Mesajı Okuyun
Old 14-06-2002, 11:34   #17
Av. Adil Giray ÇELİK

 
Varsayılan Şinasi Özdenoğlu

ŞİNASİ ÖZDENOĞLU
29 Ekim 1922 Gümüşhane

Ortaöğrenimini Trabzon Lisesi’nde, yükseköğrenimini Ankara’da Siyasal Bilgiler (1944) ve Hukuk Fakültelerinde (1953) tamamladı. Hadim, Sürmene, Sorgun, Lüleburguz İlçelerinde Kaymakamlık görevlerinde bulundu. Uzun yıllar Ankara’da avukatlık yaptı. Ankara Milletvekili (1969-1973) oldu; sonra gene avukatlığa döndü. Türkiye-AET Karma Parlamento Komisyonu üyeliği, Halkevleri Genel Sekreterliği, Türk Parlamento Birliği Genel Başkan Yardımcılığı gibi görevlerde bulundu. Çevre sorunlarıyla ilgili çabaları nedeniyle “Başkent Onur Ödülü” (1992) verildi.

“Macar Rapsodisi” isimli şiiri, 1956’da Macaristan’ın uğradığı kanlı işgal günlerinde kahraman Macar Halkının verdiği onurlu özgürlük savaşının coşkusuyla yazıldı. Bir çok yabancı dile çevrildi. Macar Ulusal Örgütü “NEMZETÖR” tarafından uluslararası ödül kazandı. Şiirin son bölümü ünlü besteci Profesör Zugmayer tarafından “HÜRRİYET MARŞI” adıyla bestelenmiştir.

Şiir Kitapları: Teselli (1943), Anaforda Dönen Adam (1946), Vatanım Benim (1973), Özgürlüğün İçin Ölmek (1974), Acısıyla Yanmak Türkiye’nin (1975), Şairler Böyle Sever (1986), Yasaklar Cehennemi (1991), Sımsıcak Dostluğunda Ölümün (1993)

MACAR RAPSODİSİ
-Dr. Hartha’ların ölümsüz anılarına-
Macar ovalarında ve Tuna kıyısında
Martha’nın gözlerinde ve bütün şarkılarda
Ve kurşuna dizilen gençlerin avucunda
Barut isine batmış bayraklarla beraber
Peşte sokaklarında tankların çiğnediği
Genç yürekler içinde üç renkli şafak
Sen göz yaşları, alınteri, en büyük sevda...

Sen, yirminci yüzyılda hukuk kitaplarında
Ve tekmil nutuklarda ismi geçen
İnsanoğlunun beyninde, namlu arpacığında
Doğacak çocuğumun gelecek ninnisinde
Ve güzelim denizlerin tuzundaki lezzet
Şakaklarımızda zonklayan kavga
Ve cümle mahkûmların rüyası
Ey hürriyet!

Ve sen, gerçek insanı yaratamayan insan
Sen, ey kardeş kanıyla beslenen insanoğlu!

Yangın başladı Peşte’de... Kardeşim, yangın!
Taze göğüsler üstünde tanklar horada
Sevgilim alevler içinde, sevgilim orada
Tutulmuş bütün caddeler, tutulmuş
Yanına varamıyorum
Sanırsın anacığım boğazlanıyor
Kurtaramıyorum...
El yordamıyla, tıkanmış sokaklarda
Ey ölümsüz şarkı, ey merhamet
Seni bulamıyorum!

Utanıyorum kendimden, petekteki arıdan
Bir başka yıldıza göçetmek istiyorum...
Utanıyorum buluttan, kımıldanan topraktan
Dağdaki kurttan, kuştan
Aslan yavrusu emziren ceylandan
İnsanlığımdan utanıyorum

Oysa ki insanlığın tekmil antenleri
Peşte üstündedir...
Oysa ki insanlığın Magna Carta’dan bu yana
Nice özgürlük antlaşmasına kanıyla imza koymuş
En yakışıklı oğullarını bu yola kurban etmiş
Ve bir zerresi için
Nice can satmıştır...
Utanıyorum kendimden kardeşim
Aynalara bakamıyorum!

Nerde kaldı çigan havaları, o çılgın kemanlar
Nerde dudak dudağa sevgililer?
Duyuyor musunuz şair Petöfi’nin sesini
Duyuyor musunuz tankların homurtusunda
Macar Rapsodisi’ni?

Biç beni, makineli tüfekle biç
Öldüremezsin!
Çıkar şarkılardan ve cümle kitaplardan adımı
Yine de silemezsin!

Ben, hayır ve şer misali insan kanındayım
1789’da ve Türk ihtilali’ndeyim!
Bugün bir tomurcukta, yarın darağacındayım
Ben, ne satılacak dava, ne kemik, ne etim
Ben, ölümsüzlüğün elindeki bayrak,
Ben, hürriyetim!



HALEP ŞEHRİNDE
MEMLEKETİ DÜŞÜNDÜM
Başladı Halep şehrinde gece
Ölüme açılan kapılar kadar
Sessiz ve büyük.
Öylesine unutulmuşum ki bu çölde
Öylesine memleket hasreti çökmüş içime.

Nereye gitsem fayda yok
Memleket peşimi bırakmıyor
Bir kara sevda gibi sinmiş kanıma
Çilesi
Zigana dağı, Koçboynuzu, Sivas yaylası.

Uzakta, uzaklarda kaldı Avşar elleri
Ay ışığında kırılmış aynalar gibidir
Simsiyah gölleri.

“Yarın” a bir ses bırakmadan
Delikanlılık ne de çabuk geçiyor, kör olası
Bir atlı gibi kırbaç atarak canevimize
Geçiyor.

Halep şehrinde gece
Cemiliye’ nin üstüne kurulmuş
Bir sofra gibidir.
Buram buram.
Çiğ köfte ve zahle rakısı
Agel ve hatata

Siyah bir peçe altında
Çıldırtan bir çengidir çöl gecesi
Baalbek’ teki jüpiter mabedinde
Sunuyor lezzetini yudum yudum
Kadınların şahı kadın
Uzakta bir dümbelek sesinde
Başlıyor masalı Şehrazad’ ın

Boş verip Şehrazad’ ın masalına
Gavur dağlarından esen rüzgârı dinliyorum.
Memleketimin türküsü duyuluyor
Dertli insanların iniltisi...

Bu çöl saatinde, Halep şehrinde
İnsanlığın nabzı avuçlarımda
Dünyamızın çarpan kalbini dinliyorum.