Mesajı Okuyun
Old 30-01-2013, 14:37   #9
Av.MFD

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan tiyerianri
Sayın MFD; gerek doktrinde gerekse de içtihatlarda bu hükmün ve yargılamanın iadesinin icra mahkemesi kararları için uygulanamayacağı görüşü var. İşin açıkçası bana göre gidilecek bir yol yok ama bugün yargılamanın iadesi istedim yüzde yüz reddedecek.Tek yol bu kalıyor sanırım


Sayın tiyerianri;

Bu karar içtihad ve doktrinsel görüşlerin aksini ortaya koymaktadır.

Saygılar..


Yargıtay 17. Hukuk Dairesinden:
Esas No : 2011/6682
Karar No : 2011/8508
YARGITAY İLAMI
Mahkemesi : Antalya 3. İcra Hukuk Mahkemesi
Tarihi : 11.5.2010
Numarası : 2010/154-618
Davacı (3. kişi) : Azize Yıldız
Davalı (Alacaklı) : 1- İsmail Duygulu
(Borçlu) : 2- Mehmet Musa Yıldız
Taraflar arasındaki istihkak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı kabulüne dair verilen hükmün, bu defa Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 10.6.2011 gün ve 2011/188597 sayılı yazısı ile Antalya 3. İcra Hukuk Mahkemesince kesin olarak verilen11.5.2010 tarihli hükmün HUMK. nun 427/6. maddesi uyarınca “kanun yararına bozulması” için temyiz isteminde bulunulmuştur.
KARAR
Davacı (3.kişi), davalı (alacaklı) tarafından boşandığı eski eşi olan borçlu M. Musa Yıldız aleyhine Antalya 3.İcra Müdürlüğünün 2004/5079 sayılı dosyasından yapılan takipte, borçlu ile ilgisi olmayan kendisine ait evdeki menkullerin 06.2.2010 tarihinde haczedildiğini ileri sürerek, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiş, bilahare kendisini vekil ile temsil ettirmiştir.
Davalı vekili, gerçek takip alacaklısının dava dilekçesinde davalı olarak gösterilmediğini, takip alacaklısının Ali Güzel olmasına karşın, davalı olarak gösterilen İsmail Duygulu’nun alacaklının vekili olduğunu, husumetin alacaklı asil yerine vekiline yöneltildiğini, bu nedenle davanın husumet yokluğundan ve esas yönünden reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı (borçlu) davanın doğru olduğunu, davacı 3. kişi ile 2005 yılında ayrıldıklarını ve mahcuzlarla bir ilgisinin bulunmadığını savunmuştur.
Mahkemece, yapılan yargılama sonunda davanın kabulü ile mahcuzlar üzerindeki haczin kaldırılmasına miktar itibariyle İİK.nun 363.maddesi uyarınca kesin olmak üzere karar verilmiştir.
Bu defa, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 10.6.2011 gün ve 2011/188597 sayılı yazısı ile Antalya 3. İcra Hukuk Mahkemesince kesin olarak verilen 11.5.2010 tarihli hükmün HUMK.nun 427/6.maddesi uyarınca “kanun yararına bozulması” için temyiz isteminde bulunulmuştur.
Dava, 3. kişinin İİK’nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak açtığı istihkak davasına ilişkindir.
İİK.nun 96 ve devamı maddeleri uyarınca 3.kişi tarafından açılan istihkak davasında, asıl çekişme 3.kişi ile alacaklı arasında olduğundan, davalılar kural olarak istihkak iddiasına itiraz eden takip borçlusu ve takip alacaklısıdır. Bu davalarda takip alacaklısı zorunlu olarak davalıdır. Dava dilekçesinde takip alacaklısı yerine başka bir kişinin alacaklı gibi gösterilerek dava açılmış olması halinde, davanın sıfat yokluğu (pasif husumet) nedeniyle reddi gerekir.
Somut olayda, dava dilekçesinde gerçek takip alacaklısı Ali Güzel yerine, alacaklının vekili olan Av.İsmail Duygulu’nun davalı olarak gösterilmiş olduğu görülmektedir. Bu husus, davacı vekilinin 24.3.2010 havale tarihli dilekçesinde de belirtilmiştir. Maddi hataya dayalı bu yanlışlığın HUMK.nun 80. maddesi uyarınca düzeltilmesi olanaklı olup, bu hatanın düzeltilmesi hasım değiştirme olarak nitelendirilemez.
O halde; mahkemece yapılması gereken, zorunlu dava arkadaşı olan gerçek takip alacaklısının yöntemine uygun şekilde davaya katılmasını sağlamak üzere, davacı 3.kişiye uygun bir süre verilip, taraf teşkili sağlandıktan sonra, yargılamaya devam edilmesi, yargılama sonunda gerçek takip alacaklısı olmayan kişi hakkında açılan istihkak davasının sıfat yokluğu nedeniyle reddi ile davanın esası yönünden de toplanan deliller itibariyle varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, belirtilen usuli zorunluluk göz ardı edilerek gerçek alacaklının yokluğunda yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının HUMK.nun 427/6. maddesine dayalı kanun yararına bozma talebinin kabulü ile hükmün hukuki sonuçlarına etkili olmamak kaydı ile Kanun Yararına BOZULMASINA, gereğinin yapılması için kararın bir örneği ile dosyanın Yargıtay Başsavcılığına gönderilmesine, 03.10.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.


http://www.resmigazete.gov.tr/main.a...2/20111206.htm