Mesajı Okuyun
Old 10-12-2010, 23:17   #4
fthcetin

 
Varsayılan Anonim Şirketlerde yetki devri

Konu ilgili yargıtay kararı çalışmam ektedir. Yargıtay kararını isterseniz gönderebilirim

Sorular
 Anonim Şirketin yönetim ve temsil organı kimdir?
 Anonim Şirketlerde temsil yetkisi kullanan üyenin bu yetki ve görevin üçüncü kişilere devri mümkün müdür?
 Anonim Şirketlerde temsil yetkisi yasal temsilci dışında başka kişi veya kişilere devri mümkün müdür, mümkünse yöntemi nedir?
 Murahhas üyenin, müdür, ticari mümessil veya vekilin Anonim şirketi borçlandırıcı işlem yapmaya yetkisi var mıdır?
 Temsil yetkisi sınırlanabilir mi, bu sınırlamanın üçüncü şahıslara etkisi nasıl olur?
 Yetkisiz temsilde işlem geçerlilik kazanabilir mi?
İlgili Mevzuat
 TTK 312/1. maddesi; “Anonim şirketlerin esas mukavelesiyle tâyin veya umumi heyetçe intihap edilmiş en az üç kişiden ibaret bir idare meclisi bulunur.”
 TTK 317. maddesi ;“Anonim şirket idare meclisi tarafından idare ve temsil olunur”
 TTK 319. maddesi; “Esas mukavelede idare ve temsil işlerinin idare meclisi azaları arasında taksim edilip edilmeyeceği ve taksim edilecekse bunun nasıl yapılacağı tespit olunur. İdare meclisinin en az bir azasına şirketi temsil salahiyeti verilir.
Esas mukavele ile temsil salahiyetinin ve idare işlerinin hepsini veya bazılarını idare meclisi azası olan murahhaslara veya pay sahibi olmaları zaruri bulunmayan müdürlere bırakabilmek için umumi heyete veya idare meclisine salahiyet verilebilir.”
 TTK 320. maddesi İdare meclisi âzalarının şirket işlerinde gösterecekleri dikkat ve basiret hakkında Borçlar Kanunu'nun 528 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü tatbik olunur.
 TTK 321. maddesi; “Temsile salâhiyetli olanlar şirketin maksat ve mevzuuna dâhil olan her nevi işleri ve hukuki muameleleri şirket adına yapmak ve şirket unvanını kullanmak hakkını haizdirler.
Temsil salâhiyetinin tahdidi, hüsnüniyet sahibi üçüncü şahıslara karşı hüküm ifade etmez. Ancak temsil salâhiyetinin sadece merkezin veya bir şubenin işlerine hasrolunduğuna veya müştereken kullanılmasına dair tescil ve ilân edilen tahditler muteberdir.
Anonim şirket adına tanzim edilecek evrakın muteber olması için, aksine esas mukavelede hüküm olmadıkça temsile salâhiyetli olanlardan ikisinin imzası kâfidir.
Temsile salâhiyetli olanlar tarafından yapılan muamelenin esas mukaveleye veya umumi heyet kararına aykırı olması, hüsnüniyet sahibi üçüncü şahısların o muameleden dolayı şirkete müracaatına mâni olamaz.
Temsile veya idareye salâhiyetli olanların vazifelerini yaptıkları sırada işledikleri haksız fiillerrden anonim şirket mesul olur. Şirketin rücu hakkı mahfuzdur..”
 TTK 323. maddesi; “İdare meclisi, şirketi temsile salâhiyetli kimseleri, tescil edilmek üzere ticaret siciline bildirir. Temsil salâhiyetine müaallik kararın noterlikçe tasdik edilmiş suretinin de sicil memuruna verilmesi lâzımdır..”
 TTK 39/2. maddesi; Tescili lâzım geldiği halde tescil edilmemiş veya tescil edilip de ilânı gerekirken ilân edilmemiş olan bir husus ancak bunu bildikleri ispat edilmek şartiyle, üçüncü şahıslara karşı dermeyan edilebilir.
 TTK 342. maddesi; Şirket muamelelerinin icra safhasına taalluk eden kısmı, esas mukavele veya umumi heyet veya idare meclisi karariyle idare meclisi azasından veya ortaklardan olmıyan bir müdüre tevdi edildiği takdirde; müdür, kanun veya esas mukavele yahut iş görme şartlarını tesbit eden diğer hükümlerle yükletilen mükellefiyetleri, gereği gibi veya hiç yerine getirmemiş olması halinde idare meclisi azasının mesuliyetlerine ait hükümler gereğince şirkete, pay sahiplerine ve şirket alacaklarına karşı mesul olur. Bu esas aykırı bir şartın esas mukaveleye konması veya müdürün idare meclisinin emri ve nezareti altında bulunması mesuliyeti bertaraf edemez
 TTK 343. maddesi; Müdürler aksine esas mukavelede hüküm olmadığı takdirde idare meclisince tayin ve azlolunur. Tayin ve azil keyfiyeti, idare meclisince tescil ve ilan ettirilir. 315 inci maddenin birinci fıkrası hükmü de tatbik olunur.
 Ticaret Sicil Tüzüğü Madde 34 - Ticarî mümessiller kendilerinin bu sıfatlarını belirten bir sözü ve kendi isimlerini unvana ekleyerek imza ederler.
İşletme sahiplerinin ticarî mümessil tâyinine ait temsil kağıdını kayıt ettirmeleri için verecekleri dilekçelerde temsil kağıdının noterden tasdikli bir örneği ile beraber temsilcinin noter tarafından tasdikli ve temsil olunanın ticaret unvanının altına atılmış imzalarını da sicil memuruna vermeleri şarttır. (Borçlar K. 449)








Anonim Şirketlerde Yönetim Kurulu

Yönetim Kurulu nitelik yönünden “kurul organdır” yani üyelerden oluşan bir organdır.
Bir kurul olarak tüzel kişilik gibi soyut bir kavramdır.Bu nedenle kurula yüklenen görevler “kurul üyesi” gerçek kişiler tarafından yerine getirilir.

Anonim Şirketi yönetim kurulu, gerek iç ilişkide ortaklara karşı ve gerekse dış ilişkide üçüncü kişilere karşı ortaklığı temsil eder . Yönetim Kurulunun en az üç kişiden oluşur. Şirketin temsil usulü, ana sözleşmede özel temsil şartlarının kabul edilmiş olup olmamasına göre değişir. Kanun’un emredici kurallarına uymak koşulu ile temsil usul ve şartları ana sözleşmede düzenlenebilir.
TTK’nın 321/3. maddesi hükmü gereğince Esas sözleşmede başka bir hüküm olmaması halinde temsile salahiyetli olanlardan ikisinin imzası temsil için yeterlidir. TTK’nın 317 ve 321. maddelerinde düzenlenen temsil usulü emredici nitelikte bulunmadığından, ana sözleşmede kanuni temsil usulünden farklı bir temsil düzenlenebilir. Şirket ana sözleşmesindeki hükme dayanılarak temsil işlerinin tek bir üyeye veya ikiden fazla üyeye veya daha fazla üye ile murahhas üyenin yahut genel müdürün veya genel müdürle bir yahut daha fazla üyenin veya bir üye bir müdür, murahhas üye ile ticari vekillerin müşterek irade beyanına da bırakılması mümkündür.

Temsil Yetkisinin Devri veya Bölünmesi
Anonim Şirkette Yönetim kurulu üyeliği bir güven mevkiidir. TTK 320 md. Üyelere özen borcu yüklemiş ve şirkete karşı sadakat yükümlülüğü gereği yasa ve ana sözleşmeden kaynaklanan görevlerini bizzat yerine getirmesi kaçınılmazdır. Ana sözleşmede bir hüküm bulunmaması halinde yönetim kurulu yasa ve ana sözleşmeden doğan görevlerini bizzat yapacak üçüncü bir şahsa devredemeyecektir.
Yönetim ve temsil yetkisinin bölünebilmesi için ana sözleşmede bu konuya ilişkin düzenlemelerin bulunması ve düzenlemelere uygun kararların alınması gereklidir. Yetki devrinin yapılabilmesi için de ana sözleşmede hüküm bulunması zaruridir. Yetki devredilecek kişi yönetim kurulu üyesi olabileceği gibi yönetim kurulu üyesi ve ortak olmayan kişilerde yetki devri yapılabilir. Yetki devri yapılan kişi yönetim kurulu üyesi ise “murahhas üye” adını almaktadır. Yönetim kurulu üyesi olmadan yetki devri alan kişilere ise “murahhas müdür” denilmektedir. Murahhas müdürler de, murahhas üyeler gibi yönetim kurulu veya genel kurul tarafından atanırlar. Murahhas müdürlerin atanması durumunda yönetim kurulu üyelerinden birinin de temsil yetkisine sahip olması zorunludur.
Murahhasları seçim yetkisi YK na verilmiş dahi olsa azil yetkisi sadece GK dadır.

Temsil yetkisinin sınırlandırılması ve üçüncü şahıslara etkisi

Her ne kadar bu başlık incelediğimiz Yargıtay kararına konu olmamakla birlikte, yakın bağlantısı sebebi ile kısaca temsil yetkisinin sınırlandırılması ve üçüncü şahıslara etkisine de değinmek yerinde olacaktır.
Anonim şirketlerde temsile salahiyetli olan kişiler şirketin maksat ve mevzuuna dahil olan her nevi işleri ve hukuki muameleleri şirket adına yapmak hakkına haizdirler. Görüldüğü gibi temsil yetkisi anonim şirketin ana sözleşmesinde yazılı bulunan maksat ve mevzuu ile sınırlanmıştır. Şirket maksat ve mevzuu içine giren bütün konularda şirket temsil yetkisine sahip kişiler bütün işlemleri yapmaya yetkilidirler. Konu dışında yapılan işlemler hiç doğmamış sayılırlar ve bir ifade ile yok sayılırlar. Öz veya miktar yönünden yapılan sınırlamalar geçerli değildir. Bu yönde yapılan sınırlamalar tescil ve ilan olsalar dahi geçerlilik kazanmaz, iyi niyetli üçüncü kişilere karşı bu sınırlama geçersizdir.
TTK’nın 321. maddesinin 2. fıkrasında, temsil yetkisinin sınırlanmasının, üçüncü şahıslara karşı hüküm ifade etmeyeceği kuralı getirilmiştir. Ancak yine aynı madde de temsil yetkisinin sadece merkezin veya bir şubenin işlerine hasrolunduğuna veya müştereken kullanılmasına dair tescil ve ilan edilen sınırlamaların muteber olduğu kuralına yer verilmiştir. Tescil ve ilan edilmemesi halinde iyiniyetli üçüncü kişilere karşı şirket bu işlemden sorumludur.
Anonim şirketler, ana sözleşmenin öngördüğü biçimde borçlanmamış olsa bile, bu işlemden yararlanmış ve mamelekine dahil etmişse, biçime aykırı işleme icazet vermiş sayılır ve ortaklığı bağlar. Temsilcilerin ana sözleşme hükümlerine aykırı hareket etmiş oldukları halde bile bu işlem şirket tarafından kabul edilmiş ve kayıtlarla işlenmiş ise artık temsil yetkisinin sınırlanmasına ilişkin hükümler ileri sürülemez.
Tüzel kişiliğin borç altına sokulması veya alacaklı duruma gelmesi ana sözleşmedeki hükümlere bağlı kalmakla mümkündür. Ancak, ana sözleşmenin öngördüğü şekle riayet edilmemiş veya noksan imza ile tüzel kişi bir şahısla hukuki muamele yapmışsa, bunun hukuki neticelerini ayrı ayrı incelemek gerekir. Tüzel kişi noksan imzaya müstenit hukuki işlemin kendisine düşen hak ve vecibelerini yerine getirmiş ve mamelekine dahil etmiş ise, BK’nın 410 ve ardından gelen maddelerinin düzenlediği vekaletsiz tasarruf hakkındaki hükümler gereğince icazet etmiş sayılır. - - -