Mesajı Okuyun
Old 30-03-2017, 16:47   #14
erdincdulger

 
Varsayılan

özür dilerim yukarıdaki kararı sehven paylaştım.Doğrusu aşağıdaki,

T.C.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ
E. 2010/20163
K. 2011/694
T. 15.2.2011
• İHTİYATİ HACİZ ( İhtiyati Haciz Kararı İcra Edildiği İçin Takip Tarihinde Vadesi Gelmemiş Borç Borçlu Bakımından Muaccel Hale Geldiği - İhtiyati Haciz Kararına İtiraz Üzerine Karar Veren Asliye Hukuk Mahkemesi`nin Kararı İle İhtiyati Haczin Kaldırılmasının Sonuca Etkili Olmadığı )
• TAKİP TARİHİNDE VADESİ GELMEMİŞ BORÇ ( Borçlu Bakımından Muaccel Hale Geldiği - İhtiyati Haciz Kararına İtiraz Üzerine Karar Veren Asliye Hukuk Mahkemesi`nin Kararı İle İhtiyati Haczin Kaldırılmasının Sonuca Etkili Olmadığı )
• BONO AÇIĞA İMZA ATILMAK SURETİYLE DÜZENLENEBİLECEĞİ ( Bonoların Anlaşmalara Aykırı Olarak Doldurulduğu Borçlu Tarafça Kanıtlanamadığı - Şikayetin Reddine Karar Verilmesi Gerektiği )
ÖZET : Takip geçerli bir ihtiyati haciz kararına dayalı olarak başlatılıp, ihtiyati haciz kararı icra edildiği için, takip tarihinde vadesi gelmemiş borç, borçlu bakımından muaccel hale gelmiştir, ihtiyati haciz kararına itiraz üzerine karan veren Asliye Hukuk Mahkemesi`nin kararı ile ihtiyati haczin kaldırılması sonuca etkili değildir.
Takibe konulduğu anda bonoların tüm unsurlarının bulunduğu çekişmesizdir. Bono açığa imza atılmak suretiyle düzenlenebileceğinden bonoların anlaşmalara aykırı olarak doldurulduğu borçlu tarafça kanıtlanamamıştır. Mahkemece belirtilen ilkeler uyarınca şikayetin reddine karar verilmesi gerekir.
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Alacaklı, İ.İ.K.nun 257/2. maddesinde yazılı sebeplerden birine dayanarak müeccel bir alacağı için ihtiyati haciz karan alır ve kararı İ.İ.K.`nun 261. maddesine göre icra ettirip borçlunun mallarına ihtiyati haciz koydurursa, müeccel borç, sadece borçlu bakımından İ.İ.K.nun 257/3. maddesi hükmüne göre muaccel hale gelir. Bundan sonra borçlu artık borcun vadesinin gelmediği itirazında bulunamaz ( Kuru, Baki, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı sh. 885 ).
T.T.K.nun 690. maddesinin göndermesi ile bonolarda da uygulanması gereken aynı yasanın 592. madde hükmüne göre, açığa imza atılmak sureti ile tanzim olunan senet, anlaşmalara aykırı doldurulduğu ispat edilmedikçe geçerli sayılır.
Somut olayda ihtiyati haciz kararına dayalı olarak 15.7.2008 vadeli 7000.-TL ve 3150.-TL miktarındaki bonolara istinaden kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile 14.7.2008 tarihinde takip başlatılmıştır. Keşideci borçlu vekili süresi içerisinde icra mahkemesine verdiği dilekçede takibe konu bonoların takip tarihi itibariyle vadeleri gelmediğini, bonolarda isim ve tanzim tarihlerinin sonradan doldurulduğunu, bono niteliği taşımadığını, 3150.-TL`lık bononun tanzim tarihinde tahrifat yapıldığını iddia ederek takibin iptali isteminde bulunmuştur. Mahkemece aldırılan 13.2.2009 tarihli Adli Tıp Kurumu raporunda, bonolarda-ki tanzim tarihi ve alacaklı isimlerinin diğer yazı ve imzalardan farklı kalemle yazıldığı, 3150.-TL`lık senetteki tanzim tarihinin imzadan sonra yazıldığının tespit edildiği, ancak 7000.-TL`lık senet bakımından bir tespite gidilemediği bildirilmiştir, icra mahkemesi, takibin iptali kararının gerekçesinde anılan Adli Tıp raporunu esas almış, 3150.-TL`lık senetteki tanzim tarihinin senedin imzalanmasından sonra yazıldığını ve takibin başlangıcında yer alan ihtiyati haciz kararının daha sonra kaldırıldığını belirtmiştir.
Yukarıda açıklanan ilkeler ve İ.İ.K.nun 257/2-3. ve 261. maddeleri uyarınca takip geçerli bir ihtiyati haciz kararına dayalı olarak başlatılıp, ihtiyati haciz kararı icra edildiği için, takip tarihinde vadesi gelmemiş borç, borçlu bakımından muaccel hale gelmiştir, ihtiyati haciz kararına itiraz üzerine karan veren Zile Asliye Hukuk Mahkemesi`nin 10.3.2009 tarihli kararı ile ihtiyati haczin kaldırılması sonuca etkili değildir.
Öte yandan takibe konulduğu anda bonoların tüm unsurlarının bulunduğu çekişmesizdir. Bono açığa imza atılmak suretiyle düzenlenebileceğinden bonoların anlaşmalara aykırı olarak doldurulduğu borçlu tarafça kanıtlanamamıştır.
Mahkemece yukarda belirtilen ilkeler uyarınca şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle mahkeme kararının yukarda yazılı sebeplerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.`nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 15.02.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi.