KONU :Asgari Ücret Tarifesindeki değişiklik hakkındadır.

“T.C.ADALET BAKANLIĞI Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü
Sayı : B.03.0.HİG.0.00.00.02-020
Konu : Avukatlık Asgari Ücret ..../..../2006
Tarifesinin geri gönderildiği08. 11.2006 2 2 4 4 5

TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ BAŞKANLIĞINA
İlgi : 17/10/2006 tarihli ve 9503 sayı yazınız.

Tarifenin "İcra ve iflas müdürlükleri ile icra mahkemelerinde ücret" başlıklı 11 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan "Konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde icra dairelerindeki takipler için öngörülen ücretten az olamaz " cümlesinin maddeden çıkarıldığı görülmüştür.
Yapılan değişiklikle İcra takiplerindeki maktu vekalet ücreti uygulamasına son verilmiştir.
(BAROLAR BİRLİĞİNİN GÖRÜŞÜ)

Birliğinizin değişildik gerekçesinde, bazı kurum ve kuruluşların bu hükme dayanarak avukatlarla yalnızca 'karşı taraf vekalet ücretine' dayanan sözleşmeler yaptıkları, bu şekilde 1,5,10,20,50 YTL gibi asıl alacak nedeniyle yapılan takiplerde yürürlükteki tarifeye göre 110 YTL vekalet ücretine hak kazanıldığı, bu durumun adalet ve hakkaniyetle bağdaşmadığı, böyle bir düzenlemeyle tüketicinin ve avukatlık mesleğinin korunmasının amaçlandığı ifade edilmiştir”(*)

Yukarıda alıntı yapılan yazı içeriğine göre;özellikle İcra Dairelerinde,asıl alacak tutarı düşük (!) olan takiplerde ,avukatlık ücretinin 110,00YTL takdir edilmesi halinin,bir hakkaniyet aykırılığı anlamına geleceğinden bahisle,tarifenin değiştirilmesine çalışılmaktadır.

Avukatların,günden güne geçim sıkıntısı içine düştüğü şu dönem içinde ,icra takiplerinde,asgari vekalet ücretinin kaldırılmasına yönelik çalışmalar;meslektaşı korumamak anlamına gelmektedir.Tutar olarak,bu miktarın altında görünen alacaklarda,avukatların 110,00YTL tahsil etmek maksadı ile küçük meblağları dahi icraya koymaları,öncelikle meslektaşlara yönelik bir karalama anlamına gelir.Avukat,salt bir dosyadan 110,00YTL almak için,küçük meblağlı –asgari ücretten az olan- borçları icraya koymakla,alacaklıdan daha çok para kazanmaktadır.

İnternet aleminde tartışmaya dökülen bu konuda,avukat ile vatandaşı karşı karşıya getirmenin hiçbir gereği yoktur.Avukatların ,mesleklerini icra ederken “vicdansız” kişiler olarak yorumlanması anlamına gelecek bu durumdur.
Pekiyi,avukat için “hakkaniyet ölçüsü ve adalet sınırı” nedir?
Bir avukata başvuran bir kişi,resmi daireye bir dilekçe yazdırmak istese,bir dava dilekçesi yazdırmak istese,mahkemeye bir beyanda bulunmak istese vb,avukat,dilekçe ücretini nasıl ve neye göre belirleyecektir?
Yani,işin niteliği,işin aciliyeti yada basitliği karşısında,dilekçe parasını almamakta serbest olan bir avukata;aldığı işin maddi karşılığını belirlerken,hakkaniyet veya adalet duygusu yol göstermemekte midir?
Avukatın,bir iş görüşmesi yaptığında,ücretini belirlemesinde tamamen serbest olmadığı-en azından asgari değer açısından- gerçeğinden hareketle;değeri avukat için önemsiz ancak başvuran kişi tarafından yüksek olan bir işte,bir davada “hiç ücret almaması” ,bu tarife değişikliği ile nasıl paralellik oluşturur?
Avukatlığın pahalı bir iş olduğunu,ağır sorumluluk gerektirdiği,bir avukatın yaşantısının her yönü ile toplum nezdinde örnek olarak algılandığı her fırsatta dile getiren bizlerin,avukatın iş ve emeğine sınır koymasına razı olmuyorum.Hele bu,Birlik olursa.
Bu tarife hükmü aynen kalmalıdır.Burada,avukatın vicdani değerlendirmesi,asgari ücreti almaya yönelik ise diyecek bir husus yoktur.Ama küçük meblağlı alacaklarda,110,00YTL.lik ücreti almak istemeyen bir avukatın bu tavrına da yasal kılıf koymak yada genelleştirmek,başka tartışmaları da beraberinde getirir.

Bizler,hayatı pahalı yaşıyoruz;maddeden pahalı yaşıyoruz-ve yüklendiğimiz sorumlulukların bedelleri de pahalıdır.Birlik bunu bilmelidir.

Netice olarak;tarife korunmalıdır.Olsa olsa,hukuki yarar yoktur denilerek,belli sınır altındaki alacakların İcra İflas Dairelerinde kabulü yasaklanabilir!

Av.ibrahim Kerem ERTEM