Mesajı Okuyun
Old 04-02-2013, 16:43   #34
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Sabah, ( Eski Kadıköy İş Mahkemesindeki) duruşmam nedeniyle İstanbul Anadolu Adliyesi’(Kartal)ndeydim.

Öncelikle İstanbul yönünden özel aracıyla gidecekler için, yol ve otopark tarifi vereyim. Maltepe yol ayrımını geçer geçmez, sağ şeritten devam etmekte yarar var. Trafik levhalarına adliye yazısı eklenmiş. Levhaya bakarak, kolayca Adliyenin önüne gelebiliyorsunuz. Otopark girişinde “Avukat Otoparkı” yazısı olmasına rağmen, görevliler size “Geri dönün soldaki yola girin, 100 m. Sonra sola dönün, otopark girişi orada” diyecektir. 100 m.sonra sola dönünce ihtişamlı bir “Giriş” yapıldığın görüyorsunuz. Tam da “Tanrım bu kadar basit mi, bulacaktım” diye düşünürken, yine bir görevli “30 m. Daha gideceksiniz daha sonra soldan giriş yapacaksınız” dese de, inanmayın. Çünkü bu tarife göre ters istikametten giderek trafik kurallarını ihlal edersiniz. Oysa 150 m. kadar ileride “sola dönülmez” levhasının oradan sola doğru “U” dönüşü yaparak 120 m. kadar geri gelirseniz, açık otoparka kavuşmuş olursunuz. Burasının girişi inşaat halinde olduğu için, içeriye bedava girebilirsiniz.

Nihayet aracınızı park ettiniz ve kalabalığa doğru hareketlendiniz. Binadan içeri girince özel güvenlik görevlileri sizi karşılayacak ve çantanızı x-ray cihazınızdan geçirmenizi isteyecekler. Siz avukatlık kimlik kartınızı gösterip bir de “avukatım” deseniz de, “olsun, çantanızı cihazdan geçirmeniz gerekir” diyecekler. Benim gibi etrafınızda toplanan görevlilere hakemin sarı kart göstermesi gibi 3 defa “avukatım, avukatım, avukatım” derseniz, bir görevli kartınıza bakarak “isminizi söyler misiniz” diyecek. Siz mecburen kartınızdaki ismi söyleyeceksiniz. Görevli Çağlayan Adliyesi’ndeki gibi isminizi bir yere yazmayacak, çünkü hafızası çok güçlü olduğundan gerek görmeyecektir.

Ne güzel! Artık Avrupa’nın en büyük adliyesindesiniz. Hemen önünüzde asansörleri göreceksiniz. Bekleşen meslektaşları da göreceksiniz. Sosyalleşmenin bir yolu da budur. Sohbete, “X Mahkemesinin yerini bilen var mı” diyerek katılabilirsiniz. Çekinmeden sorun, çünkü göreceksiniz ki kimse bilmemektedir.

Neyse, epeyce yürüdükten ve sonrasında kaybolduktan sonra mahkemeyi bulacaksınız. Duruşma saatinden yarım saat önce gelmenize şükrettikten sonra, 9.55 teki duruşmaya 11.30 girmeyi umursamayacaksınız bile. Ne yani yıllarca beklediniz, hala alışamadınız mı?

Başka işiniz yokmuş gibi, “Neden inşaatı bitmemiş bir adliyeye gelmek zorundayız” diye düşünerek yürürken, yerdeki karoların bazılarının sökük veya takılmamış olduğunu göreceksiniz. Görememeniz mümkün değil, çünkü az önce karonun olması gerektiği yerdeki toz bulutuna bastınız ve dengeniz bozuldu. “Yahu bari bir kahvaltı yapayım” diye düşünürseniz ve A blokta zemin katta değilseniz, önce zemin kata ineceksiniz daha sonra 1.kata çıkacaksınız. Ve alışveriş merkezlerinin yemek katına benzer lokantaları göreceksiniz. Ha, “niye doğrudan bağlantı yok da, insanları önce aşağıya indirip, sonra tekrar yukarı çıkarıyorlar” diye soracaksanız bana sormayın. Çünkü cevabı ben de bulamadım. Ama A bloktan B bloka ya 4. kattan ya da zemin kattan bağlantı var.

Bu arada uyarayım; hakim, savcı arkadaşınız var da ziyaret etmek istiyorsanız, tam fırsatı. Çünkü hakimlerin odasının bulunduğu koridora takılan turnikeler henüz tamamlanmamış, şansınızı kullanın. Bir daha zor geçersiniz yoksa. “Aynı koridorda mahkeme kalemleri de var” diyecek olanlara da lafım hazır: “Avukatın mahkeme kaleminde ne işi var?”.

Şimdilik bu kadar…