekili temyiz etmiştir.

Davacı vekili, davalının kiracı olduğu 632 ada 18 parseldeki işyerinin, yıkılarak yerine yeniden inşaat yapılacağını, komşu parsel maliki ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığını, davalının tahliyesini talep etmiştir. Davalılar usulüne uygun tebligata rağmen duruşmaya gelmemiş, cevap vermemişlerdir.

6570 Sayılı Kanunun 7/ç maddesi uyarınca açılacak tahliye davalarının Yerleşen Yargıtay İçtihatları ve İcra İflas Kanunun 272. maddesinin kıyasen uygulanması sonucu sözleşmenin sona erme tarihinden itibaren bir ay içinde açılması veya daha evvel ya da bu bir aylık süre içinde ihtar tebliği suretiyle tahliye iradesinin davalıya bildirilmesi halinde, bu bildirimi takip eden dönem sonuna kadar açılması gerekir.

Olayımızda, taraflar arasındaki kira sözleşmesi 1.1.2003 başlangıç, 31.12.2003 sona erme tarihlidir. Davalıya gönderilen 9.12.2003 keşide, 11.12.2003 tebliğ tarihli ihtarname "1.1.2004 tarihinden itibaren kira parasının 222.000.000 TL. ye çıkarılması ve üçüncü kişilerle kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapmak üzere anlaştıklarını, tahliye hakları saklı kalmak kaydıyla on gün içinde yeni bir kira sözleşmesi yapmaları gerektiğini, aksi halde tespit davası açılacağını" içermekte olup açıkça tahliye iradesi davalıya bildirilmemiştir. Bu bildirim süre kesen ihtar niteliğinde kabul edilemez. 5.4.2004 tarihinde açılan dava bu sebeple süresinde değildir. Davanın reddine karar vermek gerekirken, yazılı gerekçeyle tahliye kararı verilmesi hatalı olmuştur.

Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.nun 428. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA ve istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 27.10.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.