Mesajı Okuyun
Old 18-03-2006, 13:36   #16
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

‘İnsan haklarının beşiği’ Fransa’da her yıl 90, kadın koca dayağından ölüyor

Uluslararası Af Örgütü (Amnesty International), insan haklarının beşiği olarak zikredilen Fransa’da koca dayağından dolayı, her dört günde bir kadının hayatını kaybettiğini ortaya çıkardı. Fransa’daki kadın haklarına ilişkin bir rapor yayınlayan örgüt, durumu “insan hakları alanındaki en büyük skandallardan birisi” olarak niteledi. Fransa’da şok etkisi yapan raporda, ülkede her on kadından birinin de aile içi şiddete maruz kaldığı belirtildi. 2003 yılında Fransa’yı mercek altına alan Amnesty International, Fransız yetkililerin ‘aile içi özel bir olay olarak görülen’ şiddete karşı ilgisizliğini eleştirdi. Rapor, aile içi şiddet konusunda ‘adaletin çekimser davrandığını, gerekli önlemlerin alınmadığının yanı sıra doktor, hakim ve polislerin yeterli olmadığını’ ortaya koydu. Kadına yönelik şiddeti önlemenin ‘devletin sorumluluğu’ altında olduğunu bildiren örgüt, “ekonomik, sosyal ve kültürel ayrımcılıkla beslenen” toplumu kınıyor. Raporu hazırlayan Prune de Montvalon, konuya
ilişkin yaptığı açıklamada, “Bu şiddet, devlet tarafından dikkate alınmadığı ve toplumun tamamı tarafından önemli bir mesele olarak görülmediği müddetçe bitmez. Ancak bu şekilde, insan haklarının anavatanı olduğunu iddia eden Fransa, kadın haklarının da anavatanı olur.” diye konuştu. Örgütün Fransa sorumlusu Geneviève Sevrin ise kadına sadece kadın olduğundan dolayı şiddet uygulandığına dikkat çekerek ülkede kadınlara yönelik ayrımcılığı eleştirdi. Örgüt, şubat ayı başında da uluslararası hukukun, devletleri suçluları cezalandırmak ve şiddeti engellemek için önlemler almak ve kurbanların kendine gelmelerini garanti etmekle yükümlü kıldığını hatırlatarak, Başbakan Dominique de Villepin’in bu konuda “iddialı bir siyaset” gütmelerini istemişti. Aile içi şiddete maruz kalan kadınların dünyasını ‘cehenneme’ benzeten raporda, bu kadınların sessizliklerini bozarak kocalarına karşı gelmeleri durumunda ise ekonomik misillemelerin mağduru oldukları belirtiliyor. “Bir Erkek ve Bir Kadın”
filminin ünlü Fransız aktörü Jean-Louis Trintignant’ın sinema oyuncusu kızı Marie Trintignant, iki yıl önce rock yıldızı sevgilisinden yediği feci dayak sonucu hayatını kaybetmişti. Geçtiğimiz yıl düzenlenen 24. İstanbul Film Festivali’nin açılış konuğu olarak Türkiye’ye davet edilen ünlü Fransız oyuncu Emmanuelle Beart, “Kadın döven ülkeye gitmem.” diyerek festivale katılmayı reddetmişti. 6 Mart Kadınlar Günü nedeniyle İstanbul’da yapılan yürüyüşlerde polisin kadınlara şiddet uygulamasını gerekçe gösteren Fransız yıldız, İstanbul Film Festivali yönetimini arayarak, ‘kadınlara şiddet uygulayan bir ülkenin festivaline konuk olmak istemediğini’ bildirmişti. Festivale, Beart’ın yerine İtalyan yıldız Sophia Loren açılış konuğu olarak katılmıştı. Fuhuş ve hapishane uyarısı Fransa’da kadın hakları konusunda ilk kez rapor hazırlayan örgüt, şiddetin dışında kadınların, hayat kadını ticaretinin kurbanı olmasını da kınıyor. Balkanlar, Doğu Avrupa ve Kuzey Afrika’dan getirilen kadınların
hayat kadını olarak pazarlandığına dikkat çeken Amnesty International, insan ticareti ile mücadele için genel bir strateji ortaya konulmasını talep ederek Fransa’yı Avrupa İnsan Ticareti ile Mücadele Konvansiyonu’nu onaylamaya çağırıyor. Bu şekilde fuhşa zorlanan kadın sayısının 14 bin civarında olduğunu belirten örgüt, bu kadınların özgürlüklerinin tehditle ellerinden alındığına ve şiddete maruz kaldıklarına dikkat çekiyor. Fransa, geçtiğimiz yıl da hapishanelerindeki kötü şartlardan dolayı eleştirilere maruz kalmıştı. Fransız hapishanelerinde incelemelerde bulunarak bir rapor hazırlayan Avrupa Konseyi İnsan Hakları Yüksek Komiseri Alvaro Gil-Robles, “korkunç” tablolarla karşılaştığını bildirerek, “Ben hayatımda daha kötüsünü görmedim.” demişti.

Ali İhsan Aydın
Paris

DIŞ HABERLER 10.02.2006 CUMA Zaman