Mesajı Okuyun
Old 18-01-2006, 11:50   #5
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan Şili Ve Finlanfiye,kadınlar...

Şili'de Michele Bachelet hafta sonu Devlet Başkanı oldu.


Sol İktidara Kadınlarla Yürüyor

Şili'de Michele Bachelet hafta sonu Devlet Başkanı oldu. Finlandiya'da Devlet Başkanı Tarja Halonen ikinci turda seçileyi garanti ederek en yakın rakibinin 20 puan önüne geçti. İki devlet başkanı da solcu ve bağımsız kişilikleriyle sevilen kadınlar.

--------------------------------------------------------------------------------
BİA Haber erkezi
16/01/2006
--------------------------------------------------------------------------------
BİA (İstanbul) - Şili'de sosyalist Michelle Bachelet'in ikinci turda devlet başkanlığını ele geçirdiği hafta sonu Finlandiya'da da şimdiki başkan Tarja Halonen, ilk turu yüzde 46 ile muhafazakar erkek rakibinin oldukça önünde tamamladı.

Halonen ilk turda seçilememesi için "yazık oldu ama yakınmanın gereği yok" derken sendika avukatlığından politikaya giren ve yirmi yıl aralıksız Sosyal Demokrat Parti millet vekilliği yapan olan başkanın iki hafta sonra yapılacak ikinci turdan sonra 6 yıl daha görevde kalacağına kesin gözüyle bakılıyor.

Şili'de Augusto Pinochet darbesi sırasında annesiyle birlikte hapsedilen ve işkence gören serbest bırakıldıktan sonra sürgünde tıp eğitimini tamamlayıp çocuk doktoru olan Sosyalist Partili Bachelet de başkanlığa Savunma Bakanlığı'ndan geliyor. Başkanlığının kesinleşmesinden sonra taraftarlarına yaptığı konuşmada Bachelet "10-15 yıl önce kim Şili'nin bir kadını Devlet Başkanı seçeceğine inanırdı" dedi. "Bir ülkenin ruhunu yitirmeden de refaha ulaşabileceğini gösterdik."

Tarja Halonen'in Finlandiya devlet başkanlığını ilk kez kazandığı 2000'de, Nadire Mater'in seçimlerin ardından Cumhuriyet gazetesinde yayınlanan izlenimleri solun politik temsilciliğini kadınlara aktarmasının gerçekten de "ruhunu yitirmemek"le yakından bağlantılı olduğuna tanıklık ediyor.

Aynen yayımlıyoruz.

Artık çantalar omzunu ağrıtmayacak

Seçim sonuçları belli olunca Tarja Halonen hemen evine gitmek istediğini açıkladı, çünkü kampanya boyunca pek ilgilenilmeyen evin biraz derleyip toparlanması gerekliydi. Neyse ki, artık konutta ev gailesi olmayacak, Halonen sadece işiyle ilgilenecek.

Tarja Halonen 1 Mart'tan bu yana Finlandiya'nın 11. Cumhurbaşkanı.
"Şimdi cumhurbaşkanı Kuzeyden Güneye 'bütün halkın cumhurbaşkanı' olacağını göstermelidir. Halonen örneğinde, 'bilinen' çevresiyle arasına bir mesafe koymak akıllıca olacaktır, " yollu "tavsiye" ülkenin en yüksek tirajlı gazetesi Helsinki Sanomat'tan geliyor.

Cumhurbaşkanının çevresi sahiden çok "çeşitli": Tarja Finlandiya Cinsel Eşitlik Derneği eski başkanlarından, Uluslararası Gey ve Lezbiyenler Derneği'nin de üyesi. O bir eşcinsel değil, ama Roman da olmadığı halde "Roman Derneği"nin de aktif çalışanlarından.

İşçi sınıfından

İşçi sınıfından gelen Tarja 56 yaşında, yalnız/tek anne, yani kilise ve belediyenin araya girmediği bir beraberlikten doğan Anna'nın annesi. Hoş, onun Finlandiya'da çoğunluğun bağlı olduğu Luteryan Kilisesi'nde de kaydı yok. 21 yaşındaki Anna gözlerden uzak, İngiltere'de öğrenimini sürdürüyor.

Hallonen başkan seçilen ilk Helsinkili. Doğduğundan bu yana Helsinki'nin pek çok semtinde yaşadıysa da 1950'lerde ortaokulu okuduğu Kallio semtine 1988'de geri döndü, başkanlık konutuna geçinceye kadar da orada yaşadı. Bu mahalleye dönüşü de onun "çizgi" dışı yaşam tercihinin göstergelerinden biri olarak değerlendiriliyor. Kallio, Helsinki ölçüsünde bakımsız apartmanları, küçük bakkalları, kahveleri ve birahaneleriyle bir işçi mahallesi. Daireler ufak, şehir ortalamasının altında bir yoksulluk ve gençlik yerleşimi. Mahalle alkolizme, suça ve seks işçiliğine farklı bir anlayışla yaklaşıyor; yazarlara, sinemacılara, sanatçılara kucak açıyor.

Halonen neredeyse doğduğundan beri bir eylem kadını. İlk bilinen politik "işi" Hukuk Fakültesi'ndeyken Finlandiya Öğrenci Birliği Genel sekreterliği. Hukuk bitince, Finlandiya İşçi Sendikaları Organizasyonu'nda avukat olarak çalışmaya başlıyor.

Birlikte yaşamak...

Dördü kadın yedi adayın yarıştığı ilk turdan sonra Merkez Parti lideri Esko Aho ile ikinci tura kalan Halonen yüzde 51,6 ile Finlandiya'nın ilk kadın cumhurbaşkanı oldu. Erkek arkadaşı Pentti Arajarvi Parlamento Sağlık Komitesi'nde bir kamu çalışanı. İkili NewYork'ta bir toplantıda birbirine aşık olmuşlar. Arajarvi, kampanya sırasında, seçilirse Halonen'e evlenme teklif edip etmeyeceği sorusuyla çok karşılaştı. Yanıt çok "diplomatik": "Olabilir de, olmayabilir de, konuyu görüşüyoruz."

Halonen'i sıkıştıran soru ise farklıydı: Neden erkek arkadaşıyla aynı apartmanda ayrı dairelerde yaşıyorlar? Çünkü, "ev hayatı"na yaklaşımları farklı. Şimdi, çok sayıda odanın ve görevlinin bulunduğu Başkanlık konutunda bu "problem" aşıldı, birlikteler. Çift başkanlık konutuna iki kedileriyle kırmızı kulaklı kaplumbağalarını da taşıdı.

İki adaya bakıldığında seçmenlerin sol kanat ile sağ kanat, kadın ile erkek, kırsal Kuzey ile kentsel Güney, "erkeğin eve ekmek getirdiği evlilik, kilise kurumuna bağlılık" gibi "geleneksel" değerlerle "beraberlikler, cinsellik ve Kilise ile ilişkilerde özgürlüğü" savunan "modern" değerler arasında bir seçim yaptıkları görülüyor.

Kadınların seçme hakkını 1906'da, bütün Avrupa ülkelerinin önüne geçerek kazandığı Finlandiya'da bir kadının cumhurbaşkanı seçilmesinin bu kadar sevinç yaratması insanı şaşırtıyor. Parlamentodaki temsili son elli yılda yüzde 12'den yüzde 37'ye yükselen kadınlar şimdi parlamentonun 200 sandalyesinden 74'üne sahipler. Halonen'in partisi SDP'de ise 52 milletvekilinden 22'si kadın. İstatistikler ne olsa hayatın kendisi değil.

NATO'ya karşı

Halonen'in solculuğu hayata "entelektüel bir insancıllık" ve toplumun gelişimi için pratik arayışlar " olarak tarif ediliyor. Azınlıklar ve insan hakları onun için çok önemli, resmiyet dışı örgütlü eylemliliklere çok sıcak bakıyor, Nikaragua ve Şili'ye özel bir önem atfediyor, Finlandiya'nın NATO üyeliğine karşı. Sosyal Demokrat Parti'de (SPD) "geleneksel" bulunan Halonen solculuğu başbakan Paavo Lipponen'in daha az ideolojik, serbest piyasa merkezli sosyal demokrasisinden farklı.

Parlemantoya ilk kez dönemin Başbakanı Kalevi Sora'nın sekreteri olarak adım atan Halonen 1979'da SDP'den milletvekili seçildi. Sağlık, gençlik, adalet ve dışişleri bakanlıkları yaptı. Adı en çok 5 yıldır sürdürdüğü Dışişleri bakanlığı sırasında duyuldu. Avrupa Birliği (AB) dışişleri bakanı olarak AB'nin "şeffaflaştırılması" yolunda çalıştı, Türkiye'nin AB adaylığına kabulünde önemli bir rol oynadı.

Halonen, yeni anayasaya göre "Finlandiya dış politikasını Hükümetle işbirliği içinde yürütmekten" sorumlu. Hoş, toleranslı, başarılı, az bohem, kararlı, heyecanlı bir kadın, kimi zaman biraz "huysuz"laşıp, kalabalıklarda sesini yükseltebiliyor. Görsel sanatlar, tiyatro, yüzme ve bahçe düzenlemesini seviyor, Fince, İsveççe, İngilizce, Fransızca ve Almanca biliyor.

Halonen'in altı yıllık döneminin ani çıkışlar, sürprizler ve değişikliklerle geçmesi bekleniyor. Sürprizlerine Finlandiya cumhurbaşkanlarının ilk yurt dışı gezisini İsveç'e yapması geleneğini bozarak başladı. Kendisiyle aynı günlerde göreve başlayan Şili'nin sosyalist Başkanı Ricardo Lagos'u ziyaret ettikten sonra, İsveç'e gitti.

Finlandiya'yı "şaşırtmaya" devam edecek olan Halonen kendisi değişmeyecek gibi görünüyor. Kampanyasında, "Asla vazgeçmeyeceğim. Nereden geldiğimi biliyorum ve neyi taşıyacağımı biliyorum," demişti.

Artık taşımayacağı ise seyahat çantası. Berlin'de yapılan bir Avrupa Toplantısı "aile fotoğrafı"na son anda yetişen Halonen'in iki omzundan sallanan seyahat çantalarını unutarak poz vermesi hala konuşuluyor.

Artık, çantaları omzunu ağrıtmayacak. Kesin bilinen bu. (SON)