Mesajı Okuyun
Old 26-12-2007, 15:14   #3
ali ekmekçi

 
Varsayılan

şu karar konuyu ayrıntılı irdelemiştir yararlı olmasını umarım.
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E : 2001/4-258
K : 2001/276
T : 21.03.2001

MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT TRAFİK KAZASI NEDENİYLE YARALANMA

Taraflar arasındaki "maddi ve manevi tazminat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kadıköy Asliye 6.Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen. 24.5.1999 gün ve 1995/306 E-1999/391 K.sayılı kararın incelenmesi davalı B... vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin 18.11.1999 gün ve 1999/7951-10026 sayılı ilamı ile;, (...1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalı B... İnşaat A.Ş.'nin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince; dava trafik kazası sonucu yaralanma nedeniyle maddi ve manevi tazminat isteğine ilişkindir. Mahkemece asıl dava ve bu dava ile birleştirilen ikinci dava kısmen kabul edilmiş,bu karar davalılardan B... İnş. A.Ş. tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu olay 14/4/1993 tarihinde meydana gelmiş ve bunun ile ilgili ceza davası da sonuçlanarak 13/9/1995 tarihinde kesinleşmiştir. Bu durumda olayda uygulanacak uzamış (ceza) zamanaşımı süresi Borçlar Kanunu'nun 60/2. ve Türk Ceza Kanunu'nun 102/4. maddelerine göre 5 yıl olup, ikinci davanın açılmış olduğu 9/6/1998 tarihinde öngörülen yasal zamanaşımı süresi gerçekleşmiştir. Öyleyse bu ikinci davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmelidir. Mahkemece bu yön üzerinde durulmadan davalı B... İnşaat A.Ş.'nin usulüne uygun ve süresindeki zamanaşımı def inin haklı ve yasal olmayan gerekçelerle reddedilmiş olması bozmayı gerektirmiştir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDENLER : 1-Davalı B... vekili
2-Davalı Y... İnşaat ve Dikili Madencilik vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
1.Davalılar D... Madencilik ve Turizm Tic.San.Ltd.Şrt. ve Y... İnşaat Harfiyat Nakliye Taah.İş.Mak.Tic. Ltd.Şrt. vekili ilk karan temyiz etmemiş, ilk karar Davalı B... İnşaat Taahhüt A.Ş. vekilinin temyizi üzerine Özel Dairece bozulmuştur. Hal böyle olunca mahkeme kararı hükmü temyiz etmeyen bu davalılar yönünden kesinleşmiştir. Bu durumda hakkında hüküm kesinleşmiş olan davalılar vekilinin direnme kararını temyize hakkı bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerekir.
2.Davalı B... İnşaat Taahhüt A.Ş. vekilinin temyizine gelince;
Dava, trafik kazası sonucu yaralanmadan kaynaklanan maddi ve manevi tazminat isteğine
ilişkindir.
Davacı, 07.04.1995 tarihinde maddi ve manevi tazminat istemli ilk davayı, 09.06.1998 tarihinde de ilk davayı acarken saklı tuttuğu fazlaya ilişkin haklarına dayanarak maddi tazminat istemli ikinci davayı açmıştır. Mahkemece 15.07.1998 günlü kararla her iki dava birleştirilmiştir,
Davalılar ayrı ayrı zamanaşımı definde bulunmuş, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece; davacının kesin ve maluliyetine ilişkin raporlar alınmış, kusur durumları incelenmiş, davalıların zamanaşımı defi reddedilerek birleştirilen dosya ile birlikte davacının isteminin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Bu karar davalı B... A. Ş. tarafından temyiz edilmiştir.
Özel Dairece; olayda uygulanacak uzamış 5 yıllık (ceza) zamanaşımı süresinin ikinci davanın açılmış olduğu 9/6/1998 tarihinde gerçekleştiği, ikinci davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği, gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiş, davacı vekilinin karar düzeltme istemi oyçokluğu ile reddedilmiştir.
Yerel Mahkeme; Adli Tıp Kurumunun 29.12.1997 tarihli raporunda hastanın yeniden 6.7.1997 tarihinde yatırılıp kapalı redüksüyon uygulandığının belirtildiği, bu durumda hastanın 6.7.1997 tarihinde de halen tedavi gördüğünün anlaşıldığı, bu tarih esas alınsa dahi bir yıl içinde ikinci davanın açıldığı, diğer yandan davacının maluliyet durumunun da bu raporla belirlendiği, olayda gelişen bir durum olduğu, zararın davacı açısından bu tarihte belirli hale geldiği her iki davanın da yasal sürede açıldığı , gerekçesiyle önceki kararında direnmiştir.
Uyuşmazlık; birleştirilen ikinci davada zamanaşımının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.
..Somut olayda; Davacının bedensel zararına yol açan olay 14.04.1993 tarihinde meydana gelmiştir. Davacı 07.04.1995 tarihinde maddi ve manevi tazminat istemli ilk davayı, 09.06.1998 tarihinde de maddi tazminat istemli ikinci davayı açmıştır. Her iki dosya mahkemece birleştirilmiştir.
Borçlar Kanunu'nun zamanaşımını düzenleyen 60. maddesinde; "Zarar ve ziyan yahut manevi zarar namiyle nakdi bir meblağ tediyesine müteallik dava, mutazarrır olan tarafın zarara ve failine ittilaı tarihinden itibaren bir sene ve her halde zararı müstelzim fiilin vukuundan itibaren on sene mürurundan sonra istima olunmaz. ....Şu kadar ki zarar ve ziyan davası, ceza kanunları mucibince müddeti daha uzun müruru zamana tabi cezayı müstelzim bir fiilden neşet etmiş olursa şahsi davaya da o müruru zaman tatbik olunur." Hükmü yer almaktadır. Bu hükme göre davacının bedensel zararına yo! açan eylemin suç teşkil etmesi karşısında kural olarak uzamış (ceza) zamanaşımının uygulanması gerekmektedir. Ne var ki somut olayda da olduğu gibi haksız fiil tarihine göre ceza zamanaşımı geçmiş olsa bile davacının gelişen durumunun varlığı nedeniyle zararını tam anlamıyla öğrenememesi söz konusu olabilir. Bu durumda davacının zarara ittilaı diğer deyimle zararı öğrenmesinin anlamı üzerinde durulmalıdır. Burada önemli olan husus zarar gören davacının yasanın anladığı anlamda zarar veren, olayın sonuçlarını, gidişatını, kesinleşen durumunu değerlendirecek bilgiye sahip olmasıdır. Zarar tamamlanmadan zarar gören açısından zararın belirli olduğu kabul edilemez. Zararın tamamlanması ise tüm sonuçlan ile bilinmesi ile mümkündür. Eşyaya verilen zarar ile insana verilen zarar arasındaki temel fark da budur. Buna göre davacının '"zararı ıttıla" diğer bir deyimle "zararı öğrenme" tarihinin Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesinin maluliyet oranına ilişkin raporunun düzenlendiği 29.12.1997 tarihi olduğunu kabul etmek ve buna göre bir yıllık zamanaşımı süresini hesaplamak gerekir. Zira dosyadaki diğer raporlar davacının kesin zararını belirlemeye yeterli değildir. Davacının 09.06.1998 tarihinde açtığı ek dava Adli Tıp Rapor tarihine göre bir yıllık zamanaşımı süresi dolmadan açılmıştır. Mahkemece davalı tarafın zamanaşımı definin reddine ve davanın esasının incelenmesine ilişkin direnme karan yukarıda açıklanan nedenlerle yerindedir. Ne var ki Özel Dairece işin esasına yönelik temyiz itirazları incelenmemiştir. Bu durumda esasa ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Dairesine gönderilmelidir.
SONUÇ: 1. Bozmadan önceki karan temyiz etmeyerek hakkındaki karar kesinleşmiş bulunan
davalılar D... Madencilik ve Turizm Tic.San.Ltd.Şrt. ve Y... İnşaat Harfiyat Nakliye Taah.İş.Mak.Tic. Ltd.Şrt. vekilinin direnme kararını temyize hakkı bulunmadığından temyiz isteğinin REDDİNE, istek halinde temyiz peşin harcının iadesine,
2. Davalı B... A.Ş. vekilinin temyiz isteğine gelince ikinci bentte açıklanan nedenlerden dolayı direnme kararı uygun olup, işin esasına yönelik diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 4.HUKUK DAİRESİNE Gönderilmesine, 21.03.2001 gününde oybirliği ile karar verildi.